Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, TMK'nın 724. maddesi gereğince temliken tescil istemine ilişkindir. TMK'nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, kanun koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK'nın 722, 723 ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.03.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmazsa zararın tazmini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.01.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise yapının değeri, arsanın değerinden fazla olduğundan Türk Medeni Kanununun 724. Maddesine dayalı temliken tescil bu da olmazsa davacı zararının bilirkişilere hesaplattırılarak bulunacak değerin dava tarihi itibariyle faizi ile davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

      Bu kabul doğrultusunda somut olaya yeniden bakıldığından temliken tescil davasının diğer şartlarına bakmak gerekmektedir. Alınan fen bilirkişisi raporuna göre binanın zorunlu kullanım alanı ile birlikte ifrazının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca bu davalarda diğer bir şart olan arazi değeri ile bina değeri arasında fahiş fark bulunması şartı da gerçekleşmemiştir. Bu durumda mahkemece temliken tescil davasının reddolunması sonucu itibari ile doğrudur. Ancak mahkemece taşınmazın gerçek değerine hükmolunması gerektiği halde asgari levazım değerine hükmolunması doğru olmamıştır. Birleştirilen dosyada T7 vekilinin elatmanın önlenmesi isteği yönünden ise dava tarihi itibari ile bu şahıs tapu maliki olduğuna göre davalıların taşınmazda oturmaları konusundaki muvafakatını kaldırarak elatmanın önlenmesi istemesi yasal hakkıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 124 ada 7 parsel sayılı taşınmazı komşu parselden davalının taşkın bina yapmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve taşkın binanın yıkımına karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmaza iyi niyetle bina yaptığını belirtip davanın reddini savunmuş, müdahalenin varlığı belirlendiğinde ise bedeli karşılığında taşan kısmın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının davacının taşınmazına taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiği ve davalı lehine temliken tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

        İyi niyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. b) İkinci koşul ise yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır; c) Üçüncü koşul, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. d) Yukarıda değinilen üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Somut olayda, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesi üzerine iş bu karar davacı tarafından istinafa konu edilmiş ise de, izah edildiği üzere temliken tescil taleplerinde ilk ve en önemli koşul, başkasının arazisine yapı inşaa eden kişinin iyi niyetli olmasıdır....

        dosyada "men-i müdahale ve kal " davası açtıklarını belirterek tapu iptali ve tescil istemiştir....

          Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi için, malzeme sahibinin iyiniyetli ve yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması yanında, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesi gerekir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Asıl dava el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil, birleşen dava zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil, terditli olarak haricen satış bedeli mahsup edilmek suretiyle temliken tescil talebine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, kararı davalı - birleşen davada davacı vekili istinaf etmiştir....

          Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 67 parsel sayılı taşınmazdaki metruk binayı 14.11.1997 tarihinde dava dışı ablası Bedriye’den satın aldığını, binayı yıkarak yeni bina yapımına başladığını, davalının açtığı tapu iptali ve tescil davası sonucunda taşınmazın davalı adına tesciline karar verildiğini, bu davadan süresinde haberi olmadığından binayı bitirdiğini, iyiniyetle yaptığı bina değerinin zemin değerinden fazla olduğunu ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini veya bina bedeli olarak şimdilik 100.000 TL’nin faiziyle davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı, hükmen tescil edilen taşınmaza tescil davasının açılmasından sonra bina yapımına başlandığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddiyle 180.000 TL tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmiştir....

            Davalı-birleştirilen davada davacı vekili; davalının iyiniyetli olarak kendisine ait 160 ada 14 parsel sayılı taşınmaza inşa ettiği binanın, davacılara ait 160 ada 13 parsel sayılı taşınmaza taştığını belirterek, binanın komşu parsele taşan kısmının bedeli karşılığı tapu iptali ve temliken tescili, mümkün olmaması durumunda irtifak hakkı tesisi isteklerinde bulunmuşlardır. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davada temliken tescil talebinin reddine, 2. kademede talep edilen irtifak hakkı tesisinin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu