WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya gelince; bozma kararı sonrası alınan 05.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu 16 numaralı bağımsız bölümün bağışlama tarihindeki değerinin 409.469,19 TL olduğu, bağışlama karşılığı hizmet sunulan yerin fiziki ortamının temiz ve kaliteli olduğu, sağlık hizmetlerinin yeterli seviyenin üstünde sunulduğu tespitlerinin yapıldığı, davalı kuruluşun, bağışın yapıldığı tarih itibariyle her üye için yıllık toplam 42.579 TL harcama yapıldığını bildirdiği, dinlenen tanıkların beyanlarından ve özellikle davacının şoförü olan ...'...

    Davadaki uyuşmazlık, düğünde davacıya bağışlanan ziynetlere ilişkin olarak bağıştan rücü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 295/2. ( mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 244 / 2 ) maddesinde bağışlananın, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranması halinde bağışlayanın bağışlama sözünü geri alabileceği ve bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Bağışlamanın geri alınması talebi konusunu oluşturan ziynetlerin evlilik nedeniyle ve düğün sırasında davacıya bağışlandığı kuşkusuzdur. TMK.nun 185. maddesi hükmüne göre evlilik kurumunun taraflara yüklediği en önemli edimlerden biri eşlerin birbirlerine karşı sadakatidir. Bu yükümlülük evlilik birliğinin hukuken sona ermesine kadar devam eder....

      Bağıştan dönme (rücu) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 295. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir. Bağıştan dönme(rücu), kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan, bağışlanan ancak dönme(rücu) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür. Bu hak TBK'nın 297. maddesine göre geri alma sebebinin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içerisinde kullanılmalıdır. Çekişme konusu, İstanbul ili, Kağıthane ilçesi, Merkez Maallesi, Gültepe mevkii, 62671 ada, 1 parselde yer alan dava konusu taşınmazın 33/89 payı davacı adına kayıtlı iken, 11/89 payının davalı Levent Alışkın'a 06.11.2012 tarihinde resmi satış akdi ile 10.000....

      aynen taksimi ile tesciline, Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Yenigün Mahallesi, 5879 ada, 17 parsel, A Blokta kayıtlı, kat irtifakı kurulu 5 ve 18 nolu bağımsız bölümlerin tapu kaydındaki davalı T8'den kaynaklı şerh ve kısıtlamalardan ari olarak davacı Sertan Yıldırım adına aynen taksimi ile tesciline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Bağıştan dönme (rücu) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 295. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir: 1.Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse, 2.Bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa, 3.Bağışlanan, yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 1023.maddesine göre; "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur."...

      Davalılar davacıların da taraf olduğu bazı işlemlerle 15.5.1961 tarihli bağışlama iradelerinin ortadan kalktığını davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dayanılan senetlerdeki davalılar iradesinin ve bağışlama olduğu kabul edilerek Yeni ... köyündeki 1528, 1518, 1456, 1463, 1466 ve 1419 ile Eski ... köyündeki 1387, 1421, 1291, 1344, 81 ve 1388 parsellerdeki davalılar payının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü davalılardan ... temyiz etmiştir. Davadaki istemin dayanağı, 15.5.1961 günlü “Harici Anlaşma Senedi” başlıklı sözleşme ve aynı tarihli noterde düzenlenen “Re’sen ...”dir. Bu belgeler incelendiğinde davalıların hangi parsellere ilişkin açıklamada bulundukları anlaşılamamakta ise de, murisleri ... ...’dan intikal eden 26 parça taşınmaz dışındaki paylarını davacılara bağışlama taahhüdünde bulunduğu görülmektedir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 22.maddesi hükmünce, bir aktin ileride inşa edilmesine dair yapılan mukavele geçerlidir....

        vaadinin geçerli olduğu, ancak, bu durumun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 128. maddesinde ( 818 sayılı BK 110. maddesi) yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, TBK'nın 288. maddesinde (BK 238. maddesi) düzenlenmiş bağışlama vaadi niteliğinde olduğu, bağışlama vaadinin geçerliliğinin, yazılı olma koşuluna bağlı olduğu, (TBK m. 288/1) bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        (Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 25/10/1965 gün 4557/5028 sayılı kararı)Mehri müeccel ileriye (evliliğin boşanma yada ölümle son bulması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak bu durum Borçlar Kanununun 110.maddesinde yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, Borçlar Kanununun 238.maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği yazılı olma koşuluna bağlıdır. (BK m.238/1) Davacı davalının mehir senedindeki taahhütlerini yerine getirmediğini iddia etmektedir. Davacının talebi mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde mehri müeccel niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2017 yılında evlendiklerini, fiili birlikteliklerinin 4 ay sürdüğünü, davalının şüpheli hareketler sergilediğini, telefonunu gizlediğini, sosyal medya üzerinden başka erkeklerle görüşüp erotik resim gönderdiğini, bu durumu öğrenmesi üzerine davalının ailesini çağırdığını, durumu kendilerine bildirdiğini, davalının dedesi ile birlikte evi terk ettiğini, davalının telefonunun kendisinde bulunduğunu, davalının evi terk ettiğini, ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, bağışlama vaadinden rücu ettiğini, bu sebeple dava açılacağını, davalının evlenmeden önce 0542 497 03 77 numaralı cep telefonunu, evlendikten sonra 0530 324 3308 numaralı cep telefonunu kullandığını belirterek TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, düğün sebebi ile yaptığı 100.000 TL'nin üzerindeki masraf karşılığı 100.000 TL maddi tazminata, 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....

        Murisin ölüm tarihi, taşınmazın tapuda kayıtlı oluşu, belgede mirasçılardan üçünün imzasının bulunması ve belge içeriği birlikte değerlendirildiğinde; belgede mirasçılardan ... yer almadığı gibi muris ...’nin belgenin düzenlendiği tarihte sağ olması ve belgede yer almaması, bizzat imzasının da bulunmaması sebebiyle belgenin TMK’nun 677 ve 678. maddelerine göre miras payının devri niteliğinde olmadığı, hukuki sonuç doğurmayacağı, yasada belirtildiği üzere resmi şekilde yapılmamış olmasından dolayı mirastan feragat sözleşmesi (TMK’nun 528 ve 545.maddeleri ile 11.2.1959 tarih 16/14 sayılı YİBK) veya şartlı bağışlama taahhüdü (Borçlar Kanununun 238.m.) olarak da nitelendirilemeyeceği açıktır. Henüz kazanılmamış haktan vazgeçilmesi veya mirasın reddinin de bağışlama olmadığı konusunda duraksama yoktur. Aradan geçen zaman sebebiyle resmi şekilde yapılmayan sözleşmenin geçerli hale gelmesi, hukuki değer kazanması da kabul edilemez....

          UYAP Entegrasyonu