Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; açılış ve kapanış tasdiki yapılarak TTK 85 md. si uyarınca sahibi lehine delil vasfı taşıdığı tespit olunan davacı ticari defterlerinde davalıdan 17.746,01-TL cari hesap alacağının kayıtlı olduğu, davalı ticari defterlerine göre davalının davacı tarafa 2010 yılı sonu itibariyle 16.847,89-TL cari hesaptan kaynaklanan borcunun bulunduğu, davalı ticari defterlerinin kapanış tasdiki olmadığından TTK'nın 84 md.si uyarınca davalı aleyhine delil teşkil edeceği, davacının kendi ticari defterleri ile ve davalı ticari defterlerindeki davalı aleyhine olan kayıtlar ile cari hesaptan kaynaklanan 17.746,01-TL'lik alacağını ispat ettiği, davacının ayıplı ürün satışı nedeniyle alacak talepleri yönünden ise; davacı şirketin davalıdan satın almış oldukları zemin sertleştirici ürününün ayıplı olduğu iddiasına delil olarak kendi tuttukları 12/02/2010 tarihli tutanağı ve tanık beyanını gösterdiği, davacı tarafın...

    VEKİLİ : DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARAR YAZIM TARİHİ : Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının, 4. Asliye Hukuk Mahkemesini......

      KARAR Davacı, 13/01/2013 tarihli sözleşme ile,....plakalı .... model aracını .... gördüğü 2004 model .....plakalı .....marka araç ile 18.000,00 TL fark vererek takas ile satın aldığını, 14/01/2013 tarihinde noterden satış yapıldığını, satın aldığı bu aracı 22/06/2015 tarihinde dava dışı ..... isimli şahsa noter satış sözleşmesi ile 26.750,00 TL'ye sattığını, satıştan bir hafta sonra .... aracın pert kaydının olduğunu belirterek aracı geri iade ettiğini, aracı satın almadan önce ağır hasarlı pert kaydı olduğunu bilmediğini, aracın ayıplı olarak kendisine satılğını ileri sürerek, aracının ayıplı olarak satılması nedeniyle 12.750,00 TL zararın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, araç satışıyla bir ilgili olmadığını, aracı satan ... .... karşı dava açılması gerektini savunarak davanın reddini dilemiştir....

        Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. (2) Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.’’ düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme gereğince davalı satıcı satılanın ayıplı olarak devredilmesinde ağır kusurlu ise iki yıllık zamanaşımından yararlanamaz. Mahkemece, aracın davacıya devredilmesinde davalının ağır kusurlu olup olmadığı hususunda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmiştir. O halde mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davalının aracı devir esnasında ağır kusurlu olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

          Mahkemece, alınan 06.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda bagaj kapağı kilidi çevresindeki boyanın orjinal fabrika boyası olduğu, ancak, boya kalınlığının normale göre daha ince olduğunu, aracın sol kapısındaki dengesizliğin araç satıştan sonra yol şartlarına çıktığında kapılarında bu tür ayar sorunları olabileceği, bu durumun normal olduğu, bakım sırasında bu ayar sorunlarının giderilebileceği, kapı montajlarında fark edilen dengesiz görüntünün ayıp olarak nitelendirilemeyeceği belirtilmiştir....

            CEVAP: Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, aracın ayıplı olmadığını, davacıya karşı hiç bir yükümlülükleri bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Dava konusu uyuşmazlığın; dava konusu araç üzerinde meydana gelen ayıp nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, dava, ticari satışta satıcının ayıplı mal satışından dolayı sorumluluğu hukuksal nedenine dayanmaktadır. Satıcının ayıplı maldan doğan sorumluluğunu düzenleyen TBK 231. Madde hükmü uyarınca; "satıcı daha uzun bir süre üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar"....

              Arabuluculuk no'lu dava şartı arabuluculuk görüşmesinin işbu davaya ilişkin olarak yapıldığını iddia etmiş ve dava şartı arabuluculuk son tutanağını ek olarak eklediğini, taraflar arasında 06.11.2020 tarihli bir satış sözleşmesi olmadığını, ne satıştan 1.5 yıl sonra davacı tarafından Bakırköy .......

                Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda; dava konusu yağ çözücü kimyasal solvent ürünü ayıplı olup, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, davacının talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne 9.658,44 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş,hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı olduğu iddia edilen mallar nedeni ile ayıplı malların bedelinin ve ayıplı malların kullanılmasından kaynaklanan zararın tahsili isteminden ibarettir. Uyuşmazlık, satışa konu malların ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı noktalarında toplanmaktadır. Somut olayda; mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu gerekli araştırma ve incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine olanak verecek açıklıkta da değildir....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/03/2023 NUMARASI : 2020/259 Esas - 2023/181 Karar DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : YOZGAT 2....

                  Mahkemece, davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, konut satışından kaynaklanan geç teslim nedeniyle oluşan zararın tazmini ile eksik ve ayıplı işlerin bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davacının konut edinmek amacıyla taşınmazı satın aldığı, davanın bu satıştan kaynaklanan tazminat talebine ilişkin dava açmış olduğu gerekçesiyle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görev yönünden davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; mahkemece tarafların tüketici, satıcı ve verilen hizmetin tüketici işlemi olup olmadığı hususlarının üzerinde durulmamıştır. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1....

                    UYAP Entegrasyonu