Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çocuk Mahkemesince ise, davanın konusunun çocuğun evlat edinme sürecinde doğal anne babanın rızasının alınmaması kararı verilmesine ilişkin olduğu, iş bu yargılamanın aile mahkemesinde dava şeklinde görünmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 311. maddesinde, evlat edinmede anne ve babanın rızasının aranmayacağı haller düzenlenerek, küçüğün anne ve babasının kim olduğunun veya uzun süreden beri nerede oturduğunun bilinmediği, anne babanın ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunduğu, veya anne babanın küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmediği durumlarda, anne ve babanın rızasının aranmayacağı belirtilmiştir. 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesine göre; “4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a göre aile hukukundan...

    Davalı babanın emekli devlet memuru olduğu, 3.500 TL emekli maaşı aldığı, aylık 950 TL kira ödediği, üzerine kayıtlı mal varlığının olmadığı SED araştırması ile tespit edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacı kadının engel halinin bulunduğu, bakıma muhtaç olduğu, annesi tarafından bakıldığı, davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının annesinin devletten 1.300 TL bakım ücreti aldığı, ayrıca babası dolayısı ile yetim aylığı aldığının bildirildiği, mahkemece bu bilgilere rağmen davacı annenin çocuk ve kendisi için almış olduğu bakım ücretin ilgili yerlerden sorularak araştırılmadığı, yine davalı babanın emekli maaşının , davacının annesinin yetim aylığının sorulmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının tam araştırılmadan yetersiz SED araştırması ile ve eksik inceleme sonucu karar verildiği görülmüştür....

    nın babası olduğunun tespiti ve iştirak nafakası isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile küçük ...'nın babasının ... olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ve kayyım tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 327 ve devamı maddeleri uyarınca, velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....

      Adli Tıp İhtisas dairesinden alınan raporda 01.09.2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği nazarında, davacının çalışma gücünün en az %60’ını kaybetmiş olduğu, bakıma muhtaç olmadığı, maluliyet başlangıç tarihinin 10.10.2011 tarihi olduğunun belirtildiği, Adli Tıp Genel Kurulundan alınacak raporda ise davacının çalışma gücünün en az %60’ını kaybetmiş olduğu, bakıma muhtaç olmadığı, maluliyet başlangıç tarihinin 23.06.2011 tarihi olduğunun belirtilmesi üzerine, mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının beden çalışma gücünün %60 ını kaybettiğinin ve malül sayılması gerektiğinin tespitine, davacının maluliyet aylığı bağlanmasına ilişkin talebinin reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır....

        İş bu dava ile davacılar, iş kazası sonucu ölen kızları nedeniyle, ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, Mahkemece, davacıların bakıma muhtaç olmadıkları, kendi geçimlerini kendilerinin sağladıkları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

          Mahkemece, davacı sigortalının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin kabulüne, dava anne ve babanın manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; iş kazası sonucu davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının % 100 olduğu ve yardıma muhtaç durumda olduğunun belirtildiği, .... Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, olayın meydana gelmesinde, davacı işçinin % 10, davalıların % 90 oranında kusurlu bulunduklarının belirtildiği, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda davacının dönem zararları ve bakıcı gideri toplamından sürekli iş göremezlik ve kusur oranı ile ilk peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneğinin tenzil edilmesi sonucu karşılanmamış zararını oluşaturacağının belirtildiği ve mahkemece bu toplamdan belirtilen ödeneklerin tenzil edilerek sonuca gidildiği anlaşılmaktadır....

            Tunç'un anne ve babası olan davacılara ölüm geliri bağlanmasına ilişkin olup, Mahkemece, davacıların mal varlıklarının ve gelirlerinin olmadığı, sigortalı Metin'in gelirine muhtaç oldukları gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Sigortalının ölümü tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa'nın 24. Maddesi uyarınca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının anne ve babasına gelir bağlanabilmesi için, anne-babanın, sigortalının ölümünden önceki tarihlerde ekonomik ve sosyal bakımdan muhtaç olmaları ve sigortalının yardımına gereksinimlerinin bulunması ve giderek bu ihtiyaçların ağırlıklı şekilde sigortalı tarafından karşılanmakta olması zorunluluğu vardır. Diğer bir anlatımla, sigortalı, sağlığında muhtaç durumdaki ana babasının geçimlerini, sürekli ve düzenli olarak günlük gereksinimlerine yetecek nitelik ve önemdeki yardımlarla sağlamış olmalı, onun ölümü ile de ana-baba bu destekten yoksun kalmış bulunmalıdır....

              ./02/2014 tarihli cevabi yazısına göre davacı anne ve babaya muhtaç durumda olmadıklarının tespiti nedeniyle gelir bağlanmadığı, yine dosyadaki sosyal durum inceleme raporlarına göre davacı annenin temizlik şirketinde asgari ücretle çalıştığı, davacı babanın ise ...200,00 TL ücretle işçi olarak çalıştığı anlaşılmıştır. Gerçekten destek kavramı hukuki bir ilişkiyi değil fiili bir durumu ifade eder. Ne hısımlığa ve ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanmaz. Öte yandan dava nitelikçe iş kazası sonucu ölen sigortalının yakınlarının Kurum tarafından karşılanmayan maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir Bu yönüyle davanın yasal dayanağı kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasa'nın .... maddesidir ve bu madde kapsamına göre sigortalının ana ve babasına iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümü nedeniyle sigortalının eş ve çocuklarından artan pay bulunması halinde gelir bağlanır....

                Korunmaya muhtaç çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı yanında, kişisel ilişki tesisine de karar verildiğine göre, 5395 sayılı Yasanın 13/1. maddesi gereğince, incelemenin duruşma açılarak yapılması zorunludur. Öte yandan çocuklar hakkında alınan koruyucu ve destekleyici tedbir kararları, çocukların haklarına etkili olduğu gibi, çocuklar üzerinde velayet hak ve sorumluluğuna sahip olan ana ve babanın hak ve hukuklarıyla da ilgilidir. Bu bakımdan, küçüklerin yasal temsilcileri olan ana ve babanın, “ilgili” sıfatıyla davadan haberdar edilmeleri, göstermeleri halinde olayların delillerinin de toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmelidir. Bu yapılmadan evrak üzerinde inceleme yapılması ve küçüklerin yasal temsilcilerinin davadan haberdar edilmeyerek eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                  Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/307 E. sayılı dosyasına sunulan 28.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda, havuzun etrafından cankurtaran yeleğinin ve gerekli aletlerin mevcut olduğunun, gerekli uyarı yazılarının bulunduğunun, çocukların korunma ve kollanmasından sorumlu olan ebeveynlerinin de çocukların başında olmaması sebebi ile kusurlu olduklarının belirtildiğini, anne ve babanın destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilmesi için desteğe muhtaç olduklarını veya ilerde desteğe muhtaç olacaklarının ispatı gerektiğini, davacı anne ve baba halihazırda çalışan ve yardıma muhtaç olmayan kişiler olup ilerde çalıştıkları kurumlardan emekli olacakları için de gelecekte de yardıma muhtaç olma ihtimallerinin olmadığını, Mahkeme tarafından davacı anne ve babanın malvalığı ile hali hazırdaki gelir tespitinin yapılmadığını, hükmedilen tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin doğru olmadığını, tazminat hesabı yapılırken anne ve babanın diğer çocuklarından alacağı desteğin dikkate ve...

                    UYAP Entegrasyonu