Gerçekten, bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Ne var ki, Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Dava konusu 181 ada 3 parsel imar uygulaması sonucu oluşmuştur. Taşınmazın öncesinin 2670 parsel olduğu, maliki olan Hazine’nin satışı sonucu önce ... ’ya sonradan yapılan satışlarla da mülkiyetin 30.03.1998 tarihinde davacı ...’a geçtiği görülmektedir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Davacı, yapıyı 1993 yılında yaptığını iddia ettiğinden Türk Medeni Kanununun 724.maddesi hükmü gereğince kazandığı şahsi hakkı ancak taşınmazın o tarihteki maliki kim ise ona karşı ileri sürebilir. 21.03.2006 tarihinde açılan davada davalı gösterilen ... inşaatın yapıldığı 1993 yılından sonra taşınmaza malik olduğundan davanın bu davalıya karşı yöneltilmesi olanağı yoktur....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/03/2022 NUMARASI : 2020/139 2022/183 DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olması nedeniyle dosya ve ekleri incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ilçesi, Kadıköy ilçesi, Feneryolu Tuğlacıbaşı mahallesi, 150 pafta, 590 ada, 6 parsel olarak tapuya kayıtlı bulunan taşınmazın davacı müvekkillerinin hissedar olarak malik bulundukları taşınmaz olduğunu, taşınmaz üzerinde bina inşa edilirken 587 m2 alanının Kadıköy Belediyesi Başkanlığı'na yeşil alan (park yeri) olarak terk edildiğini, bina yapım izni verilerek bina inşa edildiğini ve kat mülkiyeti oluşturulduğunu, bu durumdan sonra taşınmazın 613.32 m2 miktarına düştüğünü, davalı tarafın binanın tamamlanmasından çok sonra binanın Kuyu Başı Sokağı tarafında kalan arsanın bir bölümünü aldığını ve bu günkü hale getirdiğini, belirtilen...
Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 1910 parsel sayılı taşınmazına davalının üstün bir hakka dayanmaksızın bina yapmaya çalışmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ile bina ve eklentilerinin yıkımını istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının çaplı taşınmaza bina yapmak suretiyle elattığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.743.91....
Katılan ile sanıkların aynı apartmanda oturdukları, apartmanın bahçesinde bulunan ve meyvelerinin dökülmesi nedeniyle sinek topladığı iddia edilen ağaçların, bina yöneticisi olan sanık ... ile bina sakini olan sanık ...'ın talimatı üzerine aynı binada oturan sanık ... tarafından kesildiği şeklindeki somut olayda; suça konu ağacın yaz aylarında sinek topladığı hususunda bina sakinlerinin müşterek beyanı bulunduğu, bahçenin çevre düzenlemesi ve binanın diğer bakım ve ağacın bakım ve sulanması ile bina sakinlerinin rahat ve esenlikli şekilde yaşamaları için sanık ...'un yönetici konumuyla görev, yetki ve sorumluluğunun bulunduğu, her ne kadar karar defterinde ağacın kesilmeyeceğine ilişkin karar bulunuyorsa da, karar defterinin incelenmesine göre kararın oybirliğiyle alınmadığı gibi, bina sakinlerinin çoğunun ağaçtan dolayı rahatsız oldukları, suça konu ağacın bulunduğu yerin insanların yaz aylarında tatil yapmak üzere gelip dinlenme yeri olan...'...
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına yapı yapması halinde Türk Medeni Kanununun 684. ve 718.maddeleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Gerekli yasal koşullar mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Bunun için her şeyden önce yapının yapıldığı taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek nitelikte bir yer olması gereklidir....
Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine (muhik) bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyi niyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği, aynı yasanın 723. maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda, 4.3.1953 tarih 10/3 sayılı içtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa, iyi veya kötü niyete göre, haklı (muhik) tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği, arsa maliklerinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmelidir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1513 KARAR NO : 2021/15 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İZNİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/09/2020 NUMARASI : 2020/237 ESAS DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : İlk derece mahkemesinin 01/09/2020 tarihli ara kararına karşı davalı Türkan tarafından kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı yüklenici dava dilekçesinde özetle; davalılar ile aralarında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaatın %90 seviyesine getirildiğini, ancak buna rağmen davalıların kademeli devir şartı gereğince kendisine bırakılması gereken bağımsız bölümleri vermediklerini, davalıların arsa paylarını aynı taşınmazda paydaş olan diğer davalı Türkan'a devrettiklerini, davalı Türkan’ın da dava konusu taşınmazı üçüncü kişilere...