Temliken tescile konu edilen tek katlı bina bakımından ise; her ne kadar binanın ifrazdan önce mi ya da sonra mı yapıldığı tam olarak tespit edilememişse de, bu durumun sonuca bir etkisi yoktur. Zira, dava konusu 653 ve 654 nolu parsellerin oluşumuna esas olan ifraz işlemi ana taşınmazın ... ile ...'ın mülkiyetlerinde bulunduğu zamanda yapılmıştır. İfraz işlemiyle taşınmazın paydaşları olan ... ile ... ana taşınmazdaki mülkiyet haklarını sonlandırarak yeni müstakil mülkiyet durumu oluşturmuş ve haklarını müstakil mülkiyete konu 653 ve 654 nolu parsellerin çap kapsamıyla sınırlamışlardır. Başka bir ifadeyle, tek katlı bina ifrazdan önca yapıldığı kabul edilse dahi, ifrazla bina üzerindeki haktan vazgeçilmiştir. Kaldı ki, temlik davacısı ... ifrazla oluşan mülkiyet durumu üzerinden çap satın alan kişi konumunda olup, hakkı çap kapsamıyla sınırlı olacağından, tek katlı bina ile ilgili bir hak talep etme olanağı kalmamıştır....
Davacı-birleştirilen davalı vekili; 2887 parsel sayılı taşınmazın kendisine, 2726 parsel sayılı taşınmazın davalı-birleştirilen davacılara ait olduğunu, davalı ...’in kendi taşınmazına bina yaparken davacıya ait taşınmaza taştığını, ayrıca bina ile birlikte dış cephe duvarı da yaptığını, bu nedenle taşınmazına yapılan el atmanın önlenmesi ile üzerine yapılan inşaatın ve duvarın yıkılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, arsa payı karşılığı bina yapımı ve satış vaadi sözleşmesi tarafları arasındaki tescil isteğine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 01.04.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, davalıların sonradan yaptıkları bina eklentisinin imar mevzuatına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. Davalı tarafın kendi taşınmazına yaptığı bina eklentisinin salt ruhsatsız olduğu, imara aykırı bulunduğu ileri sürülüp, TMK’nun 737. maddesi uyarınca yıkım ve eski hale getirme istenemez. Yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şarttır. Salt imara aykırılık, idari mercileri ve idare mahkemelerini ilgilendiren bir husustur. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucunda davalının kendi taşınmazı içerisine yapmış olduğu yapı nedeniyle bir zararın doğmuş olduğu belirlendiği takdirde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmelidir. TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir....
Bilindiği üzere, başkasının taşınmazına temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanunun 684. ve 718.maddelerinin hükümleri gereğince yapı, üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası(mütemmim cüzü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur.Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış Medeni Kanunun 722,723,724. maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulmuştur. Bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli esaslı ve tamamlayıcı (mütemmim cüz) nitelikte yapı yapmışsa ve (Medeni Kanunun 724 maddesine göre) yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa, iyi niyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini istiyebilir....
DAVA Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 107 ada 16 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, 107 ada 17 parselin ise davalılar murisine ait olduğunu, davalı taşınmazındaki ahşap evin 3,12 m²’lik kısmının davacı taşınmazına tecavüzlü olduğunu, bu tecavüz nedeniyle imar parselinin cephesinin daraldığını belirterek davacı taşınmazına ortak sınırdaki mevcut ahşap evin 3,12 m²'lik kısmı yönüyle yapılan el atmanın önlenmesine, tecavüz eden 3,12 m²'lik kısmın yıkılarak eski hale getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....
olarak işi bitirip teslim ettiğini, işin yapımı sırasında idare elemanları tarafından sözleşme dışında bazı işlerin de yaptırıldığını belirterek; 200 m2 duvarların mekanik andezit kaplama işi, 700 m2 bina dış yalıtım (5 cm eps mantolama) işi, kazan dairesi, elektrik besleme hattı işi gibi sözleşme haricinde yapıp teslim ettiği bu işlerin, ödenmeyen bedellerine karşılık şimdilik 1.000,00 TL alacak talebinde bulunmuş, 08.04.2016 tarihli dilekçesiyle talebini 65.215,56 TL'ye ıslah etmiştir....
Davacı vekili, davacının mülkiyetinde bulunan 126 ada 13 parsel sayılı taşınmaza davalının haksız elatmasının önlenmesi ile kaçak bina eklentilerinin yıkılarak taraflarına teslimine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuş, 126 ada 13 parsel parsel sayılı taşınmazdan müvekkilinin taşınmazına sınır ve müvekkilinin yaptığı evin davacının taşınmazına taşırılan kısımlarının ve evin saçak boyuna denk gelen 30 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile müvekkiline ait 126 ada 3 parsel parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının maliki olduğu taşınmaza davalının binasının taşkın olduğunun belirlendiği ancak davalının iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de karar Dairemizin 16.06.2014 günlü ve 2014/4123-8028 sayılı ilamı ile ''...bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmemiştir....
Davacı, 794 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, komşu parsel maliki davalının ruhsatsız ve imara aykırı olarak taşkın bina inşa ettiğini, bahçe çiti çektiğini, taşkın kısımda aynı zamanda pencere dahi açarak cephe oluşturduğunu, bu haliyle kendi arsasına inşaat yapamayacağını, arsa satılmak istendiğinde değer kaybedeceğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir. Davalı, davacının taşınmazına bir müdahalesi olmadığını, dava konusu binanın 1992 yılında yapıldığını, binayı yaptırmadan önce gerekli ölçümleri yaptırıp aplikasyon krokisini düzenlettiğini, kendisine gösterildiği şekilde temel attığını, davacının taşınmazına bilerek isteyerek müdahale etmediğini, iyiniyetli olduğunu, taşkın kısımdaki arsanın bedelini ödemeye hazır olduğunu, uygun bedel karşılığında temliken tescil istediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
ten sorularak tespit edilmeli, birleşen davada 1 nolu bina için bakiye iş bedeli talep edildiğinden 1 nolu bina ile ilgili olarak işin kesin hesabı bilirkişi incelemesi ile çıkartılmalı ve sonucuna göre asıl ve birleşen davadaki talepler yönünden hüküm kurulmalıdır. Mahkemece alınan raporlar 1 nolu bina inşaatı yönünden kesin hesap niteliğinde görülmediğinden hükme esas alınamaz. Asıl davada el atılan teminat tutarları talep edildiğinden çıkartılacak kesin hesap sonucuna göre davacının el atılan 1 ve 16 nolu binalar için verdiği teminat mektupları ile ilgili olarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı taşeron yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....