- K A R A R - Davacı vekili, davalıdan alınan malın ayıplı olduğunu ileri sürerek ayıplı malın davalıya iadesine ve sözleşmenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahının ve akdin icra yerinin Bursa olduğunu, bu nedenle Bursa Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunarak yetkisizlik kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece davalı tarafın yetki itirazı yerinde görülmüş ve mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili ve görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi...
Şti ise ayıbın üretim hatası olduğunu kabul etmediklerini bildirdiklerini ileri sürerek davanın kabulü ile talepleri gibi malın ayıpsız olan misli ile değiştirilmesine karar verilmesini, bu taleplerinin karşılanması mümkün olmaması halinde ise malın ayıplı olması sebebiyle davalılara iadesi ile mal bedeli olarak ödenen 105.000 TL 'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, müvekkilinin ayıplı maldan dolayı uğradığı zararın tazminine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır. Davalı ... Tarım Mak. Oto. Nak. Turz. Zahirecilik. İnş. Taah. San ve Tic. Ltd....
Davalı taraf, fatura içeriğinde belirtilen çelik çekme boru yerine dökme boru teslim edildiğini ileri sürerek malın ayıplı olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili 30.01.2008 tarihli iadeli taahhütlü yazısında iki adet fatura muhteviyatı malların iade alınmasını, bilahare 26.02.2008 tarihli ihtarnamede de 2 adet fatura içeriği malın misli ile değiştirilmesini ya da malın iadesini talep etmiştir. Davalı vekili yargılamada da ayıplı mal nedeniyle davanın reddini olmadığı takdirde malın hurda değeri olarak belirlenen 3.432,00 TL. üzerinden sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalıya satılan mal karşılığında düzenlenen dava ve takip dayanağı faturaların içeriğinde çelik çekme boru olarak belirtildiği halde yapılan keşifte davalının ... yerinde alınan numune üzerinde yapılan laboratuvar incelemesi sonucunda malın çelik çekme boru olmayıp dökme boru olduğu, anlaşılmaktadır....
İlk altı ay içinde tüketicinin malı ayıplı olduğunu ileri sürmesi, malın ayıplı olarak teslim edildiğine karinedir. Ancak, satıcı malın ayıplı olmadığını ispat ederek, tüketicinin kendisine yüklediği sorumluluktan kurtulabilir. Malın ayıplı olmadığının ispat yükü satıcıdadır. Satıcı, tüketicinin gözden geçirme külfetini yerine getirmediği hususunda bir savunma, satıcı açısından söz konusu olmayacağı gibi, ayıbın varlığına ilişkin özel bir bildirim yükümlülüğünde bulunulmadığına da dayanması mümkün olmayacaktır. Bu durumda tüketici, hangi seçimlik hakkını kullanacağını bildirirken, söz konusu ayıbın varlığını da, talebini yönelteceği tarafa belirtmiş olacaktır. Somut olayda, taşınmazın teslim tarihi olan 15.12.2015 tarihinden sonra davacı tarafından mail yoluyla 28.01.2016 tarihinde ihbarda bulunduğu, zamanaşımı süresi içerisinde davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, ayıplı mal davası nedeniyle ayıplı olduğu ileri sürülen malın yenisi ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davaya konu ürünün 5 kez servise götürüldüğünü, aynı arıza nedeniyle üç kez parça değiştirildiği halen bilgisayarın sorunsuz çalıştığı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 4077 Sayılı yasanın 4. maddesi gereğince ayıplı bir malın teslimi halinde tüketici bedel iadesi de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Aynı yasanın 13. maddesi tüketici onarım hakkını kullanmışsa ... süresi içinde sık sık arızalanma nedeniyle maldan yararlanamama süreklilik arz etmesi halinde 4. maddede yer alan değer seçimlik hakların kullanılabileceği düzenlemesini getirmiştir. ......
Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispat yükü davacıya aittir. 6502 Sayılı Kanunun 8. Maddesinde ayıplı malın tanımı "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir...." şeklinde yapılmıştır. 6502 sayılı yasanın 11....
Önemsiz ayıplardan dolayı satıcı sorumlu tutulamaz. c) Alıcı malın ayıplı olduğunu bilmiyor olmalıdır. Bu konu, TBK. m. 222’de düzenlenmiştir. Buna göre, “Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse olur.” Böylece alıcı, sözleşmenin kurulması esnasında ayıpları biliyorsa, bunları kabul etmiş sayılır ve satıcı ayıptan sorumlu olmaz. Ancak bunların gerçekleşebilmesi için, alıcının sözleşmeden önce, satın aldığı şeyi gözden geçirme imkânını bulabilmesi gereklidir . Burada gözden geçirmeden kasıt, olağan bir muayenedir. Alıcının satın aldığı şeyde, dikkatli özeni gösterseydi fark edebileceği ayıplardan da satıcı sorumlu değildir. Alıcının, malın ayıplı olduğunu bilmiyor olması gerekmektedir. Gizli ayıplarda, alıcının malın ayıplı olduğunu bilmesi mümkün değildir....
Somut olayda, bölge adliye mahkemesince, davaya konu ayıplı malın iadesine, 49.733,08-TL'nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde faiz talebinin olmamasına davanın bu talep yönünden ıslah edilmemesine rağmen yazılı şekilde faize karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup , bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
AŞ'nin garanti belgesi kapsamında imalatçının sorumluluğu hükümlerine göre sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konubu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde İİK'nun 24. maddesinin uygulanmasına, ayıplı aracın davalılara iadesine, karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar tacir olup uyuşmazlık ticari satışa konu aracın ayıplı olduğu ve misli ile değiştirilmesi gerektiği iddiasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla somut olayda 6102 sayılı TTK'nun 23. maddesindeki ayıplı mal satışına ilişkin özel hükümlerin uygulanması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda TBK'nun ayıplı mal satışına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki görüş bu nedenle isabetli değildir. 6102 sayılı TTK'nun 23/1-c maddesine göre; "malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....