Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 723. maddesindeki düzenlemede ise; a)Malzeme sahibinin iyiniyetli olması halinde; aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerektiği, b)Malzeme sahibi iyiniyetli değilse; tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği belirtilmiştir....

Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 723. maddesindeki düzenlemede ise; a)Malzeme sahibinin iyiniyetli olması halinde; aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerektiği, b)Malzeme sahibi iyiniyetli değilse; tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği belirtilmiştir....

Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 723. maddesindeki düzenlemede ise; a)Malzeme sahibinin iyiniyetli olması halinde; aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerektiği, b)Malzeme sahibi iyiniyetli değilse; tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği belirtilmiştir....

Davacı, komşu taşınmaz maliki davalının yaptığı inşaat çalışmaları sonucunda ev ve ağaçlarının zarar gördüğünü belirterek tazminat isteminde bulunmuştur. Somut olayda, dava komşuluk hukukuna aykırı davranış nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkin olup mahkemece davanın niteliği davalı idarenin eyleminden kaynaklı tazminat olarak değerlendirilip ,idari yargı görev alanına girdiğinden bahisle dava şartı yokluğundan reddine dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklı tazminat istemine ilişkin davanın çözüm yerinin adli yargı olduğu ve Türk Medeni Kanununun komşuluk hukukuna dair hükümleri çerçevesinde uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir....

    KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA NEDENİYLE TAZMİNAT 5393 S. BELEDİYE KANUNU [ Madde 14 ] 3194 S. İMAR KANUNU [ Madde 18 ] 5539 S. KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ VE GÖREVLER... [ Madde 2 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "Kamulaştırmasız elkoyma nedeniyle tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çerkezköy Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın davalı Belediye Başkanlığı yönünden husumet nedeniyle reddi ile diğer davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden kısmın kabulüne dair verilen 16.07.2008 gün ve 2007/708 E.-2008/373 sayılı kararın incelenmesi davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 20.02.2009 gün ve 2008/16106 E, 2009/2584 sayılı ilamı ile, "...Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

      Şayet taraflar arasında üst hakkı tesisini amaçlayan irade birliği yoksa ve eğer bina sahibi başkasının taşınmazına rızaya dayanmadan bir yapı yapmışsa bu “haksız inşaat” olacak ve kayıt maliki Türk Medeni Kanununun 683. maddesinden yararlanarak haksız elatmanın önlenmesini dava edebilecektir. Türk Medeni Kanununun 827. maddesinde üst hakkı tesisinde resmi senet aranacağı hükme bağlandığından, üst hakkının ancak yukarıda açıklanan yöntemle resmi senetle kurulmasının mümkün bulunduğu duraksamasız kabul edilmelidir. Resmi senetten maksat ise, resmi bir memur tarafından hazırlanarak taraflar huzurunda imzalanan ve resmi memurca mühür ve imza ile onaylanan sözleşmedir. Yollar, paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edilen veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi ya da tanık sözleriyle ispat edilebilecek orta malı taşınmazlardandır....

        Bu kararda özetle; " Davalı T7 tarafından yol yapımı amacıyla inşaat yapılırken davacılara ait taşınmazın 90,60 m2'lik kısmına el atıldığı anlaşılmaktadır. Hakim tarafların davalarını nitelendirmeleri ile bağlı değildir. Uygulanacak yasa maddelerini hakim dosyadaki bilgilere göre tayin eder.Dosyadan anlaşıldığı kadarıyla davacıların taşınmazına kamulaştırma işlemi yapılmaksızın el atılmıştır. Yani bu durumda dava kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat olarak kabul edilmelidir. Bu durumda yapılacak iş Kamulaştırma kanununun 15....

        , karşı tarafın bilgisi dahilinde ve gözü önünde bina yapıldığını, eski binanın yerine yeni bina yapıldığını ve aradan yıllar geçtikten sonra karşı tarafın "benim arsama bina yapılmış diyerek" kötüniyetli olarak meni müdahale davası açtığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

        Her üç suç için yapı ve bina kavramları kullanılmıştır. TCK 184/1. maddesine de düzenlenen suçun konusu yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmaktır. Bu nedenle suçun maddi konusunun bina niteliğinde olup olmadığı öncelikle tespit edilmelidir. Bina ve yapı kavramları TCK 184. maddesi tanımlanmamış 3194 sayılı İmar Yasasının 5. maddesindeki tanımlar esas alınmaktadır. İmar Yasasının 5. maddesine göre Bina, "kendi başına kullanılabilen üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların veya eşyaların korunmasına yarayan yapılar olarak tanımlanmıştır. Yapı kavramı 5. maddede Yapı “karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi veya hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir” şeklinde tanımlanmıştır....

          pasif husumet yokluğundan reddine, bina bedeline yönelik talebinin ise hukuki yarar yokluğundan HMK 114/1- h bendi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu