Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.” TMK’nın 303. maddesine göre; Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.” 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesinde, babalık davasının, yargılama sırasında Cumhuriyet Savcısına usulüne uygun olarak ihbarı zorunludur. Cumhuriyet Savcısına yapılacak tebligatın usulü 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 43. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 65. maddesinde gösterilmiştir....

Babalık davası içinde istenen mali haklar (TMK. md. 304. ) ve iştirak nafakası babalık davasının eki niteliğinde olup ayrıca harca tabi olmadığı gibi ret veya kabulü halinde de taraflar yararına ayrıca vekalet ücreti verilmesini gerektirmez. Hüküm altına alınan mali hakların miktarı üzerinden kararla birlikte nispi harç alınması ve davacı yararına ayrıca vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.m.438/7)....

    Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, kayıt düzeltim davası olarak kalmakla birlikte, genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden babalık karinesi gerçekleşmeyeceğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir.(Yargıtay HGK 2013/354- 1554, 18. HD 2015/1360- 3281, 2015/1591- 4537) Somut olayda; İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre; dava, baba kaydının düzeltilmesi talebine ilişkindir. davacının genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğindedir. Bu takdirde uyuşmazlık, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir....

    Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18....

      KARŞI OY YAZISI ... kayyımı tarafından açılan babalık davası sonucunda davalı ile küçük Tolga arasında babalık hükmü ile soybağı ilişkisi kurulduğu halde kişisel ilişki kurulması yönünde bir karar verilmemiş olup çocuğu ile kişisel ilişki kurulması gereği davalı tarafından açık olarak temyiz edilmiştir. Davaların çabuk, basit ve ucuz bir biçimde incelenmesinde tarafların olduğu gibi kamunun da yararı vardır. Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. (Anayasa m. 141) Usul ekonomisi ilkesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.ncı maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı ile paralellik göstermektedir. Mevcut davada karar verilmesi mümkün olan bir konuda tarafları yeni bir dava açmaya yöneltmenin yukarıda açıkladığımız ilkelerle bağdaşır bir tarafı yoktur. O halde küçük Tolga ile davalı arasında kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulması gerekir....

        Bu karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince iştirak nafakasının babalık hükmünün kesinleşmesinden itibaren ödenmesine, diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu m. 333 hükmünde açıkça düzenlendiği üzere babalık davası ile birlikte nafaka istenebilir ve hâkim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir. Açıklanan nedenlerle, davalının çocuğun babası olduğu da sabit olduğuna göre dava tarihinden itibaren nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılanmayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

          Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın babalık davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın mükerrer nüfus kaydının iptali ile hatalı kaydın düzeltilmesi davası belirtilerek yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Aile Mahkemeleri TMK.nun 282. ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK.nun 286 vd) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Davanın kabul edilmesi halinde anne adının değiştirilmesinin yanında çocuğun nüfusta babası gözüken kişi olan Mahir ile soybağının iptali de gerekeceğinden, dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır. Soybağı hukuku ile ilgili davalar 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin görev ve yargılama usullerine dair kanunun 4. maddesinde gösterilen davalardan olup TMK.nun 282 vd maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgili bu davanın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....

            Dava niteliği itibarıyla babalığın tespitine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 301. maddesinin son fıkrasında yer alan "babalık davası Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir." Hükmü uyarınca ana tarafından açılan davanın kayyıma ihbar edilmemesi, küçüğün kayyımı yok ise, kayyım atanmadan davanın sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Diğer taraftan; babalık davası kamu düzeni ile ilgili olduğundan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 95/2. maddesi hükmüne göre davalının davayı kabul etmesi hukuki sonuç doğurmamaktadır. Mahkemece taraflardan delillerin sorulup toplanması, kan ve genetik bulgular yönünden kendiliğinden inceleme yapılması gerekirken bu hususunda gözardı edilmesi doğru bulunmamıştır....

              Dava niteliği itibarıyla babalığın tesbitine ilişkindir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 301. maddesinin son fıkrasında yer alan "Babalık davası Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir" hükmü uyarınca ana tarafından açılan davanın kayyıma ihbar edilmemesi, küçüğün kayyımı yok ise, kayyım atanmadan davanın sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır. Diğer taraftan babalık davası kamu düzeni ile ilgili olduğundan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 95/2. maddesi hükmüne göre davalının davayı kabul etmesi hukuki sonuç doğurmamaktadır. Mahkemece taraflardan delillerin sorulup toplanması, kan ve genetik bulgular yönünden kendiliğinden inceleme yapılması gerekirken bu hususunda gözardı edilmesi doğru bulunmamıştır....

                K.md.36) baba adının düzeltilmesi istemi ise babalık davası niteliğindedir (TMK. md. 301). Babalık davası Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından (üçüncü kısım hariç) kaynaklanmakta olup görevli mahkeme aile mahkemesidir( 4787 s. K.md.4). Bu nedenle babalığa ilişkin istemin tefriki ile davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması, ana adının tashihi yönünden ise taraflara delilleri sorulup gösterdikleri takdirde toplanarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.05.11.2012 (Pzt.)...

                  UYAP Entegrasyonu