Buna göre; davalının yargılama sırasında 15.06.2012 tarihinde tanıma senedi ile çocuğu tanıması sonucu davacı tarafından açılan babalık davası konusuz kaldığından bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı gerekçeyle babalık davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı, babalık davası içinde çocuk için istenen nafaka, babalık davasının eki niteliğinde olup ayrı harca tabi olmadığı gibi nafaka isteminin ret veya kabulü halinde ayrıca vekalet ücretine hükmedilemiyeceği de gözetilmeksizin ayrı bir nafaka davası varmış gibi nafaka isteminin kabul ve ret oranına göre taraflar için vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. Babalık davası ana veya çocuk tarafından açılabilir. TMK'nin 295. maddesinde ise tanıma düzenlenmiştir. Buna göre, tanıma, babanın nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Somut olayda dava, baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılan babalığın tespiti davasıdır. TMK'nin 301. maddesi uyarınca babalığın tespiti davası ancak anne veya çocuk tarafından açılabileceğinden, davacı babalık davası açamayacaksa da; babalığın tespiti talebi tanımanın tespiti istemini de içerdiğinden, davacı, çocuğun babası olduğunu ileri sürerek mahkemeye yazılı olarak başvurduğuna göre, bu başvurunun mahkemeye yapılmış "tanıma" başvurusu olarak değerlendirilip bu çerçevede hüküm kurulması gerekirken, bu yön nazara alınmadan hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
GEREKÇE: Mahkemece davanın tanıma beyanının tespitine ilişkin olmayıp, TMK'nun 301. maddesinde düzenlenen babalık davası olduğu, babalık davasının anne ve çocuk tarafından açılabileceği, baba olduğunu iddia eden davacının babalık davası açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalıya ait nüfus kaydının incelenmesinde; Yaman Aras isimli çocuğun 18/11/2019 doğumlu olarak davalı annenin bekarlık hanesine 02/03/2021 tarihinde tescilinin yapıldığı, baba ile soy bağının bulunmadığı görülmüştür. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir....
TMK'nın 285. maddesinde yer alan “babalık karinesi” uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Bu karine uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuk ile o evlilikte koca arasında soybağı kurulacaktır. Babalık karinesinin çürütülmesi soybağının reddi ile mümkündür. Bu ise soybağının reddi davası ile sağlanabilir (TMK m. 286). Bunun dışında çocuk ile baba arasında kurulan soybağının ortadan kaldırılması imkânı bulunmamaktadır. Bir diğer deyişle asliye hukuk mahkemesinde açılacak kayıt düzeltme davası ile baba adının düzeltilerek soybağının reddi imkânı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur: soybağının reddi davası ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır....
Türk Medeni Kanunu'nun 303. maddesine göre, babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir. Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve T8ye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir (TMK m.301)....
Ve devamı maddelerinde sınırlı olarakk belirtilen soybağının reddi (TMK 285,286 ve devamı),babalık davası, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Davada,davacı ...'ün nikahsız eşinden doğan ve hanesine yazılmayan çocuğun mevcut nüfusuna yazılmasına (Tanıma )ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın Kula Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Kula Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tanıma Beyanının Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalılar vekili Av. ...’ın dosya içerisinde bulunan vekâletnamesi genel vekâletnamedir. Açıkça yetki verilmemiş ise vekil, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez (HMK m. 74). TMK'nin 301. maddesine göre, evlilik haricinde doğan çocukla baba arasındaki soybağı hakim hükmüyle kurulabilir. Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. Babalık davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir....
Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini yasal olarak ana ve çocuk isteyebileceğine (TMK. m. 301/1), genetik babaya babalık davası açma hakkı tanınmadığına göre, bu davayı “ babalık davası” olarak vasıflandırmak da mümkün bulunmamaktadır. Bu sebeple, mahkemece; kanuna aykırı olarak küçük Tuğsem Reyhan'ın davacının kızı olduğunun tespiti” yönünde karar verilmiş olması, davacı ile çocuk arasında soybağını tesis etmez. Durum böyle olmakla birlikte, davacının çocukla arasında "tanıma" (TMK m. 295) yoluyla soybağını tesis etmesi imkanı halen mevcuttur. Öyleyse, davacıya; davalı ile evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelen çocuğunu Türk Medeni Kanununun 295. maddesi hükümleri çerçevesinde tanıması imkanı verilmeli, çocukla davacı arasında soybağı tesis edildikten sonra davacıya kişisel ilişki hakkı tanınıp tanınmayacağı değerlendirilmelidir. Açıklanan yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. Babalık davası ana veya çocuk tarafından açılabilir. TMK'nin 295. maddesinde ise tanıma düzenlenmiştir. Buna göre, tanıma, babanın nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Somut olayda dava, baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılan babalığın tespiti davasıdır. TMK'nin 301. maddesi uyarınca babalığın tespiti davası ancak anne veya çocuk tarafından açılabileceğinden, davacı babalık davası açamayacaksa da; babalığın tespiti talebi tanımanın tespiti istemini de içerdiğinden, davacı, çocuğun babası olduğunu ileri sürerek mahkemeye yazılı olarak başvurduğuna göre, bu başvurunun mahkemeye yapılmış "tanıma" başvurusu olarak değerlendirilip bu çerçevede hüküm kurulması gerekirken, bu yön nazara alınmadan hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
nın babasının, davacı ... olduğunun tespiti ile babası hanesine tescili istenilmiş; mahkemece; davanın gerçek baba olduğunu iddia eden ... tarafından tanıma talebi ile açıldığını, TMK 295 maddesine göre tanımanın, nüfus memuruna veya 296 maddesinde belirtildiği üzere sulh hakimine karşı yapılacak beyanla olacağı, ancak TMK 295 maddesinde açıkça belirtildiği üzere başka bir erkekle soybağı bulunan çocuğun bu bağ kaldırılmadıkça tanınamayacağı, davanın babalık davası olarak değerlendirilmesi halinde ise TMK 301 maddesinde belirtildiği üzere davanın ana ve çocuk tarafından açılmasının gerektiği, gerçek baba olduğunu iddia eden kişi tarafından babalık davası açılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilimiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre, maddi olayları açıklamak taraflara, ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun maddesini tespit etmek hakime aittir....