DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili 28/04/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Alanya 2. AHM tarafından tensip tutanağı ile ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararının infazında yetkili icra müdürlüğü Alanya İcra Müdürlüğü olduğunu, ihtiyati haciz kararının infazının usul ve yasaya aykırı olarak İstanbul Anadolu 19 İcra müdürlüğünün 2020/5456 E.sayılı dosyasından gerçekleştirildiğini, müvekkilin ihtiyati hacizin infazında tüm hesaplarına bloke konulduğunu, bankalara yazılan müzekkerelerde ihtiyati haczin niteliğinin ve miktarının belirtilmesinin zorunlu iken belirtilmediğini, müvekkilin hesaplarına bloke konulduğunu, takibin bu yönü ile de iptali gerektiğini belirterek şikayetin kabulü ile ihtiyati haciz işlemlerinin tamamının iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece İstanbul Anadolu 19....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/10/2021 TARİHLİ EK KARAR NUMARASI : 2019/663 ESAS 2021/615 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olmakla, HMK'nın 353.maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine alacaklı tarafından 18/08/2009 tarihinde (yani 10 yılı aşkın bir süre önce) Adana 14.İcra Müdürlüğünün 2009/7474 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dosyadan alacaklı vekilinin talebi üzerine müvekkilinin 3.Şahıslar, Spor Toto Genel Müdürlüğü ve Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı nezdindeki hak ve alacaklarına 06/10/2009 ve 11/01/2010 tarihli haciz müzekkereleri ile haciz ve bloke konulmasının talep edildiğini, 2011 tarihinde takipsizlik nedeniyle dosyanın işlemden kaldırıldığını ve kapatıldığını, aradan 8 yıl geçtikten ve hiçbir...
Şikayet dilekçesinde ise şirketin haciz ihbarnamelerinden 19.06.2013 tarihinde haberdar olduğunun bildirilerek tebliğ tarihinin 19.06.2013 olarak düzeltilmesinin talep edildiği, yine şikayet konusu icra dosyalarında da 21.06.2013 günü yapılan başvurularda, borçlunun herhangi bir hak ve alacağının olmadığı belirtilerek öğrenme tarihinin yine 19.06.2013 günü olarak beyan edildiği görülmektedir. Bu durumda, 15.05.2014 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, haciz ihbarnamelerini öğrenme tarihinden itibaren İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir....
sayılmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, şikayete konu 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu ancak 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulsüz olması nedeniyle şikayetin kısmen kabulüne ve öğrenme tarihine göre 89/2 haciz ihbarnamesine yasal süresi içerisinde itiraz edildiği gerekçesiyle 89/3 haciz ihbarnamesinin iptaline, 89/3 haciz ihbarnamesinin iptali nedeniyle şikayetçinin takibe borçlu olarak eklenmesi ile mallarının haczine yönelik işlemlerin de kaldırılmasına karar verildiği, kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, şikayete konu haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulüne uygun yapıldığından bahisle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle şikayetin reddine hükmedildiği, kararın şikayetçi 3. kişi tarafından temyiz edildiği görülmüştür....
İptal edilen sıra cetvelinde ilk sıranın kamu alacağına ait olması nedeniyle sıra cetvelini şikayet etmeyen vergi dairesinin düzenlenecek yeni sıra cetveline şikayet hakkı bulunduğundan vergi dairesinin haciz tarihi ve haciz miktarının belirlenmesinde şikayetçinin hukuki yararının olduğu dikkate alındığında şikayet olunan vergi dairesi yönünden hukuki yarar yokluğundan şikayetin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 4- Bozma nedenine göre şikayet olunan İlkadım Sosyal Güvenlik Kurumunun temyiz nedenlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. VI....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan ... ile .... vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, sıra cetvelinde, bedeli paylaşıma konu taşınmazın satış bedelinin, şikayet olunan ... ile ilk haciz sahibi şikayet olunan .... arasında garameten paylaştırıldığını, müvekkili kurumun da ilk hacze iştirak ettirilerek garameye dahil edilmesi gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan ... ile .... vekilleri şikayetin reddini istemişler, diğer şikayet olunanlar cevap vermemiştir....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, hazırlanan sıra cetvelinde 1. sıraya şikayet olunan alacaklının, 2. sıraya ise müvekkilinin yazıldığını, müvekkilinin haciz tarihinin daha önce olduğunu, 1. sırada yer alan birikmiş nafaka alacağının imtiyazlı değil adi alacak niteliğinde olduğunu ileri sürerek, 12.10.2015 tarihli sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, müvekkili alacağının imtiyazlı alacak olması sebebiyle 1. sırada yer aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; nafaka alacakları öncelikli alacaklardan olup, gerek birikmiş gerekse işleyecek aylar nafakası kapsamı itibarı ile aynı önceliğe sahip olduğundan, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvelinde kural, alacaklıların haciz tarihlerine göre sıralanmasıdır....
Dosyanın incelenmesinden, Vergi Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin önceki kararının temyiz incelemesi sonucunda onanması nedeniyle davalı idarece yapılan karar düzeltme başvurusu üzerine, Danıştay Dördüncü Dairesince, "6183 sayılı Kanuna göre yapılan haciz işlemine karşı 213 sayılı Kanunla getirilen bir düzenleme olan düzeltme ve şikayet yolunun kullanılmasına hukuki olanak bulunmadığı, davacı tarafından düzeltme ve şikayet başvurusu kapsamında ileri sürülen iddiaların, ancak haciz işlemine karşı süresi içerisinde açılan davalarda ileri sürülebileceği" gerekçesiyle davalı idarenin kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ve onama kararı kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, ancak, Vergi Mahkemesince bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda, "davacının söz konusu aracı noter satış sözleşmesi ile satın aldığı anda araç üzerinde tesis edilmiş bir haciz işleminin bulunmadığı, davacının maliki olduğu araca önceki malikin borçları nedeniyle haciz uygulanmasında...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, meskeniyet şikayetinin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
-K A R A R- Asıl dosyada şikayetçi vekili, dava dışı borçulunun aynı taşınmazına yönelik olarak hem müvekkilinin hem de davalının tasarrufun iptali davaları açtığını, her iki davada mahkemelerce tasarrufun iptaline karar verildiğini, taşınmaz üzerine haciz konulabilmesi için gerekçeli kararın tebliği gerektiğini, bu aşamalar uzun sürdüğü için ihtiyati haciz kararı alınarak taşınmaz üzerine ....01.2011 tarihinde şerh konulduğunu, davalı tarafça tasarrufun iptali dosyasında karar yazılmadan kısa karar ile birlikte taşınmazın tapu kaydına ....01.2011 tarihinde kesin haciz konulduğunu, davalının açtığı tasarrufun iptali davasının kesinleşmediğini, bu nedenle taşınmazın satışı nedeniyle düzenlenen sıra cetvelinde davalıya pay verilmesinin doğru olmadığını, ayrıca düşen ilk satışa ait masrafların, satış masrafı arasında gösterilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, taşınmaza kesin haciz konulmasına ilişkin ....01.2011 tarihli kararın iptal edilmesini, sıra cetvelindeki garameten paylaşıma dair...