Daha sonra Babalı Köyü sınırları içinde bulunan ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılarak 28/03/2012 tarihinde ilân edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmediği ve 2/B madde koşullarını taşımayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı ...'...
ise katılanın kendisine küfrettiğini beyan ettiği, aşamalardaki anlatımların kendi içinde çelişkili olması, olayın kim tarafından başlatıldığının belirlenmemiş olması karşısında, anlatımlar arasındaki çelişkinin giderilmeye çalışılması, giderilemediği takdirde yöntemince irdelenip hangi anlatıma hangi nedenle üstünlük tanındığı açıklanıp tartışılarak, sonucuna göre sanıkların hukuksal durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanıklar hakkında hakaret suçundan beraat kararı verilmesi, b-Tanık .. soruşturma aşamasında “...babalı oğullu ikisi ... saldırdılar...” şeklinde beyanda bulunması, sanık .. soruşturma aşamasındaki beyanında katılanın kolunu tuttuğunu kabul etmesi ve müştekinin aşamalarda değişiklik göstermeyen beyanlarının ve tanık ile sanık .....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : 1) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... haklarında 2863 sayılı Kanunun 74/1-1. cümle, 5237 sayılı TCK'nın 62, 53, 51, 54 maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine 2) Sanık ... hakkında 2863 sayılı Kanunun 74/1-1. cümle, 5237 sayılı TCK'nın 62, 53, 54, 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanık ... ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde izinsiz kazı yapmak için fikir ve eylem birliği içerisinde bir araya gelen sanıkların yapılan bir ihbar üzerine Yozgat İli, Sorgun İlçesi, Babalı Köyü, Bağlar Mevkiinde yer alan ve "Bekçi Höyüğü" olarak bilinen ancak arkeolojik açıdan tümülüs özelliği arz eden dava konusu taşınmazda sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve...
Daha sonra Babalı Köyü sınırları içinde bulunan ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılarak 28/03/2012 tarihinde ilân edilmiştir....
Davacılar "Sol" isimli gazetenin 19/12/2013 tarihli yayınında "Bu kez babalı kızlı skandal","Baba oğuldan baba kıza" başlıklı haberler nedeniyle kişlik haklarına saldırıldığını belirterek manevi tazminat talep etmişlerdir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu yazının bütünü değerlendirildiğinde, ... şampiyonu olan ...'ün altın madalyasının, dönemin federasyon başkanı babası ... tarafından rüşvet karşılığı alındığının iddia edildiği, haberin gerçek gibi verildiği, ancak yapılan soruşturma sonunda iddiaların somut bulgularla desteklenmediği anlaşılmıştır. Bilgi alma özgürlüğü bilgi toplama ve mümkün olan bütün kanuni kaynaklardan bilgi araştırma hakkını içerir. AİHS’nin 10. maddesinde teminat altına alınmıştır. Bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü, medya ile ilgilidir; Medyanın halka bu tür bilgiyi ve fikirleri aktarmasının olanaklı olmasını gerektirir....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 22/09/2020 NUMARASI : 2019/673 ESAS, 2020/614 KARAR DAVA KONUSU : Babalı KARAR : İlk Derece Mahkemesince verilen karara davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Salih’in gayriresmi birlikteliğinden Hümeyra isimli çocuklarının doğduğunu, davalı ve ailesinin müvekkiline şiddet uygulayarak evden kovduklarını, davalının müşterek çocuğu kendi üzerine kaydettirmediğini ileri sürmek suretiyle, müşterek çocuk T5 babasının davalı T3 olduğunun tespitine, 6 haftalık geçim gideri için 3.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline ve çocuk yararına aylık 1.000,00 TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; sanığın, katılan ....’den finansal kiralama sözleşmesi ile suça konu bir adet 120 lik şerit bıçkı makinası ve bir adet dört babalı tomruk arabasını aldığı, taksitlerini zamanında ödememesi sebebiyle temerrüde düştüğü, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince, traktörün iadesi için katılan şirket tarafından 15.08.2007 tarihli ihtarnamenin düzenlendiği, buna rağmen sanığın parayı ödemediği gibi suça konu kiralanan malları da katılan şirkete iade etmediği anlaşıldığından, eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin suça konu makinaların iade edilmemiş olması ile katılan tarafın uğradığı zararın karşılanmamasının gerekçe olarak gösterilmesi yeterli görüldüğünden, lehe hükümlerin uygulanması talebi bulunmayan sanık hakkında TCK'nın 62. maddesinin tartışılmaması bozma nedeni olarak görülmemiş, bu yönden bozma isteyen tebliğnamedeki görüşe iştirak...
