Türk Medeni Kanunu'nun soybağına ilişkin hükümleri dikkate alındığında; Kanun koyucunun Cumhuriyet savcısına soybağıyla ilgili herhangi bir dava açma yetkisi tanımadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 294/1 maddesi gereği, Cumhuriyet Savcısının sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebileceği, somut olayda böyle bir durumun da söz konusu olmadığı dikkate alınarak Cumhuriyet Savcısının soybağına itiraz ve iptal davası açma hakkı bulunmadığı için taraf ehliyeti yokluğundan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Ancak; Davacı, davalı ... ile evlilik öncesi ilişkisinden ... isimli çocukları olduğunu sonra ... ile evlendiğini, çocuğu nüfusa bildirip üzerine yazdırdığını, şimdi ise çocuğun kendisinden olmadığını ileri sürerek ... ile olan bağın koparılarak nüfusundan silinmesini istemiş, mahkemece davanın soybağının reddi olarak nitelendirilerek TMK 289/3.maddesindeki hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmiş ise de dava TMK 294. maddesine dayanan sonradan evlenmeyle kurulan soybağına itiraz davası olup TMK 300. maddesinde yer alan hak düşürücü süreler esas alınması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden gerekçeli kararın başlığında yer alan "Dava: Soybağının reddi" tümcesi ile hüküm fıkrasının birinci paragrafında yer alan "M.K.nun 289/3 maddesi" tümcesinin metinden çıkarılmasına, yerine sırasıyla "Dava: Sonradan Evlenmeyle Kurulan Soybağına İtiraz" tümcesi ile "TMK nun 294. ve 300. maddeleri"...
Kaya olduğu iddiası ile eldeki dava açılmış ise de, Türk Medeni Kanunu'nun soybağına ilişkin hükümleri dikkate alındığında, Kanun koyucunun Cumhuriyet savcısına soybağıyla ilgili herhangi bir dava açma yetkisi tanımadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 294/1. maddesi gereği, Cumhuriyet savcısının sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebileceği, somut olayda böyle bir durum söz konusu olmadığından, Cumhuriyet Savcısının soybağına itiraz ve iptal davası açma hakkının bulunmadığı, dava hakkının yanlış yazılım nedeni ile hukukları etkilenecek olan kişilere ait olduğu, bunların da harç ve diğer yükümlülüklerini yerine getirerek böyle bir davayı gerek gördükleri takdirde her zaman açabilecekleri anlaşılmaktadır. Mahkemece açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak davanın aktif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi yerine, işin esası incelenerek kabulü doğru görülmemiştir....
Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmî sicilin belgelendiği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Somut olayda, ....Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen, davaname ile, davalı ...'ın, dedesi ... ... nüfusuna kaydettirildiği, gerçekte babasının davalı ... olduğu iddiasıyla, davalı ...'...
O halde Mahkmece, davacının ilk talebinin 4721 sayılı TMK'nin 294.maddesi kapsamında sonradan evlenme yolu ile kurulan soybağına itiraz davası olduğu gözetilerek, bu dava kapsamında davacı ve davalıların aktif ve pasif husumet ehliyetleri, dava için öngörülen hak düşürücü süreler de dikkate alınarak talep hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken davacı tarafından soybağının reddine dair bir dava açılmadığının kabul edilmesi; ayrıca babalığın hükmen tespiti istemi yönünden müteveffa ... ile babası ... arasındaki soybağı ilişkisi geçersiz kılınmadıkça babalık davasının dinlenmesi mümkün olmadığından babalığın tespiti talebinin eldeki dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydedilerek, sonradan evlenme ile kurulan soybağına itiraz davasının sonucu beklenip bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (1.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağına itiraz ve babalık davasına ilişkin olup, hükmün davacıyı temsilen kayyım tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, yargı yeri belirlenmesi koşulları oluşmamıştır. Hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmekle, temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun kararı uyarınca Yüksek 2. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmî sicilin belgelendiği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Somut olayda; ... Cumhuriyet Savcılığının 11.04.2016 tarihli davanamesi ile 01.07.1995 doğumlu ...'nın gerçek annesinin ... ve gerçek babasının ... olduğu halde nüfusta davalı ...'in anne ve babası olan ... ve ...'nın oğlu olarak kayıtlı olduğu belirtilerek, ...'...
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava konusunun babalık (babalığın tespiti) davası olduğu, TMK 301/1 maddesi gereğince, babalık davasının, ancak babaya karşı anne ve çocuk tarafından açılabileceği, babanın kendisinin anne ve çocuğa karşı babalık davası açmasının yasal olarak mümkün olmadığı belirlenmiş olup; davacının dava açma ehliyeti bulunmadığından davacı tarafça açılan davanın reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olmakla;'' gerekçesiyle; Davacı tarafça açılan babalık davasında, TMK' nun 301/1. Maddesi gereğince, davacının dava ehliyeti bulunmadığından, HMK.nun 114/d maddesi gereğince, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir....
Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise resmi sicilin belgelendiği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Somut olayda; ... Cumhuriyet Başsavcılığının 11.03.2015 tarihli davanamesi ile 20.04.2001 doğumlu ...'nın gerçek annesinin ... ve gerçek babasının ... olduğu halde nüfusta anne ve babası olan ... ve ... kızı olarak kayıtlı olduğu belirtilerek, ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sonradan Evlenme Yoluyla Kurulan Soybağına İtiraz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, oy birliğiyle karar verildi. 02.12.2021 (Prş.)...