WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.07.2010 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 2037 ada 37 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki gecekonduyu 1967 yılında haricen satın alarak yerine iyiniyetli olarak bina yaptığını, ıslah imar uygulamaları sırasında binanın bulunduğu taşınmazın 36919 ada 5 parsel numarası ile davalı ... adına tescil edildiğini, taşınmaz üzerindeki binanın kendisine ait olduğuna dair tapu kaydına şerh verildiğini, taşınmazın 1/10 payının tapudan davalı ...’a satıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir....

    in aralarında ortaklık mukavalesi başlıklı sözleşme ile taşınmaz üzerine bina inşa ettikleri anlaşılmaktadır. Davacı, taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulması sonucu davalı adına oluşan imar parseli ile ilgili temliken tescil koşullarının oluştuğundan söz ederek kendi adına tescil talebinde bulunmuştur. Buna göre davacının haricen düzenlenen satış sözleşmesiyle 50 numaralı özel parseli imar uygulaması öncesi satın alıp üzerine bina yapması nedeniyle kötüniyetli olduğu söylenemez....

      Başka bir deyişle bina değeri arsa değerinden fazla olduğundan Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanılarak açılan tescil davalarında aranan bir diğer koşul da gerçekleşmiştir. Öte yandan; taşınmaz imar hudutları dahilinde bulunduğundan 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi uyarınca ifrazı imar açısından olanaksız olsa bile paylı tescil suretiyle mülk edinilebilir....

        KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, başkasının arazisine bina yapımı nedeniyle tapu iptali ve temliken tescil isteğine ilişkindir. TMK’nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK’nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2016/449 ESAS- 2021/113KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle)|Haksız İşgal Nedenli KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin, İstanbul İli, Maltepe İlçesi, Başıbüyük Mahallesinde kain, 15415 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın sahibi olduğu ve bu taşınmazın üzerinde yapılmış müvekkile ait bir bina bulunduğu; davalıların müvekkilin binasının bitişiğinde bulunan 4 parsel sayılı taşınmazın malikleri olduğu, müvekkilin binasının inşaatı sırasında davalıların, "iki bina arasına pislik birikmesin" diyerek kendilerine ait arada kalan ve atıl durumdaki 8,54 m2'lik yerlerini bağımsız bölüm başına 500 TL olmak üzere toplamda 5.000,00 TL bedelle müvekkile vereceklerini beyan etmiş oldukları, müvekkilinin de bu öneriyi kabul ederek, tevhit ve ifraz işlemlerinin yapılması için gereğini yaptığını, davalılardan sadece T8 sonradan fikir değiştirerek taahhütte...

        Somut olayda; ilk derece mahkemesi tarafından ifrazın mümkün olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, toplanan deliller karar vermeye elverişli değildir. Öncelikle mahkemece dava TMK 725 maddesine dayalı temliken tescil (Taşkın İnşaat) olarak değerlendirilmiş ise de dava TMK 724 maddesine dayalı temliken tescil (Başkasının Arazisi Üzerine Kendi Malzemeleri ile Yapı İnşa Etmek) isteğinden ibarettir. Dolayısıyla değerlendirmenin TMK'nın 724 maddesi dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. İzah edildiği üzere temliken tescilin öncelikli şartı yapının iyi niyetli olarak inşa edilmesidir. Dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tarihi (20/08/1982) ve yapının yıpranma payı (%35) dikkate alındığında iyi niyetin değerlendirilmesi bakımından yapının yaşının tespiti önem arz etmektedir....

        Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olması, b) İkinci koşul ise yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması, c) Üçüncü koşul, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Somut olaya gelince; TMK’nun 724. maddesi gereğince temliken tescil istenebilmesi için öncelikle sübjektif iyiniyetin, daha sonra da diğer koşulların gerçekleşmesi gerekir. İyiniyet koşulunun kanıtlanamaması halinde artık diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına da gerek bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki belge ve delillere göre Hazineye ait taşınmazda bina inşa eden davacının iyiniyetli olduğunun kanıtlanamadığı anlaşıldığından TMK’nun 724. maddesi gereğince temliken tescile karar verilemez....

          Somut olay irdelendiğinde, ilk derece mahkemesi tarafından davacının asıl talebi olan temliken tescil isteği, davacının iyi niyetli olmadığı gerekçesi ile reddedilmiş ise de, davacı dava dilekçesinde ve aşamalarda, davaya konu evi babasının rızası ile inşaa ettiğini beyan etmiş, bu hususla ilgili dinlenen tanıkların bir kısmı da bu durumu teyit etmiştir. Davacı babasının rızası ile davaya konu taşınmazı inşaa ettiğini beyan ettiğine göre, davacının iyi niyetli olmadığının peşinen kabul edilmesi ve bu gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Davacı davaya konu evi babasının rızası ile inşaa ettiğini ispatladığı takdirde diğer temliken tescil şartlarının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....

          (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. d) Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın tapulama sonucu taşınmaz malikleri ... ile ... adına 10.02.1970 tarihinde tescil edildiği, temliken tescil isteyen davacının 1978 yılında taşınmaza ev, ahır, samanlık ve ekmek evi yaptığı kendi beyanından anlaşılmaktadır. Çaplı taşınmaza inşaat yapılması durumunda kural olarak iyiniyet iddiasında bulunulamaz. Temliken tescil isteyen davacının iyiniyet iddiası başkaca delillerle de kanıtlanamamıştır....

            Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

              UYAP Entegrasyonu