Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, başkasının arazisine bina yapımı nedeniyle tapu iptali ve temliken tescil isteğine ilişkindir. TMK’nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK’nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir....

Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olması, b) İkinci koşul ise yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması, c) Üçüncü koşul, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Somut olaya gelince; TMK’nun 724. maddesi gereğince temliken tescil istenebilmesi için öncelikle sübjektif iyiniyetin, daha sonra da diğer koşulların gerçekleşmesi gerekir. İyiniyet koşulunun kanıtlanamaması halinde artık diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına da gerek bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki belge ve delillere göre Hazineye ait taşınmazda bina inşa eden davacının iyiniyetli olduğunun kanıtlanamadığı anlaşıldığından TMK’nun 724. maddesi gereğince temliken tescile karar verilemez....

    Somut olayda; ilk derece mahkemesi tarafından ifrazın mümkün olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, toplanan deliller karar vermeye elverişli değildir. Öncelikle mahkemece dava TMK 725 maddesine dayalı temliken tescil (Taşkın İnşaat) olarak değerlendirilmiş ise de dava TMK 724 maddesine dayalı temliken tescil (Başkasının Arazisi Üzerine Kendi Malzemeleri ile Yapı İnşa Etmek) isteğinden ibarettir. Dolayısıyla değerlendirmenin TMK'nın 724 maddesi dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. İzah edildiği üzere temliken tescilin öncelikli şartı yapının iyi niyetli olarak inşa edilmesidir. Dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tarihi (20/08/1982) ve yapının yıpranma payı (%35) dikkate alındığında iyi niyetin değerlendirilmesi bakımından yapının yaşının tespiti önem arz etmektedir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2016/449 ESAS- 2021/113KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle)|Haksız İşgal Nedenli KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin, İstanbul İli, Maltepe İlçesi, Başıbüyük Mahallesinde kain, 15415 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın sahibi olduğu ve bu taşınmazın üzerinde yapılmış müvekkile ait bir bina bulunduğu; davalıların müvekkilin binasının bitişiğinde bulunan 4 parsel sayılı taşınmazın malikleri olduğu, müvekkilin binasının inşaatı sırasında davalıların, "iki bina arasına pislik birikmesin" diyerek kendilerine ait arada kalan ve atıl durumdaki 8,54 m2'lik yerlerini bağımsız bölüm başına 500 TL olmak üzere toplamda 5.000,00 TL bedelle müvekkile vereceklerini beyan etmiş oldukları, müvekkilinin de bu öneriyi kabul ederek, tevhit ve ifraz işlemlerinin yapılması için gereğini yaptığını, davalılardan sadece T8 sonradan fikir değiştirerek taahhütte...

    Birleştirilen dosya davacıları dava konusu yere ilişkin temliken tescil talebinde bulunmuş ise de, inşaat yaptıkları yerin kendilerine ait olmadığını bilmektedirler. Tapu maliki Belediye bu yerin davalı-karşı davacılara kiralandığına dair kira sözleşmesini delil olarak dosyaya sunduğu gibi temliken tescil davacıları vekili 14.12.1982 tarihli duruşmada "müvekkillerimin kiracı olduğunu kabul ediyoruz" şeklinde beyanda bulunmuştur. Arsa sahibinin inşaat yapımı sırasında karşı koymamış olması temlik vaadinde bulunduğu anlamına gelmez. Bu itibarla, birleştirilen davada temliken tescil davacıları iyi niyetli olmayıp, lehlerine sübjektif şart gerçekleşmemiştir. Burada önemli olan husus öncelikle sübjektif koşulun gerçekleşmiş olmasıdır. Bu koşulun bulunmadığı hallerde diğer koşulların gerçekleşmiş olması davanın kabulü için yeterli değildir....

      (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. d) Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın tapulama sonucu taşınmaz malikleri ... ile ... adına 10.02.1970 tarihinde tescil edildiği, temliken tescil isteyen davacının 1978 yılında taşınmaza ev, ahır, samanlık ve ekmek evi yaptığı kendi beyanından anlaşılmaktadır. Çaplı taşınmaza inşaat yapılması durumunda kural olarak iyiniyet iddiasında bulunulamaz. Temliken tescil isteyen davacının iyiniyet iddiası başkaca delillerle de kanıtlanamamıştır....

        Somut olay irdelendiğinde, ilk derece mahkemesi tarafından davacının asıl talebi olan temliken tescil isteği, davacının iyi niyetli olmadığı gerekçesi ile reddedilmiş ise de, davacı dava dilekçesinde ve aşamalarda, davaya konu evi babasının rızası ile inşaa ettiğini beyan etmiş, bu hususla ilgili dinlenen tanıkların bir kısmı da bu durumu teyit etmiştir. Davacı babasının rızası ile davaya konu taşınmazı inşaa ettiğini beyan ettiğine göre, davacının iyi niyetli olmadığının peşinen kabul edilmesi ve bu gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Davacı davaya konu evi babasının rızası ile inşaa ettiğini ispatladığı takdirde diğer temliken tescil şartlarının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....

        Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

          Davacı, dava konusu 4140 parsel sayılı taşınmazı 1983 yılında köy tüzel kişiliğinden haricen satın almak suretiyle 110 m2 kısmına yaptığını, bina değerinin arsa değerinden fazla olduğunu belirterek temliken tescil istemiş ise de dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında önce senetsizden Kırka köyü tüzel kişiliği adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra satış suretiyle Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği anlaşılmıştır.Dosyaya getirtilen tapu kaydına göre dava konusu sayılı taşınmazın Vakıflar idaresi adına kayıtlı "kargir hamam ve avlusu" vasıflı vakıf taşınmazı olduğu anlaşılmaktadır.Kamu malı niteliğindeki vakıf taşınmazları temliken tescile konu edilemeyeceğinden davacının talebinin reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....

            Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olması, b) İkinci koşul ise yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması, c) Üçüncü koşul, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Somut olaya gelince; davacıların murisinin davalı annesine ait olan taşınmazın üzerinde bulunan binaya yaptığı ilave katın değerinin alt kattan ve arsanın değerinden fazla olduğu gerekçesiyle TMK’nın 724. maddesi gereğince temliken tescil, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istenmiş ise de kat ilavesi suretiyle bina yapılması halinde temliken tescil istenemez. Kaldı ki, dava konusu edilen bina üzerindeki ilave katın davacıların murisi tarafından yapıldığı da kanıtlanamamıştır....

              UYAP Entegrasyonu