WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, alacaklı tarafından genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takibine karşı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının itirazın iptali istemi üzerine,... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10.09.2015 tarih ve 2010/ 303 Esas, 2015/848 Karar sayılı kararı ile itirazın kısmen iptali ile takibin toplam 27.152,39.- TL alacak ve faizi ile birlikte devamına karar verildiği, alacaklının icra dairesine ilamı ibraz ederek haciz talebinde bulunması üzerine, icra müdürlüğünce hacizler uygulandığı, borçlu tarafından ilamın temyiz edildiğine dair derkenarın sunularak, dosya borcunun tamamı ile sonrasında işleyecek üç aylık faizini de karşılar şekilde 79.601....

    Somut olayda, alacaklı tarafından genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takibine karşı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının itirazın iptali istemi üzerine, .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27.01.2015 tarih ve 2014/1039 Esas, 2015/9 Karar sayılı kararı ile itirazın kısmen iptali ile takibin toplam 132.883,40 TL alacak üzerinden devamına karar verildiği, alacaklının icra dairesine ilamı ibraz ederek haciz talebinde bulunması üzerine, icra müdürlüğünce hacizler uygulandığı, borçlu tarafından ilamın temyiz edildiğine dair derkenarın sunularak, 223.135,00 TL tutarında 02.3.2015 tarihli kesin teminat mektubu ibraz edildiği, akabinde borçlu vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce 06.3.2015 tarihi itibariyle 90 gün mehil verildiği, icra müdürlüğünce yapılan 23.5.2015 tarihli dosya hesabına göre bakiye borç miktarının 223.134,89 TL olduğu görülmüştür....

      Esas sayılı dosyasından müvekkil şirkete davacı şirketin hak ve alacakları yönünden 89/1.haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, bu haciz ihbarnamesi üzerine tebliğ tarihi itibariyle müvekkil şirket nezdinde bulunan davacıya ait 43.232,72-TL.lık hak ve alacağı üzerine haciz blokesi işlenmiş ve icra dosyasına 11.05.2017 tarihli dilekçe ile bloke kaydı bildirildiğini, bilahare uzun süre bu alacak için haciz blokesi kalkmadığını, nitekim bu hususun davacının da kabulünde olduğunu, Müvekkilin, haciz blokesi konulan dosyada taraf değildir ve o dosyanın içeriğini bilemez, yorumlayamayacağını, bu nedenle icra dosyasından gelen yazılarla bağlı olduğunu, haciz blokesinin kalktığına dair fek yazısı, müvekkil şirkete 22.08.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının eğer bir zararı varsa müvekkilden değil haksız şekilde icra takibi başlatan ve davacının hak ve alacaklarına haciz koydurup uzun süre blokeyi kaldırmayan ... 2.İcra md. ......

        -----Ayrıca------- güncel kararı, ---------da benzer yöndedir.Somut olay bakımından değerlendirme yapıldığında; alınan bilirkişi raporu gereğince davacının aşkın zararının oluşmadığı (çok cüzi miktarın aşkın zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği) sabit olduğundan davacının aşkın zarar talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Somut olayda, alacaklı vekilinin......02.10.2014 tarih ve 2013/1145 Esas 2014/791 Karar sayılı ilamını, ......2014/15130 Esas sayılı dosyasında takip konusu yaptığı, alacaklının talebi üzerine, icra müdürlüğünce, borçlu şirketin banka hesaplarına haciz uygulandığı, borçlu şirketin ise takibe konu ilamı tehir-i icra talepli olarak temyiz ettiğine dair dilekçeyi ve....... ait 07.01.2015 tarih ve 9821-5912 mektup nolu 16.000,00 TL bedelli teminat mektubunu icra dairesine sunduğu, bunun üzerine icra müdürlüğünce mehil vesikası düzenlendiği görülmektedir. İİK'nun 85/1. maddesi uyarınca; borçlunun mal ve haklarından, alacaklının ana para, faiz ve masraflar dahil tüm alacağına yetecek miktarı haczolunur. Aynı maddenin son fıkrası uyarınca ise, icra memurunun haciz koyarken alacaklı ve borçlunun menfaatlerini gözetmesi gerekir....

            Buna göre, dosya alacağının tamamının icra müdürlüğüne yatırılması halinde, mevcut hacizler aşkın hale geleceği gibi hacizlerin devam etmesinde alacaklının da hukuki yararı kalmayacağından kaldırılmaları gerekir. Somut olayda; icra takibinin kesinleşmesi ile takip dosyasında uygulanan haciz işlemleri dosya borcunun tamamının (asıl alacak ve fer'ileri) teminat mektubu ve mahkeme veznesine depo edilen teminat bedeli ile güvence altına alınmıştır. O halde mahkemece, dosya borcunun tamamının yatırıldığı ve hacizlerin kaldırılmamasına yönelik icra kararının yerinde olmadığı dikkate alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddi isabetsizdir....

              DAVA Alacaklılar vekili şikayet dilekçesinde; Belediye aleyhine başlattığı ilamlı icra takibinde, Belediyenin taşınmazını teminat göstererek icranın geri bırakılması kararı aldığını, takibe dayanak ilamın kesinleşmesi üzerine Belediyenin banka hesaplarına haciz konulması talebinin İcra Müdürlüğünce kabul edilip sonrasında 22.09.2020 tarihli işlem ile Belediyeye ait taşınmazın daha önce teminat gösterilmesinden ötürü sehven konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, takibin kesinleşmesinden sonra haciz talebinde bulunma yetkisi olduğunu, İcra Müdürlüğünce hatalı karar verildiğini ileri sürerek 22.09.2020 tarihli müdürlük işleminin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Borçlu vekili cevap dilekçesinde; icranın geri bırakılması kararı almak için gösterdiği teminatın (taşınmaz) dosya alacağını karşıladığını, Belediyenin haberi olmadan banka hesaplarına haciz konulamayacağını beyan ederek talebin reddini istemiştir. III....

                olarak, müvekkilinin 7 milyonun üstündeki tapu kaydı ve banka değerlerine haciz konulmuş olup, ihtiyati tedbir ve haciz karar ve uygulamasının bu sebepler de nazara alınarak kaldırılmasını fekkini, ihtiyati haciz kararının bu şekilde geniş ve müphem uygulanması ve sadece dava değeri ile olan ve davacı yanın korunması amaçlanan menfaatindeki oransızlık karşısında bile taleplerinin kabulü ile tedbirin ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını ve icra müdürlüğünde konulan aşkın orantısız hacizlerinde kaldırılmasını belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur....

                Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir. Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....

                  Eş söyleyişle alacaklının, borçlu ile arasındaki hukukî ilişkiden doğan temerrüt faizinin akdi yahut yasal olması, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğine engel teşkil etmez. Burada önem arz eden husus alacaklının temerrüt faiziyle karşılanamayan zararının mevcudiyetinin ispatıdır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Zira aşkın (munzam) zarar sorumluluğu, temerrüt faizinden sorumluluktan farklı olarak kusur sorumluluğuna dayanmakta olup burada aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Ancak aşkın (munzam) zarar iddiasının ileri sürüldüğü durumlarda sorumluluk için, diğer koşulların varlığı durumunda borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun varlığı asıldır. Başka bir anlatımla temerrüt sonrasında borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun alacaklı tarafından ispatı gerekmez. Aksine borçlu, temerrüde düşmede kusursuz olduğunu ispatlamadıkça ortaya çıkan aşkın (munzam) zarardan sorumludur....

                    UYAP Entegrasyonu