Davacıya satıldığında araç 168.000,00 km'de olduğuna göre, aracın kilometresinin satış sırasında düşürülmüş olduğu ve aracın ayıplı olduğu açıktır. Davalının da bu duruma bir itirazı bulunmamaktadır. Davalı taraf her ne kadar kilometre düşüklüğünden haberdar olmadığını savunmuş ise de, Türk Borçlar Kanunun 219 Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca bilmediği ayıplardan da alıcıyla karşı sorumludur. Bu itibarla; davalının bu yönlere ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Ancak ilk derece mahkemesinin davacının talebi doğrultusunda satış bedelinde yapılacak indirim miktarını belirlerken, nispi method yönteminin uygulaması gerekmektedir. Nispi metot yönteminde indirilecek bedel; satılanın, satış tarihindeki ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarına göre belirlenmektedir....
Satılan malın ayıplı olması halinde satış bedelinden yapılacak olan indirim miktarı, Yargıtay Yerleşmiş uygulamasına göre nispi metod yöntemine göre belirlenir. Nispi metod yöntemine göre, satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. İlk derece mahkemesince nispi metod yöntemine göre indirim bedeli belirlenirken, satılanın satış tarihinde ayıplı ve ayıpsız değerleri yerine, rapor tarihindeki aracın güncel ayıplı ve ayıpsız değeri esas alınarak hatalı bir şekilde belirleme yapıldığı anlaşılmıştır....
KARAR Davacı, davalı ... şirketinden 2.3.2010 tarihinde ... marka bir araç satın aldığını, aracın satıştan itibaren 1 yıl içinde farklı tarihlerde arızalanarak servise götürüldüğünü her defasında araçtaki bir parçanın değiştirildiğini, aracın bu haliyle ayıplı olup satış bedelinin avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir....
Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahı mahkemesi ile sözleşmenin yapıldığı yerin Konya olduğunu bildirip mahkemenin yetkisine itiraz ettiği gibi davalıya dorsenin 06.08.2004 tarihli fatura ile satıldığını, ayıplı olmadığını, satıştan itibaren onbeş gün geçtiği halde sorun çıkmadığını, dorsenin yanlış kullanımı ile arıza yapması üzerine tamirinin istendiğini, tamiratın yapılıp, 7.080.00 YTL tutarlı faturanın davalıya keşide edilip, tamir bedeli karşılığı aynı tutarlı (2) çek alındığını, davacının yanlış kullanıma devam etmesi ile aynı arızanın meydana geldiğini belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, davaya konu cihazın davacıya 05.07.2006 tarihinde satışının yapıldığı ve davacının uhdesinde iken satıştan yaklaşık bir yıl sonra 15.03.2007 tarihinde başka cihazlara kopyalandığı gerekçesiyle kullanıma kapatıldığı, davalıya izafe edilecek bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Hukuk Dairesinin 16/03/2021 tarih ve ...esas, .... sayılı ilamı ile " Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, davacı satışa konu malın ayıplı olduğu iddiası ile makinanın iadesi ile bedelinin geri verilmesini istemiş ise de, dava konusu malın ayıplı olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Mahkemece belirlenen bilirkişi heyeti; makinanın daha sonra harici etkenlerle hasar görmesi neticesinde çalıştıramadıklarını ve dolayısıyla üretimden kaynaklanan bir ayıbın bulunup bulunmadığını tespit edememiştir. Davacı satışa konu malın davalı işyerinde hasara uğradığını iddia ederken davalı da kendisine teslim edildiği esnada bu hasarın mevcut olduğunu keza buna ilişkin tespit tutanağı düzenlediklerini belirtmiştir....
Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı madde hükümlerine tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında Türk Ticaret Kanunu 23/1-c madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır. 6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir....
son tutanağı düzenlendiğini ve bu halde dava şartı da somut olayda gerçekleştirildiğini, gelinen noktada; taraflar arasında gerçekleşen ticari satıma konu ürünün gizli ayıplı çıkması üzerine, davacının satıştan dönme ve semenin iadesi seçimlik hakkını kullanması sonrasında, 80.237,28....
Karara karşı taraf vekilleri temyiz kanun yoluna başvurmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, davacı satışa konu malın ayıplı olduğu iddiası ile makinanın iadesi ile bedelinin geri verilmesini istemiş ise de, dava konusu malın ayıplı olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Mahkemece belirlenen bilirkişi heyeti; makinanın daha sonra harici etkenlerle hasar görmesi neticesinde çalıştıramadıklarını ve dolayısıyla üretimden kaynaklanan bir ayıbın bulunup bulunmadığını tespit edememiştir. Davacı satışa konu malın davalı işyerinde hasara uğradığını iddia ederken davalı da kendisine teslim edildiği esnada bu hasarın mevcut olduğunu keza buna ilişkin tespit tutanağı düzenlediklerini belirtmiştir....
DAVA KONUSU : Ayıplı Mal KARAR : İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; T4 ile müvekkil T1 arasında, 19.03.2019 tarihinde, 39.750,00....