Mahkemece, tespiti istenen hususların ilerde zayi olacak veya ikamesinde müşkilat çıkacak delil mahiyetinde olmayıp açılacak dava sırasında tespitinin mümkün olduğu gerekçesi ile delil tespiti talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Delil tespiti talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararı nihai karar niteliği olmadığından temyizi kabil değildir. Bu nedenle tespit isteyen vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle delil tespiti isteyen vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Talepte bulunan davacı ... tarafından 13/11/2013 gününde verilen dilekçe ile delil tespiti istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 13/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, delil tespiti istemine ilişkindir. Davacı, haciz talebinin icra müdürlüğünce keyfi olarak reddedildiğini ve kendisine bilgisayar çıktısı şeklinde belge verildiğini, bu belgenin usulsüz olarak düzenlendiğini düşündüğünden, belgenin temin edildiği bilgisayarın hard diski üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle delil tespiti istemiştir. Mahkemece, talep reddedilmiş; tespit isteyen tarafından bu karar temyiz edilmiştir....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı hizmet tespiti ile işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece işçilik alacaklarına ilişkin dava tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Hizmet tespitine ilişkin davada verilen karar ise temyiz edilmiş olup halen kesinleşmemiştir. İş yargılamasında çalışma olgusunu ve hizmet süresinin, kısaca kıdemini ispat yükü, genel ispat kuralı gereği iddia eden işçiye aittir. İşçi açılan işçilik davası sırasında hizmet süresinin tespiti ile ilgili olarak işçilik alacaklarından bağımsız olarak hizmet tespiti davası açmış olabilir. Bu durumda hizmet süresine bağlı işçilik alacakları davasının sonuçlanması, hizmet tespiti davasının sonucuna bağlıdır. Bu nedenle hizmet tespit davasının bekletici mesele yapılması gerekir. Somut olayda, davacı işçinin işyerindeki hizmet süresi uyuşmazlık konusudur....
Delil tespiti davalının yokluğunda yapıldığı gibi, davalı tarafından delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporuna da itiraz edilmiştir. HUMK'nun 373. maddesi gereğince, delil tespiti yokluğunda yapılmış olan karşı taraf, delil tespitine itiraz edebilir. İtiraza uğramış olan delil tespiti raporu ise hükme esas alınamaz. Mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporu arasındaki çelişkiyi gidererek hüküm kurulması gerekirken, gerekçesi belirtilmeden, delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş olması, doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda 2 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 06.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Buna karşılık kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira sözleşmesinde yıllık kira parası 15.000,00 TL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir. Bu durumda HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, istirdat ve menfi tespit istemlerinden oluşan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-Taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu, enerji nakil hattının güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranın taşınmazın tüm değerinin yüzde beşbuçuğu oranında olacağı gözetilmeden, daha az oranda kabulüyle eksik bedel tespiti, 2-Dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine ve Belediye Başkanlığından gelen yazıya göre, objektif değer artırıcı unsur oranının % 50 oranında olacağı gözetilmeden, daha düşük oranda alınmak suretiyle kamulaştırma bedelinin az tespiti, 3-Kabule göre de; mahkemece kabul edilen değer düşüklüğü oranına göre, kamulaştırma bedelinin 807,30-TL. olarak tespiti gerekirken, yanılgı sonucu 3.804,60-TL. olarak fazla tespiti, Doğru görülmemiştir....
Mahkeme tarafından dava konusu taşınmaza ilişkin olarak, 2.9.2008 tarihinden itibaren hak ve nesafet kurallarına göre kira tespiti yapılmıştır.Bu durumda tespiti istenilen dönem endeks dönemi olup, bir önceki dönem kira parasına endeks tatbik edilmek suretiyle kira bedelinin tespiti cihetine gidilecektir.Somut olayda, tespiti istenilen dönemden bir önceki dönem olan 2.9.2009 tarihinden başlayan döneme ilişkin olarak kira tespit davası açılmış olup, bu dava halen derdesttir.Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, 2.9.2009 tarihinden itibaren başlayan dönemin kira parasının mahkemece tespit edilmesinden sonra, bu kira parasına endeks tatbik edilmek suretiyle kira tespiti yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince...
Buna karşılık kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira sözleşmesinde yıllık kira parası 120.000,00 YTL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir. Bu durumda HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, istirdat ve menfi tespit istemlerinden oluşan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Eyüp 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 29.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı Kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının 01/06/2004-05/01/2007 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, işçilik haklarının istendiği 2007/76 E. Sayılı dosyanın 2010/54 E. Sayılı hizmet tespiti istemli dava ile birleştiğinden 2007/76 E. Sayılı dava yönünden hizmet tespiti isteminin kabulü ile davacının 01/06/2004-05/01/2007 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti ile 2010/54 E. Sayılı dava yönünden 2007/76 E. Sayılı davada karar verildiğinden bu dosya üzerinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden 2007/76 E. Sayılı davada davacının işçilik haklarını istediği, 2010/54 E....
Köyü 435, 436 sayılı zilyetlik tespiti yapılan taşınmazlara gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki 382 sayılı zilyetlik tespiti yapılan taşınmaza net meyve geliri esas alınarak bilimsel yolla değer biçilmesi ile tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....