Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının herhangi bir gelirinin bulunmadığı ve eğitimini sürdürebilmek için anne babasının yardımına muhtaç olduğu açık olup, zaruret içinde bulunduğunun kabulü zorunludur. ... Davacı yalnızca annesinden nafaka talebinde bulunmasına rağmen mahkemece, usulüne uygun şekilde mirasçılıkta aynı derecede bulunan babasının da sosyal ve ekonomik durumu araştırılmıştır. Bu araştırma neticesinde davacının barınma başta olmak üzere birçok giderini babasının karşılamaya çalıştığı, davacının, babası ve kız kardeşi ile birlikte aynı evde yaşadığı, aylık 900,00 TL kira ödedikleri, davacının kız kardeşinin kolejde okuduğu, bu giderleri tek başına karşılamaya çalışan babanın malülen emekli olduğu ve kanser tedavisi gördüğü anlaşılmıştır. Davalı anne ise, 43 yaşında olup,.... adına kayıtlı evde yalnız yaşamaktadır....

    İş Mahkemesi'nin 2014/273 esas sayılı dosyası ile kazanın iş kazası olduğuna karar verildiği, meslekte kazanma gücü kayıp oranının %72 olarak belirlendiği ancak müvekkilinin sürekli bakıma muhtaç olmasına rağmen yardıma muhtaç olmadığına ilişkin kurum sağlık kurulu kararı ile karar verildiği, müvekkilinin kendi başına hayatının devam ettirmesinin söz konusunu olmadığı iddiasıyla, müvekkilinin geçirdiği iş kazası nedeniyle yardıma muhtaç olduğunun tespitine ve bağlanan gelirle aylıkların yardıma muhtaç olduğu dikkate alınarak 01/10/2011 tarihinden itibaren bağlanması gerektiğinin tespitine, aksine tesis edilen kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı T2-Bel Konut Koop. vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu ayrıca davacı tarafın Konya 1. İş Mahkemesi'nin 2017/457 esas sayılı dosyasında bakım parası talebinde bulunduğunu, Konya 1....

    Mahkemece, "dinlenen tanık beyanlarından murisin belli bir yaştan sonra bakım ihtiyacı doğduğu, bakım ihtiyacının giderilmesi için davalı ile muvazaalı bir satış sözleşmesi yaptığı, her ne kadar Yargıtay içtihatlarına göre evladın elverdiğince ebeveynine bakıp yardım etmesi ahlaki bir görev ise de, görev sınırının aşıldığı, ana babanın normal bakımın ötesinde ihtimama muhtaç olduğu durumlarda evladın hizmetin karşılığında bir şey istemesi ve sunulan aşırı hizmetin semen olarak değerlendirilmesi gerektiği" gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de, öncelikli olarak çekişmeli taşınmazın tespitinin senetsizden yapılması ve taraflarca da tapu kaydına dayanılmamasına göre, çekişmeli taşınmaz taşınır hükmünde olup, kadastro tespiti öncesi tapuda kayıtlı olmadığından muvazaa iddiası dinlenemeyecek olup, bu kapsamda yapılan değerlendirmede; mahallinde icra edilen keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi, taraf tanıkları ve senet tanığının beyanları bir arada değerlendirildiğinde, çekişmeli taşınmazın mevkisinin...

    Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı ididasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır....

      Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır....

        Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı ididasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve "Genetik annenin kocası olmayan" kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır....

          beyanla İsmet Özkan'ın davacının biyolojik babası olduğunun ve davacının İsmet Özkan'ın mirasçısı olduğunun tespitine karar verilmesi talep etmiştir....

          C) İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı: Davacılar murisinin 05/05/2008 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda vefat ettiği, hükme esas alınan 30/11/2015 tarihli kusur raporunda davalıların toplamda %75 oranında kusurlu, kazalı müteveffanın ise %25 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen 12/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda, tarafların kusur oranı, kurum tarafından yapılan ödemeler ve dosya kapsamı nazara alınarak davacı eşin 1.658,44 TL, davacı çocuğun 25.052,30 TL , davacı annenin 12.268,84 TL, davacı babanın 13.601,85 TL maddi zararının olduğunun tespit edilerek mahkemece bu tutarlara hükmedildiği, takdiren davacı eş için 75.000,00 TL, davacı çocuk için 50.000,00 TL, davacı anne ve baba için 20.000,00 er TL, davacı kardeşler için 10.000,00 er TL manevi tazminat takdir edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulune karar verilmiştir....

            İş Mahkemesi’nin 2014/273 E sayılı dosyası ile kazanın iş kazası olduğuna karar verildiğini, meslekte kazanma gücü kayıp oranının %72 olarak belirlendiğini, ancak yardıma muhtaç olmadığına ilişkin Kurum sağlık kurulu kararı ile karar verildiğini, ancak davacının sürekli bakıma muhtaç olduğunu, kendi başına hayatını devam ettirmesinin söz konusunu olmadığını beyanla davacının geçirdiği iş kazası nedeniyle yardıma muhtaç olduğunun tespitine ve bağlanan gelirle aylıkların yardıma muhtaç olduğu dikkate alınarak 01.10.2011 Tarihinden itibaren bağlanması gerektiğinin tespitine, aksine tesis edilen Kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Kurum vekili tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı Kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazında bulunulduğunu, ayrıca Konya 1....

            Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 23.07.2009 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı olarak boşandıkları; 18.06.2009 tarihli boşanma protokolünde babanın çocuklar için toplam 200 TL nafaka ödemeyi kabul etmiş olduğu, protokol öncesinde davalı baba vekili tarafından boşanma davası dosyasına sunulan 23.03.2009 tarihli cevap dilekçesinde; babanın ağır bir hastalık geçirdiğinden, uzun süre yatalak kaldığından ve tedavi göreceğinden söz edildiği, bir kolu ve bacağının felçli olduğunun, şeker ve sara tedavisi gördüğünün, bağımlı durumda bulunduğunun belirtildiği, iştirak nafakasının kaldırılmasına ilişkin dava sırasında dosyaya sunulan sağlık kurul raporundan da davacı babanın tek taraflı baston desteğinde kısa mesafe yürüdüğünün, %80 iş gücü kaybı bulunduğunun, çalışamaz durumda olduğunun 28.12.2012 tarihinde saptandığı anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu