Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BABALIK DAVASIDAVA HAKKI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 303 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Türk Medeni Kanunu 301. maddesi hükmüne göre, babalık davası babaya, ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Nüfus kaydına göre 04.05.1945 doğumlu olan davacı davayı 26.05.2004 tarihinde açmıştır. İstek, babalığın tespitine ilişkindir. Babalık davası çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı doğumdan başlayarak 1 yıl geçmekle düşer. Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa çocuk hakkındaki 1 yıllık süre atamanın kayyıma tebliği tarihinde, kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar. (TMK. 303.md.) Yasada öngörülen süre hak düşürücü niteliktedir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/09/2020 NUMARASI : 2018/45 ESAS, 2020/464 KARAR DAVA KONUSU : BABALIK KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davalı T3 vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı Begümhan'ın annesi olan T6 2002- 2006 yılları arasında davalı T3 ile gayriresmi birliktelik yaşadığını, bu birliktelikten 14/12/2006 doğumlu davacı T1 dünyaya geldiğini, ancak davalının çocuğu kabullenmediğini, bu nedenle Begümhan'ın babasının T3 olduğunun tespitine, Begümhan için aylık 1.000 TL nafaka takdirine karar verilmesini talep etmiştir....

    için hamile kalınca olayın ortaya çıktığını, akrabası olduğu ve tehditler ettiği için ceza almasın diye olayın rızayla olduğunu söylediğini, sonrasında davalının çocuğun kendisinden olmadığını iddia ederek mesajlar attığını, çocuğun doğumundan sonra da tehditler ettiğini belirterek 26.07.2016 tarihinde dünyaya gelen Umut Buğra Güler'in babasının davalının T3 olduğunun hüküm altına alınmasına, çocuğun babasının nüfusuna geçirilmesine, TMK 304.madde gereğince HMK 107.madde gereği belirsiz alacak olmak üzere 2.500,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınmasına, çocuk için aylık 500,00 TL nafaka bağlanmasına, küçüğe kayyım atanması için Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulmasına, davanın Hazine ve Cumhuriyet Savcılığına ihbarına, davacı kadının adli yardımdan faydalanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma, nafaka, manevi tazminat ve alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma davası ile birlikte açılmış nafaka, manevi tazminat ve katkı payı alacağına ilişkin bulunduğuna ve nafaka, manevi tazminat istekleri de temyiz edilmiş olduğuna göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda; takip dayanağı ilam boşanma, tazminat, nafakaya ilişkin olup, birikmiş ve işleyecek nafaka ile maddi tazminat alacağı takibe konulmuştur. İcra Müdürlüğü'nce, işyerine yazılan maaş haciz müzekkeresi ile işleyecek aylık nafakanın tamamı için haciz kararı verilmesinde Yasa'ya aykırılık yoktur. Adi alacak niteliğinde olan birikmiş nafaka ve tazminat alacağına ilişkin hacizde ise İİK'nun 83. maddesi uygulanması gerektiğine göre, borçlunun maaşından devam eden nafaka miktarı kadar kesinti yapılmasından sonra birikmiş nafaka ve tazminat alacağı için İİK'nun 83. maddesi uyarınca kesinti yapılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu halde, Mahkemece takibe konu tazminat alacağı yönünden borçlunun maaşı üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır....

        21.09.2019 tarihine kadar 40 ay x 300,00 Tl = 12.000 TL. olmak üzere, toplam 17.000 TL nafaka borcunun bulunduğu, davalı alacaklı tarafından 19.500 Tl nafaka borcu için takip yapıldığından, 19.500,00 – 17.000,00 = 2.500,00 fazla nafaka talebinin bulunduğu, maddi ve manevi tazminat yönünden, kararın kesinleşme tarihinden itibaren faiz istenebileceği, mahkemece bu alacak kalemleri için talep edilen faizin tamamı iptal edilmiş ise de, istinafa gelenin sıfatına göre daha aleyhe bir hüküm kurulamayacağından faiz hesaplamasına gerek bulunmadığı, nafaka alacağı için bilirkişi raporunda faiz hesabı yapıldığı, nafaka alacağı yönünden istenilen faizde fazlalık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, Şikayetin Kısmen kabulü İle; Küçükçekmece 4....

        Takibe dayanak ilamda davalı yararına 01/08/2018 tarihine kadar ödenmek üzere 5.000.000,00 TL maddi tazminat takdirine, bu tarihe kadar bu bedel ödenmediği takdirde davacının nafaka yükümlülüğünün devamına, bu tarihe kadar bu bedel ödendiğinde davacının nafaka yükümlülüğünün kaldırılmasına, iştirak ve yoksulluk nafakalarının maddi tazminat ödendiği tarihte kaldırılmasına ifadesi ile maddi tazminat alacağının nafaka alacağı yerine takdir edilmeyip, hükümde 01.08.2018 tarihine kadar takdir edilen maddi tazminatın ödenmesi halinde davacının nafaka yükümlülüğünün kaldırılmasına, bu tarihe kadar bu bedel ödenmediği takdirde nafaka yükümlülüğünün devamına şeklinde tazminatın belirlenen tarihe kadar ödenmesi halinde nafaka yükümlüğünün devamı veya sona ermesi düzenlenmiştir. İlamda tazminat alacağının nafaka alacağına seçimlik alacak şeklinde düzenlenmediği anlaşılmıştır....

        GEREKÇE : Davanın konusu, anne tarafından açılan babalık davası ile maddi ve manevi tazminat, çocuk lehine nafakaya hükmedilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, babalık davasının kabulüne, maddi tazminat ve nafaka talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat davasının tefrikine karar verilmiş, hükme karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

        Mahkemece, azlin haksız olduğuna dayanılarak davanın kabulüne, 10.000,00 YTL nin dava tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, 7.8.2006 tarihli vekaletname ile davalının vekili olarak açtığı boşanma, maddi-manevi tazminat ve nafaka davasını takip ederken 9.10.2006 tarihinde haksız olarak azledildiğini ileri sürerek fazlasını saklı tutup tazminat ve nafaka bedelleri üzerinden hesaplanan 10.000,00 YTL nin tahsili talebiyle bu davayı açmıştır. Mahkemece azlin haksız olduğunun kabulü ile tazminat ve nafaka bedelleri üzerinden ayrı ayrı hesaplanan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Boşanma davalarının içerisinde TMK 174.maddesine dayanılarak istenilen maddi-manevi tazminat ile nafaka talepleri, boşanmanın ferisi niteliğinde olup, ayrı bir harca tabi olmadığından bu taleplerin reddi ya da 2008/4923-11080 kabulü halinde taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün değildir....

          Davalı kadının yasal süre içinde verdiği cevap dilekçesi ile maddi-manevi tazminat ve nafaka taleplerinde bulunduğu ve tazminat taleplerinin Türk Medeni Kanununun 174/1-2 maddesi ile 175. maddesi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Boşanmanın fer'i niteliğinde olan tazminat ve nafaka talepleri için ayrıca harç yatırılmasına gerek yoktur. O halde, boşanmanın fer’isi niteliğindeki nafaka ve tazminat taleplerinin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, uygun olmayan gerekçe ile ''karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

            UYAP Entegrasyonu