Davaya konu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; Kandıra İlçesi Babalı Köyü 174 ada 9 numaralı parselde kayıtlı olup tapuda tarla vasfı ile 122.966 m² olduğu öncesinde bu parselin tesis kadastrosu ile Hazine adına 05/09/2013 tarihinde tam pay ile tapu kaydının oluştuğu, davalı T2 davaya konu edilen 1/2 payı 30/07/2015 tarihinde 6292 Sayılı Kanun gereğince Hazine'den satın aldığı bu şekilde 1/2 payın T2 adına tapu kaydının oluştuğu görülmektedir. 23/03/2015 tarihli Kandıra Noterliği'nden düzenlenme muvafakatname başlıklı belge incelendiğinde; davaya konu 174 ada 9 numaralı parseldeki muris Hasan Demir'in hak sahibi olduğu yarı paylık kısmını 6292 Sayılı Kanun kapsamında akdi halefi olarak almak isteyen oğlu T2 isimli kişinin almasına muvafakat ettiğini belirttiği görülmektedir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik sürecinde davalının evlilik dışı ilişki yaşadığını, hakaret ettiğini, aşağıladığını, küçük düşürdüğünü ve psikolojik olarak yıprattığını, müvekkilinin, aldatıldığını öğrendikten sonra ailesinin evine gittiğini, davalının çeşitli yalanlarla müvekkilini ve ailesinin kandırarak yeni başlangıç yapmak vaadiyle kandırdığını, ancak davalının önceki ilişkisini devam ettirerek aldatmayı sürdüğünü, müvekkiline kocalık yapmadığını, çocuklarına babalı vazifesini yapmadığını, aldattığı kadının kendi evlerine davet ederek müvekkilini aşağılamasına göz yumduğunu, rencide ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma, velayet, tedbir-iştirak ve yoksulluk nafakası ile 50.000TL maddi ve 100.000TL manevi tazminat talep etmiştir....
Şu an Mescitli Mahallesi Tekkiraz Sk NO:42 Babalı Abdullah Çelik Yanında ikamet etmekteyim, Davacı Boşanma Davas açımşı ve boşanmamız devam etmekte dir, Ben Eşimden Boşanmak istemiyorum. Fakat Yoszsul Bulunduğumdan emekli maaşımda olmadığından dolayı Eşim T2 İmamhatip görevlisi bulunduğundan tarafıma düzenli bir şekilde 2500,00 TL Yoksulluk Nafakası Davalı maaşının 657 Sayılı Devlet Memuru olduğundan her ay düzenlik bir şekilde aldığından dolayı Maaşından 2500.00 TL Yoksulluk Nafası olarak Terme Ziraat Bankası Şubesine gönderilmesini karar verilmesive ayrıca Benim Maddi ve manevi olarak moralimi bozduğundan bu esnada psikolojim bozulduğundan Depresyora girdim. Mecburen Hap kullanmaya mecbur bırakıldım. Bunun için Rahatsızım, İş Bu davayı Nafaka davası olarak açma ve toplam 120.000,00 TL Maddi vemanevi tazminata karar verilmesine istiyorum.'' şeklinde dilekçesi ile nafaka talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....