WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, aracın su pompasındaki arızanın kullanım hatasından kaynaklanmayıp, aracın imalat hatasından kaynaklandığı ve gizli ayıp olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Yasa’nın “ayıplı mal” başlıklı 4. maddesinde “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.” şeklinde ayıplı mal tanımı yapılmıştır....

    Mahkemece, 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Yasada ayıplı hizmet, ayıplı mal satışının yer aldığı, davalının hizmet ve satış sözleşmesi sonrası ayıplı ürün verdiği, edimini yerine getirmediği iddia olunduğundan ve davacının da tüketici olmasına göre 4077 sayılı Yasanın 23.maddesi gereğince dava tüketici mahkemesinin görev alanına girdiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/e bendinde " tüketici bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişi" olarak tanımlanmıştır. Somut olay bayilik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacıya teslim edilen mallar ticari işletmesiyle ilgili bulunduğundan somut olayda 4077 sayılı Yasanın uygulanma olanağı bulunmamaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı firmadan yatak odası takımı aldığını ancak ayıplı çıkması nedeniyle ödediği bedelin iadesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur....

        Davacı, satılan malların ayıplı olduğunu bildirerek davalıya iade etmiş ve davalı da ayıplı olduğu ileri sürülen malları hiç bir ihtirazi kayıt koymaksızın teslim alıp kabul etmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının ayıplı mal satışından kaynaklanan zararlarını da isteyebileceği gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100,00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın değiştirilmesi veya mal bedelinin iadesi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilince 19.10.2010 tarihinde davalı şirketten alınan ... marka aracın sol arka çamurluk kısmının boyanmış olduğunun öğrenildiğini, 01.11.2010 tarihinde yetkili servise götürülerek tespit yaptırıldığını, yapılan ihtarlara rağmen ayıplı malın değiştirilmediğini ileri sürerek, söz konusu ayıplı malın yenisiyle değiştirilmesi veya araç bedelinin geri ödenmesi ve zararın karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Davacı ile davalı arasında 4.11.2006 tarihli koltuk satış sözleşmesi yapıldığı davacının davalıya yargılama aşaması dahil 1.800.00 YTL ödediği, dava konusu koltukların ayıplı olup, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunduğu dosya içeriği ile sabit olduğu gibi bu hususlar mahkemeninde kabulündedir. Satılan ürünün ayıplı olması halinde tüketici 4077 Sayılı Yasanın 4.ncü maddesi gereğince, bedel iadesi içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi yada ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Tüketici bu haklardan istediğini kullanabilir. Somut olayda davacı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını kullanmıştır. Ne varki bedel iadesini isteyen tüketici satışa konu ayıplı malı da iade yükümlülüğündedir. Ayıplı malı iade edilmeden bedel iadesi istenemez. Tüketici ayıplı malı iade ettiği anda ödediği bedel için temerrüt faizi isteyebilir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada İzmir 13.Asliye Hukuk ve İzmir 1.Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davalıdan sipariş üzerine satın alınan koltuk takımının siparişe uygun üretilmeksizin hatalı ve ayıplı olarak yapılması nedeniyle ayıplı malın iadesi ile ödenen bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun Amaç başlıklı 2. maddesinde “Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş, yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü...

                - K A R A R - Davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında 25.09.2009 tarihli toplam 1.500 kg kömür satışına ilişkin iki adet sözleşme yapıldığını, müvekkilinin davalıdan alacağı kömürlere karşılık muhtelif keşide tarihli her biri 50.000 TL. bedelli 4 adet çek verdiğini, davalının eksik ve ayıplı mal teslim ettiğini ileri sürerek çeklerden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin taraflar arasındaki protokoller çerçevesinde davacıya 180.860 kg kömür teslim ettiğini, davacının süresinde ayıp beyanında bulunmadığı gibi çeklerin de bedelini ödemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının kendisine ayıplı mal satıldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                  Mahkemece, davanın kabulüne, 3.485,00 TL'nin dava konusu ürünün davalıya teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı tarafından ayıplı mal satışı sebebiyle sözleşmenin feshi ve ayıplı mal bedelinin iadesi istemli davada, satışa konu malın ayıplı olması nedeniyle mahkemece malın ayıbının tespiti hususunda yapılan incelemenin yeterli olmadığı açıktır....

                    Ayrıca davalının teslim ettiği malların ayıplı olduğu tespit edilmiş ise de davacı süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edemediğinden davacıya teslim edilen ayıplı mal bedelinin toplam bedelden düşülmesi mümkün değildir. Bu durumda davacının menfi tespit davası bakımından davacının verdiği 170.000,00TL'lik çeklerden 134.452,83TL'lik teslim edilen mal bedeli düşüldüğünde 35.547,17TL'lik kısmının bedelsiz kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece keşide tarihi önce olan çekler davalı tarafından teslim edilen mal bedeline sayılarak en son çeke tekabül eden 35.547,17TLyönünden menfi tespite karar verilmesi gerekirken daha fazlasına karar verilmesi ve ayrıca taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacıda manevi zarara sebebiyet vermeyeceğinden davacı yararına manevi tazminata karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu