Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava ,ayıplı araç tamiri sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Taraflar arasında ,davacı aracının davalı tarafça tamir edildiği,eser sözleşmesinin varlığı yönlerinden uyuşmazlık bulunmamaktadır....

Zira sayın çoğunluk “gizlemeyi” gizli ayıp olarak algılayıp tüm gizli ayıp hallerinde üretici ve satıcının zaman aşımından yararlanamayacağı sonucuna varmakta ve dolayısıyla iki üç ve beş yıllık zaman aşımı itirazlarını kabule şayan görmemektedir. Ancak, yukarıda da açıkladığım gibi, yasa koyucu sayın çoğunluk tarafından yanlış değerlendirilen son cümlede ne lafzen ve ne de ruhen gizli ayıbı kast etmemiş açıkça ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halini düzenlemiştir. Ve bu halde de zaman aşımından yararlanmamayı satıcının ağır kusur veya hile ile gizleme yaptığının sabit olması halini şart (koşul) olarak öngörmüştür. Yine yasa koyucu ilgili maddenin sondan bir önceki cümlesinde ise, ayıplı mallarla ilgili taleplerde, zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak 10 yıl sonra ortadan kalkacağını söylemekle genel ve nihai bir zaman aşımını kabul etmiştir....

    Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda, davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece, olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin bütünüyle reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, B.K'nun hükümleri doğrultusunda satılan malın ayıptan ari olarak satış ve tesliminin esas olduğu, davalının satılan maldaki ayıplardan sorumlu olduğu, davacıya satılan aracın ayıplı olduğunun belirlendiği, davacının tercihini malın iadesi karşılığında, bedelin tahsili yönünde kullandığı, davalı şirketin dava tarihinden sonra malın teslimine hazır olduğu yönündeki ihtarının davalı lehine sonuç doğurmayacağı, BK'nun 202 ve devamı maddelerindeki şartların davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, taraflar arasındaki araç satışına ilişkin sözleşmenin feshi ile aracın davalıya iadesi karşılığında 35.407.23 TL fatura bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

        göre tazminat talep haklarının da saklı tutmakla birlikte müvekkilinin yüksek bedelle almış olduğu araçtan beklediği faydayı hiç sağlayamaması için de manevi olarak yıprandığı tartışmasız bir gerçek olduğunu, bu nedenle ayıba karşı tekeffül borcu bulunduğunu, dava konusu aracın gizli ayıplı olarak satıldığı için talepleri doğrultusunda davanın kabulü gerektiğini, Davaya konu aracın onarımı Borusan Oto Servıs Ve Tıcaret A.ş....

        Tüketici Finansmanı A.Ş. arasında yapılan 15.07.2006 tarihli tüketici kredisi sözleşmesi ile taksitli olarak ödendiği, alınan bilirkişi raporu gereğince, satın alındığı tarihten itibaren motosikletin 1 yıl içerisinde farklı arızalardan dolayı 8 kez servise götürüldüğü, halen de kısmen mevcut olan bu arızaların kullanım hatasından kaynak-lanmayıp, gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un ayıplı mal ile ilgili 4. maddesinin 3. fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz....

          Zira sayın çoğunluk “gizlemeyi” gizli ayıp olarak algılayıp tüm gizli ayıp hallerinde üretici ve satıcının zaman aşımından yararlanamayacağı sonucuna varmakta ve dolayısıyla iki üç ve beş yıllık zaman aşımı itirazlarını kabule şayan görmemektedir. Ancak, yukarıda da açıkladığım gibi, yasa koyucu sayın çoğunluk tarafından yanlış değerlendirilen son cümlede ne lafzen ve ne de ruhen gizli ayıbı kast etmemiş açıkça ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halini düzenlemiştir. Ve bu halde de zaman aşımından yararlanmamayı satıcının ağır kusur veya hile ile gizleme yaptığının sabit olması halini şart (koşul) olarak öngörmüştür. Yine yasa koyucu ilgili maddenin sondan bir önceki cümlesinde ise, ayıplı mallarla ilgili taleplerde, zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak 10 yıl sonra ortadan kalkacağını söylemekle genel ve nihai bir zaman aşımını kabul etmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava; ayıplı satış nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararların giderilmesi isteminden ibarettir. Antalya 2. Tüketici Mahkemesinin 2018/461 Esas, 2020/612 Karar sayılı ve 22/10/2020 tarihli kararı ile; Davacının maddi tazminat talebinin davalılar Tofaş Türk Otomobil Fabrikası Anonim Şirketi ve Mehmet Bilal T4 yönünden kısmen kabulü ile, 32.129,65- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu iki davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat talebinin davalı T3 San....

            Maddesinde ayıplı malın tanımı "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir...." şeklinde yapılmıştır. 6502 sayılı yasanın 11....

            GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesi kapsamında ayıplı olarak teslim edildiği iddia olunan emtia nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, zarara neden olan ürünlerin davalı tarafından satılan ürünler olup olmadığı, bu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, zararın ispatlanıp ispatlanamadığı noktasındadır. Dosyaya sunulan faturalara göre, davalı tarafından davacıya 03/01/2014-29/12/2014 tarih aralığında "star gömlek klipsi", "gömlek klipsi(prinç malzeme)" ve "gömlek klipsi pres baskılı(paslanmaz malzeme)" ürünlerinin satışının yapıldığı, davacı tarafından ise dava dışı ... Ltd. Şti'ye 30/06/2014 tarihli faturaya istinaden 300.000 adet "gömlek klipsi(... )" ürünü ve 25/07/2014 tarihli faturaya istinaden 120.000 adet "gömlek klipsi(prinç malzeme)" ürününün satıldığı anlaşılmaktadır. Dava dışı ... Ltd....

              UYAP Entegrasyonu