DAVA TÜRÜ : Babalık Davası KARAR Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, 26.04.2013 doğumlu Eda'nın babasının davalı ... olduğunu ileri sürerek, babalığın tespitini istemiş; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 301.maddesinde; "Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir." hükümleri yer almaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Mahkeme kararının, Cumhuriyet Savcısına usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Cumhuriyet Savcısına yapılacak tebligatın usulü 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 43. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 65. maddesinde gösterilmiştir....
Davalar; T4 aleyhine açılmış soybağının reddi davası ile T3 aleyhine açılmış babalık davasıdır. Her ne kadar babalık davasının, soybağının reddi davasının neticesinde verilecek kararın kesinleşmesi ile görülebilecek bir dava olması nedeniyle bir arada görülmeleri uygun değil ise de tarafların davaların esası yönünden verilen hükümleri istinaf etmemeleri nedeniyle kesinleştiğinden yerel mahkeme kararı bu yönüyle eleştirilmekle yetinilmiştir. Her iki dava kabul ile neticelenmiş ve davalılar aleyhine hüküm kurulmuştur. Bu nedenle dava boyunca davacı tarafından karşılanmış yargılama harç ve masrafları ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde davanın türüne göre belirlenen vekalet ücretinden babalık davası yönünden davalı T3, soybağının reddi davası yönünden davalı T4 sorumludur....
TMK 285.maddesi babalık karinesini düzenlemiş olup, babalık karinesinin çürütülmesi, soy bağının reddi davası ile mümkündür. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının konusudur. Yukarıda belirtildiği üzere soy bağının reddi davası babalık karinesi kapsamında yer alan dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soy bağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soy bağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocukla koca arasında soy bağının bulunmadığını tespite yönelik açılacak dava soy bağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi davasıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesince; çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmadığı, anne yönünden davanın kayıt düzeltim davası olarak kalmakla birlikte, genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden babalık karinesi gerçekleşmeyeceğinden genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebinin "soybağı davası" niteliği kazandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Afyonkarahisar 2. Aile Mahkemesince; davacı tarafın iddiasının TMK'nın 285.maddesinde yer alan babalık karinesi kapsamında kalmamakta olup nüfus kaydındaki gerçeğe aykırı beyanların düzeltilmesi talebi kapsamında kaldığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilerek yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosya dairemize gönderilmiştir. Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın 282. maddesi uyarınca, anne ile çocuk arasındaki soybağı doğum ile baba ile çocuk arasındaki soybağı ise “anne ile evlenme”, “tanıma” ve “hakimin hükmü” ile kurulmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/03/2019 NUMARASI : 2017/321 E 2019/215 K DAVA KONUSU : Babalık (Babalık Davası) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davalı Akdeniz T6 tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/06/2022 NUMARASI : 2022/501 2022/490 DAVA KONUSU : Babalık (Babalık Davası) KARAR : Taraflar arasındaki nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Mersin 6....
a ilişkin olarak babalık davası açılmış olmakla küçüğün soybağının reddine ilişkin gereğinin yapılması bildirilmiştir. ...,01.10.2015 gün 02 sayılı davaname ile; TMK 295/3'te "Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kalmadıkça tanınamaz" hükmü gereğince, evlilik birliği içinde doğan küçüğün ... ile soybağı kaldırılmadığı sürece babalık davasının açılamayacağı gerekçesi ile ...'ın, babalık karinesi gereği nüfus kütüğüne kaydedilen ... ile arasındaki soybağının reddi hususunda karar verilmesi kamu adına talep olunmuştur. Davaname ile açılan bu dava ... tarafından açılan dava ile birleştirilmiştir. Mahkemece; davaname ile gelen soybağının reddi davasının kabulü ile, ...'ın, ...'ın babası olmadığının tespiti ile soybağının reddine, babalık davasının kabulü ile, davacı ...'in, ...'ın babası olduğunun tespitine, ... ile, küçük ... arasında soybağının tesisine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, ... 05.02.2005 tarihinde doğmuş ve ......
Baba soyadının ne özelliği vardır ki “evlilik dışı” bir çocuk için “babalık hükmü alanlar” yönünden de bu uygulamaya geçilmiştir/geçilmektedir? Kadın erkek eşitliği açısından bakıldığında “evlilik dışı çocuk” açısından ana soyadı ile baba soyadının birbirine üstünlüğünden söz edilemez. Değerli çoğunluk gerekçesinde 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu (Resmi Gazete: 29 Nisan 2006 - Sayı : 26153) Geçici Madde 5 hükmüne dayanmaktadır. Gerçekten Geçici Madde 5 hükmü ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 321 hükmü “babalık hükmü alanlar” yönünden de yürürlükten kaldırılmış mıdır? Başka bir anlatımla babalık davalarında bundan sonra ana hanesine tescil edilen çocukların babalığa hüküm kararı sonucu “baba hanelerine nakline” karar verilmesi bir zorunluluk mudur/“emredici” bir hüküm müdür?...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Babalık Davası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraf vekillerinin dosya içerisinde bulunan vekâletnameleri genel vekâletname olduğu, açıkça yetki verilmemiş ise vekilin, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamayacağı ve takip edemeyeceği (HMK m. 74), soybağına ilişkin davalar kişiye sıkı sıkıya bağlı haklara ilişkin olduğu için bu tür davalarda vekâletnamede özel yetki bulunması gerektiği gerekçesiyle daha önce davanın iadesine karar verilmişse de mahkemece taraf vekillerine çıkarılan muhtırada verilen kesin süreye rağmen vekaletname sunulmamasının sonuçları hatırlatılmamıştır....
Babalık davası ise 08.10.2009 tarihinde açılmıştır. Çocuğun açtığı babalık davasının ergin olduktan sonra en geç bir yıl içinde açılması gerekir. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir (TMK m. 303). Davacı için bir yıllık süre 16.07.2007 tarihinde dolmuştur. Davacının gecikmeyi haklı kılan sebep olarak gösterdiği davalı ...'ın kendisini oyalaması olayı haklı sebep olarak değerlendirilemez. Bu nedenle ek bir aylık süre de geçmiştir. Açıkladığımız nedenlerle, hak düşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmek üzere, hükmün bozulması gerektiğini düşünüyoruz....