Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, kendiliğinden baba sıfatını kazanacaktır. Bu durumda soybağı ihtilafı ortaya çıkmadığından, açıklanan muhtevadaki davalar, sadece nüfus kayıtlarında düzeltim davasından ibaret kalacaklar ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri olacaktır....
Asliye Hukuk Mahkemesince davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın nüfus kaydında düzeltim niteliğinde olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Aile Mahkemeleri TMK.'nun 282 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK.'nun 286. vd.) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda, Cumhuriyet Savcısı tarafından, davaname ile küçük...‘ın gerçekte “.....” ile “...” gayriresmi birlikteliğinden doğduğu halde, annesi ...’nin babası ve annesi olan davalılar...ve ..... üzerine nüfusa kayıt ettirildiği iddia edilerek nüfus kaydının iptali ile gerçek duruma uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi talep edilmiştir. Dosya kapsamına göre, küçük ...‘ın gerçek anne ve babasının amca çocukları olduğu anlaşıldığından, başka deyişle küçük ...’ın nüfus kaydında üzerine yazıldığı... ile gerçek baba olduğu idda edilen ........
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ...i Aile Mahkemesi, uyuşmazlığın nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. ...i 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile mahkemeleri, TMK'nın 282 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK'nın 286. vd.) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir....
Somut uyuşmazlıkta, davacıların, davanın nüfus kayıt davası olduğu yönündeki itirazlarının yerinde olmadığı gibi, dava, bu hali ile mahkemenin nitelediği üzere TMK'nin 286 ve devamı maddelerinde düzenlenen mirasçılar tarafından çocuk ve annenin mirasçıları aleyhine açılan soybağının reddi davası olmayıp, 292. madde kapsamında evlilik dışı doğan çocuğun, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi sonucu soybağı kurulduğundan iş bu soybağının kaldırılması da 294. madde kapsamında düzenlenen sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağının düzeltilmesine itiraz niteliğinde olduğu, davanın bu şekilde vasıflandırılması yerine, soybağının reddi olarak nitelendirilip hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; sonradan evlenme ile kurulan soybağına itiraz davası yönünden de TMK'nın 300/2.madde kapsamında hak düşürücü süre geçtiği anlaşıldığından; bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden ve hükmün redde ilişkin bölümü sonucu itibari ile doğru görüldüğünden...
Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Hal böyle olunca davacı ...'ın, mevcut ... ile ... hanesindeki gerçeğe aykırı beyanla oluşan kaydın iptali halinde davacının doğum tarihinde annesi ...'ın dava dışı ... ile evli olduğundan ... ile davacı arasında soybağı kurulmuş olacaktır. Davacı ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemeleri TMK'nın 282 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK'nın 286. vd.) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda davacı vekili, müvekkilleri ... ... ve ... ...'ın ... ... ile ... ...'ın nikahı olmaksızın aynı çatı altında bir aile gibi 5 yıl süren birlikteliğinden olmuş çocuklar olduğunu, çocukların resmi evlilik dışında doğduğundan gerçek anne ... ...'ın nüfus kaydına yazıldıklarını ve baba adlarının da ... olarak yazıldığını ancak bu baba ile çocuklar arasında baba - evlat hukuki ilişkisinin kurulmamış olduğunu davacıların babası Mustafa'nın vefat ettiğini belirterek ... ... ve ... ...'ın babasının ... ... olduğunun tespiti ile nüfus kaydında babalık bağının kurulmasını talep etmiş olup dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır....
Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlendiğinden buna ilişkin davalarda 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi uyarınca görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir. Somut olayda, davacılar vekilinin babalık iddiasında bulunduğu anlaşıldığına göre, Mahkemece Aile mahkemesinde görülmek üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir....
Dolayısıyla biyolojik babanın, çocuk ile arasında soybağı kurulmasına gönüllü olmadığı hâllerde, çocuk ile baba arasında soybağının kurulması mahkemeden istenebilir ve açılan bu dava da babalık davası olarak adlandırılır. 3. Babalık davasına ilişkin düzenlemeler, 4721 sayılı Kanun'un hısımlığı düzenleyen ikinci kısmının, soybağının kurulmasına ilişkin birinci bölümünün üçüncü ayrımında yer almakta olup, 301 ilâ 304 üncü maddeleri arasında hüküm altına alınmıştır. 4. Türk Medeni Kanunu'nun 301 inci maddesinde babalık davasını açabilecek kişilerin anne ve çocuk olduğu belirtilmiştir. Burada anne ve çocuğun, babalık davası açma hakları birbirinden bağımsızdır, dolayısıyla babalık davasını birlikte açabilecekleri gibi ayrı ayrı da açabilirler. Dava hakları birbirlerinden bağımsız olduğu için, birinin kaybettiği dava diğerini etkilemez ve biri için kesinleşen mahkeme kararı diğeri için kesin hüküm teşkil etmez. Aynı şekilde birinin feragati veya sulh olması da diğerini etkilemez....
Kaya olduğu iddiası ile eldeki dava açılmış ise de, Türk Medeni Kanunu'nun soybağına ilişkin hükümleri dikkate alındığında, Kanun koyucunun Cumhuriyet savcısına soybağıyla ilgili herhangi bir dava açma yetkisi tanımadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 294/1. maddesi gereği, Cumhuriyet savcısının sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebileceği, somut olayda böyle bir durum söz konusu olmadığından, Cumhuriyet Savcısının soybağına itiraz ve iptal davası açma hakkının bulunmadığı, dava hakkının yanlış yazılım nedeni ile hukukları etkilenecek olan kişilere ait olduğu, bunların da harç ve diğer yükümlülüklerini yerine getirerek böyle bir davayı gerek gördükleri takdirde her zaman açabilecekleri anlaşılmaktadır. Mahkemece açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak davanın aktif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi yerine, işin esası incelenerek kabulü doğru görülmemiştir....
Kanunlarda babalık davalarına ilişkin olarak istisnai bir düzenlemenin bulunup bulunmadığına bakıldığında ise 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren TMK'nın 284. maddesinde soybağının kurulmasına ilişkin davalardaki "Yargılama usulü" düzenlenmiş ve; "Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır: 1.Hâkim maddi olguları resen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. 2.Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hakim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir." hükmüne yer verilmiştir....