Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. ./.. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olayda; dosya kapsamındaki Sosyal Güvenlik Kurumun’dan gelen kayıtların taraflara ait olmadığı anlaşılmaktadır....

    ın gerçek çocukları olduğunun tespiti ile nüfus kayıtları arasında bağlantı kurularak ...'ın babası ...'ın nüfus kütüğüne kaydedilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın, babanın hukuken tespiti istemine ilişkin olup soybağının düzeltilmesi davalarında Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın nüfus kaydında düzeltim istemine ilişkin olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, babası ...'ın nüfus kaydında baba ve annesi olarak görülen ... ve ...'ın gerçek çocukları olduğunun tespiti ile nüfus kayıtları arasında bağlantı kurularak ...'ın babası ...'ın nüfusu kütüğüne kaydedilmesini talep etmiştir....

      Davacılar vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada ömür boyu bakıma muhtaç kalacak şekilde malul kaldığını açıklayıp ömür boyu bakıcı gideri talebinde bulunmuştur. Mahkemece alınan raporda, davacının küçük oğlunun ömür boyu bakıma muhtaç olmadığı, tedavi süresinin uzaması nedeni ile 10 ay, tam gün bakıma muhtaç olduğunu bildirilmiş, mahkemece 10 aylık bakıcı gideri olarak 968,92 TL'nin tahsiline karar verilmiştir. Anılan karar dosya kapsamına uygun olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Şöyle ki; davacı küçükte oluşan maluliyetin tespiti amacı ile alınan adli tıp raporunda davacının iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayacağı ve bu dönemde %100 oranında malul sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre mahkemece davacının iyileşme süresi olan 18 ay boyunca bakıma muhtaç olduğunun kabulü gerekirken yazılı şekidle karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

        Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.11.11.2008 KARŞI OY Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç * 13.07.2005 doğumlu küçük Kiraz'ın Türk Medeni Kanununun 182, 336/2 maddeleri uyarınca babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır. Açıklanan sebeple değerli çoğunluğun farkıl görüşüne katılmıyorum....

          Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı ve bağımsız konut açmadığı, anne bakım ve şefkatine muhtaç olan ortak çocuğun annesinden koparılarak annelik görevlerinin yerine getirilmesine engel olunduğu ve babanın bu duruma sessiz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanma kararı verilmesi gerekirken yetersiz ve yasal olmayan gerekçeyle davanın reddi doğru bulunmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....

            TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı Hanefi ÇELİK'in 17.09.2002 tarihinde geçirdiği iş kazasına bağlı olarak bakıma muhtaç durumda olduğunun tespitine, bakıma muhtaç durumda olduğu tarihin tespitiyle, bu tarih itibariyle iş kazasından dolayı Kurumdan aldığı gelire bakıcı ücretinin de eklenmesi ve birikmiş bakıcı ücretlerinin ödenmesi gerektiğinin tespitini talep etmiştir. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece,"Dosyada davacının 17/09/2002 tarihinde geçirdiği iş kazasına bağlı olarak bakıma muhtaç durumda olup olmadığı, ve bakıcı ücreti ödenip ödenmeyeceği hususus itilaf konusudur. Dosyada mevcut 06/01/2010 tarihli Sağlık Kurulu raporunda davacının maluliyetinin %82 olduğu, yardıma muhtaç durumda olmadığı belirtilmiştir....

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; davacının davalıların özbabası olduğunu, davacı babanın akciğerlerinden rahatsız olup çalışamayacak kadar hastalığının ağırlaştığını, işi ve herhangi bir geliri olmadığı gibi emekli maaşının da olmadığını, yakınlarının yardımı ile zor geçindiğini, davalıların üçününde iş sahibi olduğunu, herbirinin aylık gelirinin 1.000 TL nin üstünde olduğunu belirterek, tarafların ekonomik durumlarının araştırılıp tespiti ve her birinden aylık 350 TL nafakanın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece,"...davacının eşinden boşandığı, boşandıktan sonra davacının o tarihlerde küçük olan davalı çocuklarının yetişmesi ve eğitimi sırasında tamamen ilgisiz kaldığı, aralarında kişisel ilişki kurmadığı, davalıların kendi çabaları ile davacının desteği olmaksızın okudukları ve davalı ...'...

              Ana ve babanın yararları boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur. Eldeki dosyada çocuğun yaşı gözetilerek anne sevgisine muhtaç durumda bulunan çocuk ile baba arasında yaşı nedeniyle yatılı olmayacak ancak baba ile bağını güçlü tutacak sıklıkta ve yeterlilikte baba-çocuk arasında kişisel ilişki düzenlemesi doğru bulunmuştur. İlk derece mahkemesi kararı şahsi ilişki kurulması ve süresi bakımından çocuğun üstün yararına olacak şekilde düzenlendiği belirlenmiştir. Şimdiye kadar babanın görmemiş olması, anne ile davacının husumetli olması,babanın çocuğu doğum ve sonrasında kabullenmemiş olması gibi sebepler şahsi ilişki kurulmasına engel bir durum olarak görülmemiştir. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

              Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi, Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklaması, Velayet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar". TMK'nın 349.maddesine göre; "Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir". TMK'nın 183.maddesine göre; "Ana ve babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde hakim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır". Yargıtay 2....

              ın aynı kişiler olduğunun tespiti ile ... olarak kayıtlı görünen 11.11.2001 tarihinde evlenerek ... olan kaydın gerçekte ... ve ...'in çocuğu olması ve kaydı işlem görmesi nedeniyle ... ve ...'den olma ...'ın işlem görmeyen kaydın iptaline, ...'ın gerçek baba ve annesinin ... ve ... olduğunun tespiti ile gerçek anne ve babanın kaydına taşınarak bağ kurulmasına karar verilmiştir. Dava, her ne kadar ... ile ...'ın aynı kişiler olduğu iddiasına dayanarak mükerrer kaydın iptali istemine ilişkin ise de ... ve ...'den olma .... TC nolu ...'ın kaydının iptal edilerek bu kayıttaki bilgilerin ... T.C. kimlik nolu, ... ve ...'den olma, ...'ın kaydına taşınmasına karar verilmesi gerekirken gerçek kaydın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu