Davalı ayıplı mal için davacıya bir ihtarname ile bilgi vermemiştir. Türk Ticaret Kanununun 23. Maddesi "c" bendinde; Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya inceletlirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci Fıkrası uygulanır. denilmektedir. Bu maddeye göre ayıplı mal bildirim süresi en fazla 8 gündür. Bu süre içinde davalı, davacıya malların ayıplı olduğunu ihtar etmemiştir. Kaldı ki ayıp konusunda ispat külfeti alıcının üzerinde olmasına rağmen söz konusu kilit takımlarının taraflar arasında yapılan sözleşmeye ve davalının siparişlerine uygun olup olmadığına dair herhangi bir teknik resim de sunulmamıştır....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, taraflar arasında akdedilen mal alım sözleşmesine konu ürünlerin davalı tarafça ayıplı ve sözleşmeye aykırı teslimi nedeniyle uğradıkların zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının davacıya sattığı kiremitlerin ayıplı olduğu, beş yıllık süreç içerisinde kiremitlerin bozulmaması gerektiği davalının yeni kiremit vermesinin ayıbı kabul ettiğini gösterdiği, ayıplı üründen dolayı davacı tarafın ayrıca zarara uğradığı, kiremitlerin değiştirilmesinin tüm zararı ortadan kaldırmadığı, eski kiremitlerin yerine yenisinin döşenmesi için gerekli masrafın 12.390,00 TL olduğu ve davalının sattığı ayıplı malın neden olduğu bu zararı gidermesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı tarafından ayıplı mal yerine verilen kiremit ve mahyaların ayıplı olanlarla değiştirilmesi için gerekli olan işçilik ücretinin ayıplı malın neden olduğu zarar olarak tazminini istemiş ise de dosya içerinde işçilik ücretinin davacı yanca ödendiğine, bu suretle davacı nezdinde zararın vuku bulduğuna ilişkin belgeye rastlanılmamıştır...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı bilgisayarın menteşelerindeki arızalarından dolayı çizikler oluştuğunu, güncelleme yapılamadığını,serviste tamir yapılmasını istemediği halde bu talebin servis fişine yazılmadığını ve tamirat yapıldığını,ürünün ayıplı olması nedeniyle iadesi ile bedeli olan 2.022 TL'nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, dava konusu ürünün ayıplı olmadığını,her servis işleminin ayıp olduğu anlamına gelmediğini, ürünün iki kez servise girdiğini, ikinci servis kaydında kullanıcı kaynaklı arızalar olduğunun tespit edildiğini,iade şartlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten ürettiği kumaşların yapımında kullanılmak üzere yağ sökücü ürün satın aldığını, müvekkili tarafından üretilen kumaşlarda davalının satmış olduğu ayıplı ürünler nedeniyle zarar meydana geldiğini, ayıbın derhal davalı şirkete bildirildiğini, ayıplı mal nedeniyle uğranılan zarara ilişkin olarak düzenlenen faturaya davalı yanca itiraz edildiğini ileri sürerek 9.658,44 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu ürünlerin ayıplı olmadığını, süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, davacının kullanma talimatnamesine aykırı davranmasından dolayı zararın meydana geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Satıcı, Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişi; Tüketici ise, Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Somut olayda, dava ikinci el olarak satılan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla açılmış olup, davalının ticari ve mesleki anlamda satıcı tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.nun 21. ve 22. (1086 sayılı HUMK.nun 25 ve 26. ) maddeleri gereğince Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. maddesinde, kanunun uygulanmasıyla ilgili tanımlar yapılıp, bu arada "alışverişe konu olan taşınır eşyayı..." mal, "bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi" tüketici, "kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri" satıcı olarak tanımlamıştır. Aynı Somut olay değerlendirildiğinde, tüketici davacı ile satıcı davalı arasında mal satışından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmaktadır. Davalı her ne kadar davacının Bilgisayarı işlerinde kullandığını savunmasında belirtmiş ise de, davacının üniversitede öğretim üyesi olup görevinde kullanması dava konusu ürünün mesleki amaçla alındığını göstermez....
Otomobil Pazarlama ve Ticaret A.Ş. yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 4822 Sayılı Kanunla Değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun ayıplı mal ile ilgili 4. maddesinin 3. fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz." Hükmü bulunmaktadır. Davacı, maliki olduğu,......
03/01/2023 tarihli kök rapor içeriğine göre; davalı --------- üretilip davacı ------------- satışı yapılan; kurumadan dolayı renk vermeyen, içi boş, ucu kırılma gösteren, 4146 adet göz kalemi ürünün ayıplı ürün kapsamında olduğu, fatura değerine göre; 4146 x 1,03 USD : 4270.38 USD +%18 KDV : 4270,18 +768,66 : 5038,84 USD olan ayıplı mal değerinin bulunduğu bildirilmiş, 01/02/2023 tarihli ek raporda ise özetle; davalı -------- üretilip davacı ------ satışı yapılan, ucu kırılma gösteren 4245 adet göz kalemi ürününün ayıplı ürün kapsamında olduğu, fatura değerine göre; 4245 x 1,03 USD : 4.372,35 USD +%18 KDV : 4.372,35 +787,02 : 5.159,55 USD olan ayıplı mal değerinin bulunduğu bildirilmiştir.Taraflar arasında yapılan yargılama ve denetime elverişli olup hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriklerine göre; taraflar arasında fason üretim mahiyetinde olan ----------- satın alındığı, hukuki ilişkinin ticari mal satımına ilişkin olduğu, satın alınan ürün bedelinin toplam 6.532,78 USD olup TL...
Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda; davacılar, davalı firmadan satın aldığı cep telefonun ayıplı çıktığını ve bu nedenle zarara uğradığını belirterek, fatura karşılığı ödediği ücretin iadesini talep etmiştir. 4077 sayılı Kanunda tanımlanan anlamda, davacı, bir malı ticari olmayan amaçla edinen tüketici; davalı ise ticari faaliyeti kapsamında tüketiciye mal sunan tüzel kişidir....