Noterliğince düzenlenen 30/07/2010 tarih ve 11990 yevmiye numaralı mehir senedi ile davalıya bağışlamayı taahhüt ettiği ziynet ve eşyalar yönünden bağıştan rücu ettiğinin tespitine, ayrıca mehir senedinde tahahhüt edilip davalıya teslim edilmiş ziynetlerin değeri olan 16.980 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; sadakat yükümlülüğünü yerine getirdiğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; boşanma davasında taraflar her ne kadar eşit kusurlu sayılmış iseler de kadının telefonla başkaları ile güven sarsıcı şekilde görüşmeler yaptığı, bu durumun koca yönünden katlanılmasının düşünelemeyeceği, davacı yönünden bağıştan rücu şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ... 1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/43 DAVA KONUSU : Alacak (Bağıştan Dönme Kaynaklı) KARAR : İSTANBUL 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ tarihli ve 2018/43 Esas sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı dava dilekçesinde özetle, tarafların 17/09/2016 tarihinde evlendiklerini, aralarında geçimsizlik bulunması nedeniyle boşanma davası açıldığını, İstanbul 12. Aile Mahkemesinin 2017/836 Esas sayılı dosya ile yargılamaya devam edildiğini, derdest olduğunu, davacının davalıya evlenmeden önce güvenerek inançlı işlem şeklinde antika araç ve şirket hissesi devri yaptığını, ev alımları için yüklü miktarda para gönderdiğini belirterek bunların iadesini istemekte yargılama devam ederken davalının tüm mal varlığına ihtiyati haciz konulmasını antika araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. İstanbul 2....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/43 DAVA KONUSU : Alacak (Bağıştan Dönme Kaynaklı) KARAR : İSTANBUL 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ tarihli ve 2018/43 Esas sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı dava dilekçesinde özetle, tarafların 17/09/2016 tarihinde evlendiklerini, aralarında geçimsizlik bulunması nedeniyle boşanma davası açıldığını, İstanbul 12. Aile Mahkemesinin 2017/836 Esas sayılı dosya ile yargılamaya devam edildiğini, derdest olduğunu, davacının davalıya evlenmeden önce güvenerek inançlı işlem şeklinde antika araç ve şirket hissesi devri yaptığını, ev alımları için yüklü miktarda para gönderdiğini belirterek bunların iadesini istemekte yargılama devam ederken davalının tüm mal varlığına ihtiyati haciz konulmasını antika araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. İstanbul 2....
Davalı ..., davanın idare mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacının kendi isteği ile % 7,5 payını Belediyeye karşılıksız bağışladığını, bağıştan dönme şartlarının oluşmadığını, Borçlar Kanununda öngörülen hak düşürücü sürenin dolduğunu, yanlışlığı Tapu Sicil Müdürlüğünün yaptığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, imar uygulamasına girmeyen kısımdan bağış yoluyla davalı adına tescil edilen pay bulunduğunun bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu belirtilerek davalı payından davacının söz konusu taşınmazdaki hissesi oranında hesap edilen miktarda payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi'ne ilişkin iş bölümü kurallarının 7. maddesinde "Mülkiyet hakkına dayanılarak açılmış ve bu hakkın gerçek sahibine hükmen nakledilmesini amaçlayan tapu iptal davaları (TMK m.705 ve 719 ) sonucu verilen hüküm ve kararlar ile, 10. maddesinde "Tapuda bağış suretiyle gerçekleştirilen temliki tasarruflar hakkında; TBK'nın 290, 291,292, 293, 294 ve 295. maddelerine dayanılarak (bağışlamadan rücu koşullarının gerçekleştiği, koşullu bağıştan koşulun yerine getirilmemesi nedeniyle rücu, rücu koşuluyla bağıştan vazgeçme) açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" sonucu verilen hüküm ve kararlar düzenlenmiş olduğundan, davacı da üyelik devrinin muvazaa sebebiyle iptalini talep ettiğinden ve muvazaa davalarına 1....
Hukuk Dairesi Asıl ve birleşen dava, ticari nitelikteki araç satış sözleşmesinden kaynaklı satılan aracın ayıplı olduğundan bahisle sözleşmeden dönme ve bedel (iade) istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 01/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Dönme beyanının açık olmasına gerek yoktur. Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş parasının geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir---. Bu halde karşı tarafın dönme-feshin haksız olduğunun tespiti ile sözleşmenin aynen ifasını talep etmesi mümkün değildir ---- 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 77. Maddesi uyarınca "(1)Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. (2) Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur."...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/174 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile boşandıklarını, davalının çeşitli zamanlarda kendisine tehdit ve hakaret içeren sözler söylediğini, ortak hayatı sürdürmeye imkan vermediğini, bu durumun da bağıştan rücu sebebi olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların bağıştan rücu sebebiyle tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, aynı isteğin ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/174 esas sayılı dosyasında reddedildiğini beyan ederek kesin hüküm itirazında bulunmuş, ayrıca TBK 297 maddesi gereğince bağıştan rücu talebinin 1 yıllık hak düşürücü süreye bağlı olduğunu davanın hak düşürücü sürede açılmadığndan reddini, aksi halde davanın esastan reddini savunmuştur. Mahkemece, hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü olarak hukukî ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren TBK’nın 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur. Koşullu bağışlamada, bağışlama sözleşmesi hangi biçime bağlıysa koşulun da o biçime uygun olarak öngörülmesi gerekir. Örneğin, bir taşınmaza ilişkin bağışlama sözü verme sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerektiğinden bu sözleşmeye ilişkin koşulun da resmi şekil içinde yer alması gerekir....
Davacı vekili itiraz dilekçesinde raporda makinenin kullanılamamasından kaynaklı zararla ilgili olarak beyanda bulunarak müvekkilinin zararının çok daha fazla olduğunu belirtip, bilirkişi raporu aldırılmasını istemiş ise de gerek dava dilekçesinden gerekse davacı vekilinin ön inceleme duruşmasındaki beyanında davada asıl talebin sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin olduğu, asıl talebin kabul edilmemesi halinde onarım ile zararın tahsilinin talep edildiği, zarar talebinin terditli talep olarak ileri sürüldüğü, alınan raporlarda da sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde görülmesi sebebiyle mahkememizce davacının terditli talebinin değerlendirilmesi gerekli görülmeyerek zararla ilgili olarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. 6098 sayılı TBK'nın eser sözleşmelerinde ayıbı düzenleyen 474 ve devamı maddelerine göre; "İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre...