Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yönelik olduğu, bu haliyle de davalının yargılama sürecini olumsuz olarak etkilemeye yönelik davranışlarda bulunduğu, iftira niteliğindeki bu şikayet nedeniyle babanın ortak çocukla sekiz yaşına kadar yatılı kişisel ilişki kurmayacağı yönünde beyanda bulunması nedeniyle, uzmanlar tarafından düzenlenen raporun sonuç kısmında davacı babanın beyanı dikkate alınarak ortak çocuğun sekiz yaşından sonra yatılı kişisel ilişki kurulmasının uygun olduğu şeklinde kanaat bildirilmiş ise de; uzmanlarca esasen çocuğun yatılı kişisel ilişki kurmasına engel bir durum saptanmadığı, salt davacı babanın üzerinde atılan iftira sonucu çekindiği ve üzüldüğü için yatılı kişisel ilişki kurmaktan imtina ettiği, oysa ki davacı babanın yargılamanın en başından beri amacının çocuğu ile yatılı kişisel ilişki kurabilmek olduğu, açıklanan sebeplerle davacının davasının kabulüyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 324 üncü maddesi uyarınca velâyeti davalı annede bulunan ortak ve karar tarihi itibariyle...

    ın öğrenci olduğunu, yardıma muhtaç olduğunu belirterek 350 TL yardım nafakası talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini istemiştir. Mahkemece aylık 100 TL yardım nafakası takdir edilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; TMK.nun 328/1.maddesinde “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü mevcut bulunmaktadır....

      Yapılacak iş, maddi tazminat isteminde bulunan davacı ana ve davacı babaya iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanmama nedeninin Kurumdan sorularak, gelen yanıta göre gerekirse Kurum'a başvuruda bulunmaları için davacılara süre vermek, başvurunun reddi halinde SGK Başkanlığını hasım göstererek iş kazası sigorta kolundan kendilerine ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti davası açması için önel vermek, dava açılması halinde 6100 sayılı HMK'nun 165/2. maddesi gereğince bu dava için bekletici mesele yapmak, kesinleşen mahkeme kararı ile dava reddedilmiş ve işbu davada da davacı anne ve baba ölenin desteğinde olduklarını ispat edememişler ise davacı anne ve babanın maddi tazminat isteminin reddine karar vermek, başvuru üzerine Kurumca davacı anne ve babaya gelir bağlanmış veya açılan tespit davası kabul edilmiş ve kesinleşmiş ise hüküm tarihine en yakın tarihteki veriler gözetilerek davacıların maddi zararlarını davacı anne ve babanında destek kapsamında olduğunun kabulüyle destek paylarının...

        Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/01/1986 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/01/1986 olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 2. ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur....

          Mahkemesi Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/01/1986 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/01/1986 olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 2. ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur....

            Davacı, boşanma kararı ile oğlu A... velayetinin babasına bırakıldığını, kararın 10.02.2005 tarihinde kesinleştiğini, velayet kendisine bırakılmış olan babanın 15.02.2015 tarihinde öldüğünü belirterek bu sebeple velayetin kendisinde olduğunun tespiti ile çocuğun kendisine teslimi talebi üzerine mahkemece, 10.06.2015 tarihinde verilen kararla velayetin davacı annede olduğunun tespiti ile çocuğun davacı anneye teslimine karar verilmiştir. 04.06.2015 tarihinde çocuğa vasi olarak atanan halası ...’ in başvurusu üzerine, bu defa velayetin davacı annede olduğu kararını veren mahkeme 04.08.2015 tarihli ek kararıyla 10.06.2015 tarihli kararın iptaline, velayetin askıda olduğunun tespitine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararı temyiz edilip Yargıtay'ca bozulup ortadan kaldırılmadıkça, hukuki varlığını devam ettirir. İlk derece mahkemesi dosyayı yeniden ele alarak kendi kararını ortadan kaldıramaz....

              dönemde aldığı aylık gelirin asgari ücretin altında kaldığı anlaşıldığından, davacının anılan dönemlerde muhtaç olduğunun kabulü gerektiği, bu duruma göre de, davacının 2002 yılının tamamında, 2006 yılının ise 7. ayından itibaren muhtaç olmadığı, diğer dönemlerin tamamında ise aylık geliri asgari ücretin altında olduğundan, muhtaç olduğu dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmak suretiyle muhtaçlığın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, belirtilen durum gözetilmeksizin, 8.5.2002 tarihinden itibaren davacının muhtaç olduğu dönemleri de kapsar şekilde muhtaçlığın kalktığına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir Davalı idare, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 108. maddesinde; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 39. maddesi uyarınca 16 yaşından büyük işçiler için tespit edilen asgari ücretin net tutarından...

                Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi ve soybağının tespiti istemine ilişkin olduğu ve öncelikle gerçek anne ve babanın, dolayısıyla soybağının tespiti gerektiğinden Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın gerçek durumu göstermeyen hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup soybağının tespiti davası niteliğinde olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacılar, nüfus kaydında çocukları olarak görünen küçük ...'un, gerçekte oğulları ve gelinleri olan davalılar ... ve ...'un çocukları olduğunu ileri sürerek ...'in davalıların çocuğu olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarının buna göre düzeltilmesini talep etmişlerdir....

                  Davada, davalı ...’nin reşit olduğundan bahisle davacı babanın iştirak nafakası borcunun bulunmadığının tespiti talep edilmektedir.4721 sayılı TMK.nun 328.maddesinde “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür.” hükmüne göre davalının öğrenci olması nedeniyle davacı babanın nafaka yükümlülüğü devam eder....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Babalığın Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 16.03.3022 tarihli yazısı ile istenilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, ... vatandaşı olduğunu beyan ederek davalıların murisi ...`ün babası olduğunun tespiti ile kendisinin, ...`ün nüfus kaydına çocuğu olarak tescil edilmesini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davasının kabulü ile davacının biyolojik babasının... olduğunun TMK 301 ve devamı maddeleri gereğince hükmen tespitine, bu şekilde bağ kurulmak sureti ile nüfusa tesciline karar verilmiş; hüküm, taraflarca kanun yollarına başvurulmaması üzerine 11.07.2019 tarihinde kesinleştirilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu