Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; soyut tanık beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, ispatlanmayan vakıaların kusur olarak yüklenemeyeceğini, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tedbir nafaka miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tedbir nafaka miktarı ile tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
Mmddesine göre "İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar..." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, müştekinin nüfus kayıt örneği incelendiğinde 21/09/2016 tarihinde yeniden evlendiği anlaşılmakla, nafaka yükümlülüğünün kendiliğinden sona ermesi sebebiyle sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Gaziantep 3....
Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre,sanığın 2016 yılı Aralık ayı ile 2017 yılı Ocak ve Şubat aylarına ilişkin olarak nafaka yükümlülüğünü ihlal ettiğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 176/3. maddesine göre “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar...” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, müştekinin alınan nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde 21/09/2016 tarihinde yeniden evlendiği anlaşılmakla, nafaka yükümlülüğünün kendiliğinden sona ermesi sebebiyle sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının...
KARAR Borçlu, takip konusu yapılan nafaka borcunu takipten önce alacaklının banka hesabına yatırdığından bahisle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile Sakarya 6. İcra Müdürüğü'nün 2014/3668 Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle davacının 5.000,00 TL manevi tazminat, 252,00 TL birikmiş nafaka borcu bulunduğunun tespitine, takibin 5.252,00 TL toplam alacak devam eden nafaka alacakları ve işlemiş faiz ile birlikte devamına karar verilmiş, hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Başvuru, İİK'nun 33/1. maddesine dayalı icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır. Somut olayda, alacaklı ...'e ait İş Bankası hesap dökümünde dosya borçlusu olmayan ... tarafından yapılan ödemelerin bilirkişi raporunda hesaba dahil edilerek bakiye nafaka alacağının belirlendiği görülmektedir....
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, boşanma davası sonucu hükmedilen nafaka ve tazminat alacaklarının yargılama sırasında davacıya ödenmiş olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 29,20 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulü, maddî ve manevî tazminat ile nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin mahkemece ... hükmedilip hükmedilmediği noktasında toplanmaktadır. 2....
Taraflar 01.06.2018 tarihli protokolün 6. maddesi ile; nafaka, maddi-manevi tazminat, katkı, katılma ve değer artış payı taleplerinden feragat etmişlerdir....
Temyiz Sebepleri 1. ... erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kadın yararına tazminat ve nafaka şartlarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, tazminat talepleri hakkında verilen karar, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2....
Tevdi edilmiş eşyanın geri verilmesine veya bedeline ilişkin alacaklar. 2.Haksız olarak alınmış veya aldatma sonucunda alıkonulmuş eşyanın geri verilmesine veya bedeline ilişkin alacaklar. 3.Nafaka ve işçi ücreti gibi, borçlunun ve ailesinin bakımı için zorunlu olup, özel niteliği gereği, doğrudan alacaklıya verilmesi gereken alacaklar.''hükmüne yer verilmiştir. TBK'nun 144/3. maddesinde nafaka ve işçi ücretleri örnek verilerek gibi sözcüğüyle, maddenin bunlarla sınırlı olmadığı vurgulanmıştır. Manevi tazminat alacağının takas edilemeyeceğini düzenleyen açık bir hüküm yoktur. Yargıtay eski kararlarında manevi tazminatın alacaklının rızası olmadıkça takas edilemeyeceğini kabul etmişti....
Nafaka talep edilen eşin kusursuz da olsa nafaka ödemekle yükümlü kılınması, yoksulluk nafakasının tazminat ya da cezadan farklı bir nitelik taşıdığını göstermektedir. Yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması, diğer bir ifadeyle kendi kusurundan kaynaklanmamak koşuluyla yoksul olmaması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlâki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir....