D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, soy bağının reddi davasının, ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocuklarının soy bağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir dava olduğunu, babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasındaki soy bağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soy bağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak davanın soy bağının reddi davası olmadığını, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davası olduğunu, açtıkları davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğunu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, Bu itibarla, Babalık davası bakımından yapılan istinaf incelemesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 301.maddesinde çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuğun isteyebileceği, davanın babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılacağı, babalık davasının, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye, dava ana tarafından açılmışsa kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edileceği; 303.maddesinde ise; babalık davasının, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabileceği hükme bağlanmıştır. Küçük T5 01/02/2019 doğumlu olup, dava ana tarafından doğumdan sonra açılmıştır....
Öte yandan, küçük lehine babalık hükmünün kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası, babalık hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde iştirak nafakasına hükmedilmesi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, davalının nafakaya yönelen istinaf isteminin reddine, davacı kayyımın iştirak nafakasına yönelen istinaf isteminin ise kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 3 no'lu maddesinin kaldırılmasına, küçük Muhammed Efe Irk lehine dava tarihinden babalık hükmünün kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL tedbir nafakası ile, babalık hükmünün kesinleşme tarihinden davalının vefat tarihi olan 18/11/2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 800,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/341 KARAR NO : 2022/301 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BOR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/03/2021 NUMARASI : 2020/312 ESAS- 2021/45 KARAR DAVA KONUSU : Babalık (Babalık Davası) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup, yapılan ön inceleme neticesinde; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2017- 2020 tarihleri arasında nişanlılık ilişkisi yaşayıp Bor Toki EvA10 adresinde birlikte kaldığını, bu birliktelik sırasında tarafların ilişkilerinin ciddi olması ve evlilik planları yapıyor olmaları nedeni ile taraflar cinsel ilişkiye girdiklerini ve yaşanılan ilişki sonucunda müvekkilinin hamile kaldığını, davalının, müvekkilinin hamile olduğunu öğrenince böyle bir mesuliyet almak...
Mahkemece, babalık hükmü ile birlikte 4.003 TL maddi tazminat ve aylık 200 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, davalının temyizi üzerine Dairemizce sair temyiz itirazları reddedilerek çocuğun doğumdan itibaren üçyüz gün içerisinde doğduğu ve davalı baba hanesine tescil edildiği bu sebeple babalığın tespitine yönelik davanın reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiş, mahkemece bozma ilamına uyularak babalık davasının reddine, maddi tazminat ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İş bu davanın babalık davası olduğu, babalık davasının kabule bağlı bir dava olmadığı gibi resen araştırma ilkesine tabi bir dava olduğu, yargılama giderlerinin haksız çıkan taraftan alınacağı kanun gereği olduğu, dava kabul edildiğine göre davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru ve yerinde olduğu, davalı lehine vekalet ücreti verilmemesinin de doğru olduğu anlaşıldığından davalı T5 vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Dolayısı ile davada soybağının reddi ve babalık yönünden bir ayrım yapılmamış, davanın açıklanan hali ile tamamına aile mahkemesinde bakılması gerektiği belirlenmiştir. Bu bağlamda mahkemece mevcut kaydın iptali ile babalık davası yönünden gerekli kanıtlar toplanıp, inceleme yapılarak davanın kabulü halinde baba hanesine tescili ile yargılama sonunda tespit edilecek anne ile de arasında bağlantı kurulmasına karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı kararın verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.'' şeklinde düzenleme yer almaktadır. Mahkemece davanın Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye ihbarı Tebligat Kanunu hükümlerince tebliğ yoluyla sağlanmadan, Cumhuriyet Savcısı ve Hazine karar başlığında gösterilip gerekçeli karar Tebligat Kanunu hükümlerince tebliğ edilmeden, aynı Yasanın 426/2 maddesi uyarınca yasal temsilci davacı anne ile küçüğün menfaatlerinin çatışması nedeniyle çocuğa kayyım atanması için gerekli işlemler yapılmadın yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Babalık davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Davanın vekil eliyle takip edilmesi halinde vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerektiğinden (HMK mad.74), taraf vekillerine babalık davası yönünden özel yetki içeren vekaletneme sunmaları için uygun süre verilmesinden karar verilmesi de doğru görülmemiştir....
TMK 285.maddesi babalık karinesini düzenlemiş olup, bu maddeye göre evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Babalık karinesinin çürütülmesi, soy bağının reddi davası ile mümkündür. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ise nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının konusudur. Soy bağının reddi davası TMK 285. Maddesinde düzenlenen babalık karinesi kapsamında yer alan dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soy bağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soy bağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocukla koca arasında soy bağının bulunmadığını tespite yönelik açılacak dava soy bağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi davasıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2020 NUMARASI : 2020/702 2020/678 DAVA KONUSU : Babalık (Babalık Davası) KARAR : Davacı tarafından nüfus kayıt düzeltimine ilişkin olarak açılan davada Mersin 2. Aile ve Mersin 10....