Dairem uygulamasında çocuğun baba hanesine tesciline “engel hüküm” 4721 sayılı Türk Medenî Kanununda yer alan m. 321 hükmüdür: “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır.” Yerleşik uygulamamıza bir örnek vermek gerekirse: “Türk Medenî Kanununun 321. maddesi ile “ Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşır.” hükmü getirilmiştir. Bu nedenle, davalı İbrahim Sami Karakoç’un küçük Aren Demirhan’ın babası olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken babasının soyadının taşımasını sağlayacak şekilde, baba hanesine kaydedilmesine de karar verilmesi doğru bulunmamıştır.”...
ın velayetlerinin davacı-karşı davalı babaya verilmesine, ortak çocukların davacı-karşı davalı baba yurt dışından dönene kadar davalı-karşı davacı anne ile yaşamalarına, davacı-karşı davalı baba yurt dışından döndükten sonra ortak çocukların davacı-karşı davayı baba ile yaşamalarına şeklinde hüküm kurulması infazda tereddüt oluşmasına sebebiyet verecek niteliktedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.2.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda baba adı tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 6.4.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava tapu sicilinde yanlış yazılan malikin baba adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davayı bizzat tapu maliki olduğunu söyleyen nüfus kaydında ... oğlu ... açmıştır. Tapu kaydındaki "..." olan baba adının nüfus kaydındaki "..." olarak düzeltilmesini istemektedir. Davacının nüfustaki baba adının "..." olduğu tapu kaydındaki malikin baba adının ise "..." olduğu kayıtlarının incelenmesinden anlaşılmaktadır....
baba ismi “...” olarak yazılı başka paydaşlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. “... ...’in ... olan baba adının ... olarak düzeltilmesi şeklinde” hüküm fıkrası oluşturulması gerekirken Hüküm fıkrasının “dava konusu parsellerin malik sütununun baba hanesinin “...” olan kısmının ... olarak tashihine” şeklinde oluşturulması bozma nedeni ise de bu husus HUMK’nun 438/VII. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Davacı, Mahkemeden aldığı yetki belgesine dayanarak dava konusu 54 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında paydaş olan Hüseyin'in baba adının ...., ........'ın baba adının ... ve .... ......'in baba adının Abdurrahman olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle, 54 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında paydaş olan .....'in baba adının ..., ... .....'ın baba adının .... ve .... .....'in, soy adının .... baba adının .... olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan deliller ile taşınmazın paydaşlarının tapu kaydında kimlik bilgilerinin yanlış yazıldığı saptanarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ne var ki, 3402 sayılı Yasanın 22/2-a bendi uyarınca yapılan yenileme işlemi ile taşınmazın parsel numaralarının değiştiği kayden sabittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacı tarafından evlat edinilen küçüğün, nüfusta ... olan baba adının davacının kendi babasının adı olan Abdullah olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/111 E-2012/280 sayılı kararı ile küçük ...'i tek başına evlat edindiğini, evlat edinilen küçüğün nüfus kaydında anne adı olarak kendi adının, baba adı olarak ise biyolojik babası ...'nin adının yazılı olduğunu, evlat edinilen küçüğün nüfus kaydındaki ... olan baba adının davacının kendi babasının adı olan Abdullah olarak değiştirilmesi suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
nın kayden paydaşı olduğu 244 ve 251 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında murislerinin baba adının yer almadığını, gerçekte nüfus kayıtlarına göre baba adının "Hüseyin" olduğunu ileri sürerek, anılan taşınmazların tapu kayıtlarına baba adının ilave edilmesine karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında tapu kütük sayfasında sadece "Ayşe" şeklinde yer aldığından aynı kişi olduğunun tespitine şeklinde karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz etmiştir. Davaya konu 244 ve 251 parsel sayılı taşınmazların 18.09.2012 tarihinde getirtilen tapu kayıtlarında kaydı düzeltilmek istenilen "A.. K.."'nın baba adının "Hüseyin" şeklinde yer aldığı halde 28.04.2014 tarihinde getirtilen tapu kayıtlarında baba adının yer almadığı halde, mahkemece, tapu kayıtlarındaki çelişki giderilmeden sonuca gidilmiştir....
Somut olaya bakıldığında; mahkemece baba adı yazılmayan “...” yönünden yapılan araştırmanın hükme yeterli olduğu söylenemez. ./.. -2- Hal böyle olunca, baba adı belirtilmeyen ... pay sahibi ... yönünden nüfus kaydında adı geçen eş “...”ya ulaşılarak sağ ise kendisinin, ölü ise mirasçılarının taşınmaz üzerinde mülkiyet iddialarının olup olmadığının tespit edilmesi, böyle bir iddianın bulunması halinde uyuşmazlığın mülkiyet ihtilafına ilişkin olduğu, çekişmeli yargıda açılacak tapu iptali davası ile çözülebileceğinin gözetilmesi, bu “...”nun mirasbırakan ...’nın kızı mı yoksa karısı “...”mu olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanarak karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde bu paya ilişkin de baba adının “...” olduğuna ve tapu kaydına baba adının “...” olarak eklenemesine karar verilmesi doğru değildir. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir....
Ali karısı Şerife'nin nüfusta soy isminin Yıldız ve baba adının Hasan olmasına rağmen tapuda baba adı yerine Ömer Ali karısı ibaresi yazılmış olduğunu ve 98 nolu parselde ise hem soy isminin hem de baba isminin yazılmadığını, Serik ilçesi Zaimler köyü 105, 151, 60 ve 74 nolu parsellerde tapu maliki Ömer Ali oğlu Nuri Yıldız'ın baba adının Ali olmasına rağmen Ömer Ali olarak yazıldığını 98 parselde ise baba adının hiç yazılmadığını, Serik ilçesi Zaimler köyü 105, 151, 60 ve 74 nolu parsellerde tapu maliki İkbal Uysal'ın baba adının Ali olmasına rağmen Ömer Ali olarak yazıldığını 98 parselde ise baba adının hiç yazılmadığını, Serik ilçesi Zaimler köyü 98 parsel tapu maliki olan Mehmet Kındır'ın Ali olan baba adının tapu kaydına yazılmadığını, Serik ilçesi Zaimler köyü 98 parsel tapu maliki olan Mustafa Kındır'ın Ali olan baba adının tapu kaydına yazılmadığını, Serik ilçesi Zaimler köyü 98 parsel tapu maliki olan Hasan Kındır'ın Ali olan baba adının tapu kaydına yazılmadığını, Serik ilçesi...
nun .... ... adlı kişi ile baba bir kardeş olduğunu, ....'nın çocuksuz ölmesi nedeni ile davacıların mirasçı olduklarını, nüfus kayıtlarında ....'nın baba adının doğru olarak... olarak geçtiğini, ...'nun ise baba adının ... yazması nedeni ile .... ve ... arasında bağlantı kurulamadığını bildirerek ...'nun "..." olan baba adının "..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Yargılama sırasında ise taleplerinin aynen kabulünün mümkün olmaması halinde ...'nun babası ... ile....'nun aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, ...'nun baba adının... olduğu anlaşılmakla birlikte; söz konusu...'in 1947 yılından önce ölmüş olması ve o tarihteki kayıtların yanmış olması nedeniyle nüfus kaydının bulunmadığı, aynı şekilde muris ...'...