Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davadaki istem, davacı taşınmazına elatılma nedeniyle bu elatmanın önlenmesi olduğu gibi ayrıca kadastrol yola da elatmanın önlenmesi ve kal olarak iki ayrı elatma istemini kapsamaktadır. Yapılan keşif sonucunda davacının parseline elatma olmadığı anlaşılmış ise de, davacının parselinin kuzeyinden geçen yol üzerine davalılar tarafından bina yapılmak suretiyle alatmanın varlığı sabit olmuştur. Fen bilirkişisinin 24.05.2007 tarihli krokisinde de bu durum açıkça gösterilmiştir. Yollar umumun kullanımına tahsis edilmiş, herkesin yararlandığı kamu malları olduğundan orada ikamet eden ve yoldan yararlanan herkes buraya yapılan tecavüzün giderilmesi için dava açma hakkına sahiptir. Buna göre, davacının kendi parseli dışında yola yapılan tecavüzün giderilmesi için açmış olduğu davanın görülmesi gerekir....

    Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

      KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, başkasının arazisine bina yapımı nedeniyle tapu iptali ve temliken tescil isteğine ilişkindir. TMK’nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK’nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir....

      Somut olayda, tapu kayıtlarından, 1976 yılında tapulama ile tescil edilen 33.000m2 yüzölçümlü tarla niteliğindeki 1318 parsel sayılı taşınmazın tam pay olarak davacı ... adına satış nedeniyle; kat mülkiyeti kurulu 2972 parsel sayılı taşınmazdaki 23 numaralı bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Taşkın bina, davalının üyesi bulunduğu S.S.Bodrum Karaincir Yapı Kooperatifi tarafından yaptırılarak davalıya tahsis edilmiştir. Bilirkişi kurulunun 06.05.2004 günlü raporunda 2972 parsel sayılı taşınmazda bulunan 23 numaralı bağımsız bölümün 1318 sayılı taşınmaza 16,36metrekare taşkın olduğu saptanmıştır. Kural olarak, çaplı taşınmazlara yapılan taşkınlık hallerinde iyiniyet iddiası kabul edilemez. Davacıya ait 1318 parsel sayılı taşınmaz 1976 yılında çapa bağlanmış olup, davalının üyesi bulunduğu kooperatifin bina yapımı sırasında gerekli özeni göstermeden inşaat yaptığı anlaşılmaktadır....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP : İhtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından davalılar ..., ..., ... aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, davacı vekilinin 31/10/2022 tarihli dilekçesi ile, davacının 30/10/2020 tarihinde İzmir ilinde meydana gelen depremde taşınmazın ağır hasarlanması nedeniyle kaybettiğini, davalılar tarafından inşa edilen yapının yapım hataları taşıyan bir bina olduğunu, binanın deprem bölgesinde yapılacak yapılara ilişkin proje ve uygulama kuralına uymadığını, taşınmazın bulunduğu binanın ağır hasarlı olarak tespit edildiğini, içine sadece 10 dakika giriş izni verildiğini ve bina içindeki eşyalar ve demirbaşlar ile birlikte idarece resen yıkıldığını, yıkılan taşınmazın yıkım tarihindeki piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenecek yapım bedeli, eşya bedeli, hurda - enkaz bedeli ile konuttan yoksun kalma nedeniyle ödenen kira bedeline yönelik olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla şimdilik 48.150,00 TL maddi tazminatın...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.01.2014 gününde verilen dilekçe ile taşkın bina yapımı nedeniyle tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Somut olayda yönetmeliğin bu hükmü göz ardı edilmiş 2215 parselle yapılan bina kuzey bitişik 2220 parsele sınır teşkil eder şekilde yapılmıştır. Bu tür yapıların zemin altını teşkil eden temel duvarları inşaatın yapıldığı sırada rutubet ve sızmalardan korunmalı olarak izole edilmeleri gerekir. Duvarın yapımı sırasında herhangi bir izolasyon işleminin yapıldığı ileri sürülmediğine göre, davalı tarafından izolasyon zayiatı yapılmış gibi bu yerde yapılacak iyileştirme işleminde izolasyon masrafının davalıya da yükletilerek hüküm kurulması doğru değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Somut olayda; sanık ...'ın, suç tarihinde ... Köyü Çamtepe İnönü Mevkiinde bulunan 1089 parsel sayılı taşınmazına gitmek amacıyla katılan ...'...

                ın yeni evinin yapımı hususunda anlaşıp ücretin bir kısmını aldığı halde üstlenmiş olduğu yapım işini kısmen yerine getirip, kalan kısmını tamamlama hususunda gecikme göstermesi ve sanığın çocuklarıyla birlikte oturmakta olduğu mevcut evin taşınma safahatında bulunması nedeniyle düzensiz vaziyette olmasının verdiği hiddetin etkisi altında sanığın olay günü eline geçirdiği taş ile müştekiye ait ... plaka sayılı aracın sağ ön camını kırdığı, olayda, sanığın eyleminin mala zarar verme suçunu oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Somut olayda; sanık ve katılanın akraba oldukları, aralarında arsa alım satımı ve inşaat yapımı nedeniyle husumet bulunduğu, olay günü sabah saat 06:00 sıraları katılan ve eşinin gürültü üzerine uyanıp sokağa baktıklarında sanığın elinde bulunan sopa ile sokakta park halinde bulunan katılana ait ... plaka sayılı otomobile vurup cam ve aynalarını kırdığı sanık savunması, katılan ve tanık beyanı ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 30/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu