Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Manevi tazminat, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçlar, zarar gören, bu zararın giderilmesi için öngördüğü miktarı kendisi belirleyerek talepte bulunabilir. Manevi tazminat, niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olarak istenemez ise de, dava dilekçesinde 50.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği belirtildiğine göre belirtilen bu miktar üzerinden işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 7.3.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Anılan yasa hükmüne göre; evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğuna dair "babalık karinesi" mevcut olup, bu karine gereğince çocuk ile koca arasında soybağı kurulmuş olmaktadır. Babalık karinesinin çürütülmesi ise, TMK'nın 286 ve devamı maddelerinde düzenlenen "soybağının reddi" ile mümkündür. Bu ise soybağının reddi davası ile sağlanabilir. Bunun dışında, çocuk ile baba arasında kurulan soybağının ortadan kaldırılması imkanı bulunmamaktadır. Bir diğer deyişle; asliye hukuk mahkemesinde açılacak kayıt düzeltme davası ile baba adının düzeltilerek soybağının reddi imkanı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi husus şudur ki; soybağının reddi davası, ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır....

    -Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 30.000YTL manevi tazminatın 07.06.2004 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla manevi tazminat talebinin reddine, 3.Davacının açtığı maddi tazminat davası ile ilgili olarak alınması gereken 13.10 YTL maktu red harcından peşin alınan 12.20 YTL harcın mahsubu ile kalan 0.90YTL harcın davacıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına....

      Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacı taraf her ne kadar her bir davacı için bir rakam belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuş ise de; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olması ve dava dilekçesinde açıkça davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını belirtmiş olması, manevi tazminat davasının da belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmaması karşısında, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... 6100 sayılı HMK.'...

        Bu durum karşısında, 6 aylık bir sürede üç kez görevinden alınan ve yargı kararları üzerine eski görevine iade edilen davacının, yargı kararlarının şeklen uygulanıp fiilen uygulanmaması nedeniyle uğradığı manevi zararın tazmini için, 2577 sayılı Kanunun 28. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen iki seçenekten birini kullanarak ya idare aleyhine ya da kamu görevlisi aleyhine tazminat davası açması gerekmekte iken, adıgeçenin hem idare hem de ilgili gördüğü kamu görevlileri aleyhine manevi tazminat davası açtığı anlaşılmış olup, sebebleri ve konusu aynı olan iki ayrı dava açılması, uğranılan manevi zarar için mükerrer tazminat ödenmesine hükmedilmesi sonucunu doğuracağından, İdare Mahkemesince, adli yargıda ilgili kamu görevlileri aleyhine manevi tazminat davası açıldığı yolundaki idarece ileri sürülen iddia dikkate alınmaksızın 10 milyon lira manevi tazminatın davacıya ödenmesine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir....

          Yargılama giderleri yönünden; davacıların maddi tazminat talebi için ---, manevi tazminat için --- olmak üzere toplam --- talepte bulunduğu, maddi tazminat davasından ödeme nedeniyle feragat edildiği, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilerek toplam------- tazminata hükmedildiği, buna göre manevi tazminat davası için davalı sürücü ve işleten yönünden kabul oranının ----- olduğu, davacılar tarafından maddi tazminat istemleri yönünden feragat edildikten sonra manevi tazminat davası yönünden yargılamaya devam edildiği ve manevi tazminat davası için maluliye raporu alındığı ve davacının --- faturaları için toplam--- posta masrafı için --- olmak üzere toplam----ödediği dikkate alınarak red davanın kabul oranına göre sigorta şirketi dışındaki davalılar sorumlu tutulmuştur....

            Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarından sonra, çocuk tarafından açılan babalık davasında artık herhangi bir hak düşürücü süre sözkonusu değildir. O halde mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, "hak düşürücü süre geçtiğinden" bahisle davanın reddine karar verilmesi, 2. TMK'nin 301. maddesine göre, evlilik haricinde doğan çocukla baba arasındaki soybağı hakim hükmüyle kurulabilir. Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. Babalık davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Davanın vekil eliyle açıldığı hallerde, vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerektiğinden (HMK mad. 74), davacılar adına babalığın tespiti başvurusunda bulunan Av. ...'e babalık davası yönünden özel yetki içeren vekaletname vermesi için uygun süre verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3. TMK'nin 301. maddesinde, babalık davasının Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye ihbar edileceği hükme bağlanmıştır....

              Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; evlilik dışı dünyaya gelen küçükler ...ve ...’e babalık davası açmak için kayyım atanması istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi; Aile hukukuna yönelik olduğu gerekçesiyle, Aile Mahkemesi ise;davanın kayyım atanmasına ilişkin olduğunu ve bu davaların T.M.K.nun 2. kitap 3. kısmında düzenlendiğini gerekçe göstererek görevsizlik kararı vermişlerdir. Somut olayda;evlilik dışı dünyaya gelen küçükler adına babalık davası açılabilmesi, hak ve hukuklarının korunabilmesi için kayyım tayini istenilmiş olmakla T.M.Y. nın 426/2 ve 397. maddeleri gereğince uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ......

                Başka bir deyişle,manevi tazminatın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün değildir. Ancak hukuki nitelendirme hakime aittir. Manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına ilişkin Yargıtay Dairelerinin istikrar kazanmış kararları bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2- 14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Zarar görene tanınmış olan manevi tazminat hakkı kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür....

                ya verilmesine, 21-Kısmen kabulüne karar verilen manevi tazminat davası yönünden; ilk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 2.725,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar ... ve ...'den tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı ...'e verilmesine, 22-Kısmen kabulüne karar verilen manevi tazminat davası yönünden; ilk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 2.725,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar ... ve ...'den tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı ...'e verilmesine, 23-Kısmen kabulüne karar verilen manevi tazminat davası yönünden; ilk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 2.725,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar ... ve ...'den tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı ...'...

                  UYAP Entegrasyonu