Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalıya ait şirketten 0 km aracı 29/08/2018 tarihinde satın aldığı, bu tarihten sonra araç 34.000 km de iken motor arızası verdiği, yetkili serviste motorun değiştirilerek tamir yapıldığı, ardından birden fazla defa tekrar motor arıza ışığının yandığı bu nedenle davacının ayıplı olduğu iddia edilen aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde araç alım bedelinin iadesi isteminde bulunduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği, aracın misliyle değişim şartlarının oluşup oluşmadığı, ayıp oranında bedelden indirim talebinin haklı olup olmadığı ve bunun miktarı konularında toplanmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 219 ve devamı maddelerinde düzenlenen, satış sözleşmesinde ayıba karşı tekeffül hükümleri düzenlenmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış sözleşmesinden satılanın ayıplı olması nedeniyle dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur. İnceleme; 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İstinaf nedenine göre uyuşmazlık, satış bedelinin iadesine dair hükme uygulanacak faizin başlangıç tarihi üzerine olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, aracın iade tarihinden itibaren satış bedeline faiz uygulanmasına karar verilmiş, davacı iddiası satış tarihinden itibaren faiz uygulanmasına dairdir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur....
Değerlendirme Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelerde bir isabetsizlik olmadığı davacının sözleşmenin iptali ile satış bedelinin iadesi talepli davasının Ankara 14. Tüketici Mahkemesinde açılan davada karar verildiğine göre 6502 sayılı Kanun'un 11 inci maddesindeki seçimlik hakkını kullandığı, ayıplı araç ile ayıpsız araç değerleri arasındaki değer farkına ilişkin davacı talebi 6502 sayılı Kanun'un 11/6 maddesinde belirtilen zarar kapsamında olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir. VI....
Ayıp oranında bedelden indirim taleplerinde bu bedelin nasıl hesaplanacağı ise Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilen ve uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemiyle yani satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmelidir. Diğer bir ifadeyle tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmalıdır ( Ödenecek indirilmiş ücret = ( Kararlaştırılan ücret x Ayıplı ücret) / Ayıpsız değer. ). Buna göre dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporuna göre aracın ayıpsız değerinin 110.000,00 TL olduğu, taraflar arasındaki satış bedelinin 75.000,00 TL olduğu, aracın ayıplı değerinin ise 99.000,00- TL olduğu anlaşılmıştır....
Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporu satış tarihi itibariyle dairenin bulunduğu sitede sözleşme eki projede taahhüt edilen okul ve ...’nin yapılmış olması durumundaki rayiç değeri ile (ayıpsız değer), halihazırda yapılmış olan ... nedeniyle olması gereken alanın bulunmaması nedeniyle rayiç değeri (ayıplı değer) arasındaki orana dair ve davaya konu değer kaybı iddiasını karşılayacak bir bilgiyi içermemektedir. Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. Yargıtay 13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870). Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir....
talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, satılanı geri vermeye hazır olduklarını bildirerek sözleşmeden dönme nedeniyle, satış bedelinin satış tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, ayıplı mal nedeni ile müvekkilinin uğramış olduğu zararın şimdilik ------ yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, müvekkili adına arz ve talep etmiştir....
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”...
Noterliğinde düzenlenmiş olan 20/12/2016 tarih ve 43017 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesinin İPTALİ ile ayıplı (pert olmuş araç) araç karşılığında davalıya satış bedeli olarak ödenmiş olan 31.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
etkiler nedeniyle oluştuğunu ve garanti kapsamı dışında olduğunu, dava konusu aracın 1 kazası dışında başka kaza ve hasarlarının bulunup bulunmadığının bilinmediğini beyanla usule, yasaya ve hukuka aykırı davanın reddi ile mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, davacının Yasanın kendisine tanıdığı dört seçenekten birini tercih etmek hakkına sahip olduğu, satıcının davacıyı bu haklardan herhangi birini kullanmaya zorlayamayacağı, dava konusu olayda davacının tercih hakkını öncelikle aracın bedelinin iadesi olarak kullandığı, araçtaki boya hatasının davacının kullanımından kaynaklanmayıp fabrika çıkışlı imalat hatası olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu biçerdöverin ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı malın davacı tarafından davalı satıcıya iadesine, satılanın (ayıplı biçerdöverin) ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesine dolayısıyla ayıpsız bir biçerdöverin davalılardan müştereken ve mütesilselen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen sair...