- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıdan satın alıp, bedelini ödediği mobilyaların imalat kaynaklı ayıplı olup, malların bu haliyle kullanılmasının olanaksız olduğunu iddia ederek ayıplı malların davalıya iadesi ile ödenen 9.690,00 TL mal bedelinin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında tarafların 20.08.2011 tarihinde mobilya alım-satımı konusunda anlaştıklarını, davacının siparişine istinaden üretilen mobilyaların 15.10.2011 tarihinde davacıya eksiksiz olarak teslim edildiğini, mobilyalarda ayıp bulunmadığını, süresinde bir ayıp ihbarının da olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkememizce denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporuna göre, sözleşmeye ve davaya konu koltuk takımı, sehpalar ve elbise dolabının ayıplı olduğu, koltuk takımının gizli ayıplı olduğu, elbise dolabının hem açık hemde gizli ayıplı olduğu, bahse konu ayıpların kullanıcıdan kaynaklı olmadığı, ürünün tasarımı ve imalatından kaynaklı olduğu tespit edilmiştir....
İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, ayıplı mal satışından kaynaklı sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....
Maddesi ile güvence altına alınan dürüstlük kuralının ihlaline sebebiyet vermekte olduğunu, keza Medeni Kanunla güvence altına alınan "hakkın kötüye kullanılmaması" kuralının, özel kanun mahiyetinde olan Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'da bu yönde bir hüküm bulunmaması nedeni ile zarar görebileceği ve bu kuralın tüketiciler tarafından ihlal edilebileceğinin açık olduğunu, bu nedenle, herhangi bir hukuk ve hak ihlaline sebebiyet vermemek adına, Türk Medeni Kanunu tüketicinin ayıplı ifa karşısında sahip olduğu sözleşmeden dönem-bedel iadesi hakkı bakımından da bir sınır teşkil etmesinin gerektiğini, dolayısıyla, uygulamada ve Yargıtay kararlarında "sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması sayılabildiği hallerde tüketicinin, diğer seçimlik haklarını kullanmak zorunda olduğu" görüşünün hakim olduğunu, *Tüm bu hususların yanı sıra bilirkişi ek raporunda dresuar mobilya kapaklarının çekmece ayarlarının yeniden yapılmasının mümkün olduğunu;...
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2019 NUMARASI : 2018/586 ESAS - 2019/526 KARAR DAVA KONUSU : ALACAK VE MANEVİ TAZMİNAT (Ayıplı Mal Satışından Kaynaklanan) KARAR : Antalya 3....
Mobilya LTD ŞTİ'den aldığını, ancak ürünlerin ayıplı çıktığını, ayıpların onarım ile giderilemediğini ileri sürerek ödediği bedel olan 7988 TL nin faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., davanın reddini dilemiş diğer davalı.....TD ŞTİ davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, ürünün ayıplı mal niteliğinde olduğunun kabulü ile, 7988 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline hükmedilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Yerel mahkemece verilen 02.04.2013 günlü ilam temyiz eden ... Mobilya LTD ŞTİ'ye 17.04.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve temyiz dilekçesi 09.05.2013 tarihinde verilmiş olup, ... günlük yasal temyiz süresi geçmiş bulunmaktadır. Süresinden sonra verilen davalı ... Mobilya LTD ŞTİ'nin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, davacının davalıdan bir çok mobilya malzemesi satın aldığını, bu ürünlerden 5 parça koltuğun oturulamaz hale geldiğini, bu durumun sebebinin üretimden kaynaklı olduğunu ileri sürerek, yapılan 4.720 TL ödemenin fatura tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zaman aşımının dolduğunu, dava konusu ürünlerin ayıplı olmadığını, kullanım hatasının olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Dava konusu mobilyaların bir kısım parçalarının ayıplı olduğu, 6502 Sayılı Kanun'un 10/1 maddesi gereğince, varlığı bilirkişi raporuyla da subut bulan ayıp, malın teslim tarihinden itibaren altı ay içerisinde ortaya çıkmış olmakla, teslim tarihinde de varlığının, dolayısıyla malın imalattan kaynaklı ayıplı olduğunun kabulünün gerektiği, aksinin de davalı tarafından ispat edilemediği, mobilya takımlarının takım bütünlüğü oluşturduğu ve yalnızca ayıplı parçaların iadesi halinde takım bütünlüğünün bozulacağı, davacının 6502 Sayılı Kanun'un 11. maddesi gereğince sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkını kullanabileceği anlaşılmış bu kabule göre hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle; davanın kabulü ile, davacı tarafından ödenen 6.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, sözleşme nedeniyle kalan 7.000,00 TL'lik kısım için davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, sözleşmeden dönme nedeniyle davalı tarafından...
GEREKÇE: Dava, ayıplı mobilya satışından kaynaklı sözleşmenin iptali ile ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. 16.10.2018 Tarihli satış sözleşmesi ile 2 adet Oasis 6310 Berjer, 1 adet Oasis 6311 İkili Koltuk, 1 adet Oasis 6313 Üçlü Koltuk, 6 adet Benita 5770 Sandalye, 1 adet Benitam 13- 13180 Tv Ünite, 1 adet Benitam 13- 13015 Yemek Masası ve 1 adet Benitam 13- 13043 Orta Sehpanın 14.800,00 TL karşılığı davacıya satışının yapıldığı bilahere 07.12.2018 tarihinde ürünlerin davacıya teslim edildiği dosya kapsamı ile sabittir. Davacı Çorlu 7.Noterliği vasıtası ile 14 Aralık 2018 tarih 22629 yevmiye sayılı ihtarname ile kumaş renginde farklılıklar olduğunu, mobilyanın ahşap kısımlarında bir koltukta venge iken diğerinde ceviz olduğunu, çizikler bulunduğunu davacıya bildirip ürün bedelinin iadesini talep etmiştir....
KARAR Davacı, davalıdan mobilya satın aldığını, satış bedelini davalıya ödediğini, kısa bir süre sonra mobilyanın kaplamlamalarının kabardığını, dört kez servis geldiğini fakat onarım yapılamadığını, mobilyaların halen ayıplı olduğunu ve kullanılmadığını ileri sürerek ödediği ürün bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, satılan malların ayıplı olmadığını ve dava konusu malların satışından 9 ay sonra davanın açıldığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'ndan kaynaklanan mobilya satışına ilişkin olup, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanunun kapsamında kaldığını anlaşılmaktadır. 1-4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngürülmüştür....