Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın hesabına yatırarak ödendiğini, taşınmaz satım bedelinin tamamının ödenmesine rağmen taşınmazın davacı adına tapuda tescilinin gerçekleştirilmediğini belirterek 37.000...satış bedelinin dava tarihindeki TL karşılığının hesaplanarak sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı...İnş. Ltd. Şti adına çıkartılan tebligat usulüne uygun tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemiştir. Davalı ... vekili, davacılar tarafından ödenen satım bedelinin tamamının eksiksiz bir şekilde diğer davalı...İnş. Ltd. Şti'ne verilmiş olup, bu konuda davalı...İnş. Ltd. Şti tarafından 30.12.2006 tarihli ibraname verildiğini, satıcı müteahhit şirketin davacı alıcılara verdiği talimat nedeniyle satım bedelinin davalı ... hesabına gönderildiğini, ancak davalının sözleşmenin tarafı olmaması ve davalı hesabına gönderilen satım bedelinin diğer davalı...İnş. Ltd....

    Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu üründeki hataların baskı kafası taşıyıcı motor cetveli kontrol ve baskı kafası taşıyıcı adımlama hatası olarak belirlendiği, bu hataların kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, ancak ürünün bu hataları vermesinin malda üretimden kaynaklanan ve telafisi mümkün olmayan bir hata bulunduğu anlamına da gelmediği, üründeki hataların taraflar arasındaki alım satım akdi kapsamında davalı satıcı firmanın sorumluluğunda tamir veya parça değişimi ile çözülebilecek mekanik sorunlardan olduğu, ancak davacı tarafça dava açılmadan önce bu mekanik sorunun giderilmesi için davalı tarafa fırsat verilmeden dava yolunun seçildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dijital baskı makinesinin ayıplı olması nedeniyle makinenin iadesi karşılığında bedelinin ödenmesi amacıyla alacak davası açmıştır....

      ödenen satım bedelinin iadesi talep edilmekle sözleşmeden dönme iradesinin davalıya usulüne uygun şekilde yöneltildiği, bu sebeple taraflar arasındaki sözleşmenin davacının geçerli dönme beyanı ile sona erdiği, davacının satım bedelinin iadesi alacağını da ispatladığı, dava konusu alacağın likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Somut olayda, davacı, 27.12.2010 tarihinde satın aldığı aracının kilometresi ile oynanmış ve hasarlı olması nedeniyle ayıplı olduğunu iddia ederek satış bedelinin iadesi ya da ayıplı araç satılması nedeniyle 4.000,00 TL. nin davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı bedel iadesi şartlarının oluşmadığını savunmuştur. Mahkemece, dava konusu ayıbın sadece aracın km'sinin indirilmesinden kaynaklandığı, sözleşmeden dönme yerine semenin indirilmesinin hakkaniyete daha uygun olduğu ve buna göre davacının zararının 1.500,00 TL olduğu, davacının diğer taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle sözleşmeden dönerek bedelin iadesi talebininin reddine karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda dava konusu aracın kilometresinin indirilmiş olması nedeniyle gizli ayıplı olarak satıldığı tespit edilmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile bundan davacıya karşı sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır....

          Dava, eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniylebedelinin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında, 08.08.2016 tarihli Teklif/Sipariş mektubunda özellikleri ve m2'leri belirtilerek Geomembran kaplama imalatına ilişkin akdi ilişki kurulduğu anlaşılmakla taraflar arasındaki sözleşmenin TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olduğu anlaşılmıştır....

            deki ayrı ayrı %3 olmak üzere toplam %6 hisselerini davalıya 16/04/2014 tarihli hisse alım-satım sözleşmesi ile devrettikleri, sözleşmenin V.5.2 maddesi gereğince davalı tarafından davacılara hisse alım-satım bedelinin nakden ödenmesi yerine yukarıda değinildiği üzere şirketin faaliyet yılı sonunda şirketin 31/12/2018 tarihli sermayesi ve öz sermayesi arasındaki farkın TEFE/TÜFE üzerinden arttırılarak bir sonraki yıla devrinin ön görüldüğü, şirketin kâra geçtiği ilk yıl hisse devir bedelinden kalan miktarın hisseleri devreden davacılara ödenmesinin kararlaştırıldığı, dosyamızda davacılar tarafından her ne kadar hisse alım-satım sözleşmesinin iptali ve hisselerin iadesi talep edilmiş ise de; sözleşmenin geçersizliğine ilişkin bir iddia ileri sürülmediği gibi iptalini gerektirir nitelikte 6098 sayılı TBK'nın 30 vd....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi, ödenen iş bedelinin iadesi ile ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, davaya konu saatin ayıplı olması ve sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talep edilmesi nedeniyle saatin bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davaya konu saatin satın alındıktan bir gün sonra ileri gitmesi nedeniyle ayıplı olduğu, ayıbın davalı satıcıya hemen bildirildiği, davacı tarafından noter aracılığıyla çekilen ihtarname ile sözleşmenin feshi ile bedel iadesinin talep edildiği, ayıbın satış anında var olması ve niteliği dikkate alınarak davacı tüketicinin sözleşmenin feshi ve bedel iadesini talep etmesinin hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir....

                Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/19 değişik iş dosyasında yapılan tespitinde aynırestorantda yapıldığı, davacı tarafça da taraflar arasında başkaca sözleşme olduğuna ilişkin herhangi bir belge dosyaya sunulmadığından, davalı tarafça sunulan 26.04.2018 tarihli sözleşmeye istinaden işin yapıldığı kanaatine varılarak, davacının sözleşmenin tarafı olmadığı, sözleşmede taraf olmayan davacının sözleşmeden dönme ile ayıplı malın satım bedelinin tahsilini talep etme konusunda aktif husumet ehliyeti (davacı sıfatı) bulunmadığı, sözleşmelerin, sözleşmenin tarafları arasında hak ve borç doğuracağından sözleşmenin tarafı olmayandavacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı...'' gerekçeleri ile davada ve sözleşmede muhatap olarak kabul etmedikleri davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle toplanan delillerin değerlendirilmesinin tespiti neticesinde dava şartı yokluğu sebebiyle usul ve yasaya uygun yerinde karar verildiğinin, sözleşme akdinin, sözleşme edimlerinde muhatap olmayan davacının davada aktif taraf...

                . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki Harici Araç Alım-Satım Devir Sözleşmesi gereğince 22.300.-YTL. satış bedelinin peşin olarak davalıya verildiğini, davalının araç üzerinde bulunan hacizleri kaldırmadığını, bu nedenle resmi satışın yapılmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile satış bedelinin faiziyle birlikte iadesi gerektiğini, satışa konu aracı iadeye hazır olduklarını ileri sürerek 22.300.00.-YTL. satış bedelinin 10.07.2004 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ayrıca 5.000.-YTL. cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının araç üzerindeki rehin ve hacizleri bilerek sözleşmeyi yaptığını, davanın kabulü durumunda kullanım bedeli ve eskime payının düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu