Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nden 28.12.2012 tarihinde dava konusu... otomobili satın aldığını, aracın seyir halinde iken değişken devirlerde vuruntu yapması problemi nedeniyle 01.07.2013 tarihinde servise teslim edildiğini, 30 iş günü geçtikten sonra tesliminin yapıldığını ileri sürerek aracın davalılara iadesi ile bu araç için ödenmiş olan bedelin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dilemiştir. Davalılar ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile usuli ve esasa ilişkin gerekçelere dayanarak davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir....

    Satışa konu aracın ayıplı olduğu mahkemece alınan 27.05.2008 tarihli bilirkişi raporu ile gerekse davacının 28.12.2004 tarihinde servise yaptığı müracaat esnasında tutulan tutanakla sabit olmuş olup servise yapılan bu başvuru süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu anlamındadır. Dairemiz ve Yargıtay uygulamaları bu yönde olup, bu durumda 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK’nun 4/2 maddesi gereğince malın ayıplı çıkması halinde 2010/10296-14900 tüketici, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, ayıp oranında indirimi ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Tüketici, bu seçimlik haklarından birini kullanabilecektir. Aynı şekilde tüketici bu haklarından birini kullandığını belirterek dava açabilecektir. Davacının bedelin iadesini istemekle sözleşmeden döndüğünün, seçimlik hakkını bu yönde kullandığının kabulü gerekir....

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 19/03/2021 NUMARASI : 2018/646 ESAS, 2021/188 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme ve Ödenen Bedelin İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davada; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan ve sonrasında istinaftan feragat edildiğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Arzu Kendir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yüklenici-satıcı tarafından davacıya teslimi gerçekleştirilen ayıplı taşınmaz nedeniyle sözleşmeden dönme, ayıplı dairenin davalıya iadesi ve taşınmaz satış bedelinin güncel değeri ile davacının mahrum kaldığı kira gelirinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme, bedelin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, 5.5.2005 tarihinde davalıdan satın aldığı motorun sık sık arızalanması nedeniyle çeşitli kereler tamirat gördüğünü, arızaların imalat hatası olup maldan yararlanmasının engellendiğini, ileri sürerek, satım sözleşmesinin feshi ile taksitle ödediği toplam 2.380,00 YTL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı satıcı, aracın ... kapsamında gerekli tamir ve bakımlarının yapıldığını, savunarak davanın reddini istemiştir....

        Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir." şeklindeki düzenlemedir. DELİLLER : ---- Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır. --------- müzekkere yazılarak davacının tacir kaydının bulunup bulunmadığı sorulmuş ve celp edilen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır. Vergi dairesinden davacının vergi kaydı bulunup bulunmadığı ile varsa vergi beyannameleri istenmiş ve celp edilen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır. ----- sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiştir....

          Bu durumda, karşı davacı vekilinin netice-i talep kısmı ve açıklaması birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmeden doğan doğrudan ve dolaylı zararlarına karşılık talep ettiği, yapılan yargılama ile bilirkişi raporları ile ahşap kapıların tamamının ayıplı olup, iş sahibinin kabule zorlanmayacak kadar ayıplı mal olduğu, bu nedenle iş sahibine TBK'nın sözleşmeden dönme, bedelden indirim ve onarım seçimlik hakları tanıdığı, karşı davacının ihtarname ve karşı davası ile her ne kadar TBK 475/1 maddesi gereğince açıkça seçimlik haklarını kullanmamış ise de, karşı dava dilekçesinden ve ihtarnamelerden sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediği, bu nedenle sözleşmeden dönerek menfi zararlarını talep etmek istediği anlaşılması gerektiğinden, bilirkişi raporu ile sıva tamiratı ve iç boyaların yenilenmesi nedeniyle oluşan zarar 4.000,00 TL olarak tespit edilmiş ise de davalının sözleşmeden dönerek ödediği bedelin iadesini ve tespit edilen zararlarını talep edebileceği ve ayrıca ayıplı kapıları da...

          hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesine ,aracın davalıya iadesi ile ödenen bedelin davalıdan tahsiline ,hesaplanan ve ıslah edilen kira kaybı talebinin kısmen kabulüne ,koşulları olmayan manevi tazminat ve fazla istemlerin reddine karar verilmiştir....

            Mahkemece, yasa gereği davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edebilmesinin ancak dava konusu malın da iadesi halinde mümkün olacağı, bu iadenin taşınmaz malda davacı adına olan tapu kaydının iptali ile tapunun eski hale getirilmesi ile mümkün olduğu, ancak yargılama sırasında davacı tarafın dava konusu taşınmazı dava dışı üçüncü şahsa tapuda satmış olduğu, hatta davacının sattığı şahısta son gelen tapu kaydına göre taşınmazı başka bir şahsa sattığı, dolayısı ile davacının taşınmazı davacıya iade edemeyecek durumda olduğu, ayıplı malda tüketicinin seçimlik hakları yenilik doğuran haklar olup bir defa kullanılmakla sona erdiği, tüketici olan davacının ayıplı taşınmazdan kaynaklı sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep ettiği, bu nedenle diğer seçimlik haklarını kullanmasının mümkün olmadığı, davacı tarafın ayıp nedeni ile taşınmazı değerinden aşağıya sattığına yönelik herhangi bir beyan ve iddiasının olmadığı benimsenerek davanın reddine karar verilmiştir....

              Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketten 12/06/2017 tarihinde satın aldığı koltuk takımının 17/07/2017 tarihinde tarafında ayıplı olarak teslim edildiğini, 8.200,00 TL bedel ile davalıdan aldığı koltuk, masa, sandalye takımının ayıplı olduğunu, malın iadesini talep etmesine rağmen davalının bu talebi kabul etmediğini, ayıplı ürünlerin değişime götürüldüğünü ve sonrasında 18/08/2017 tarihinde tarafına getirilen ürünlerin yine sorunlu olduğunu, ürünleri teslim almayacağını ve iade talep ettiğini belirtmesine rağmen ürünlerin bedelinin tarafına iade edilmediğini belirterek, dilekçede açıkladığı nedenler ile mahkemece dikkate alınacak nedenler karşısında ödemiş olduğu 5.000,00 TL ayıplı mal bedelinin davalıdan yasal faizi ile alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa konu karar, İstanbul Anadolu 7....

              a iadesine karar verilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi gereğince ayıplı mal satışı nedeniyle tüketici sözleşmeden dönerek bedel iadesini istediğinde satıcı bedelini iade ederken, alıcının da satışa konu ayıplı ürünü aynı anda iade etmesi gerekir. Ayıplı ürün iade edilmedikçe, satıcı ürün bedelini iade etmekte temerrüde düşmez. Somut olayda da ayıplı ürünün davalı satıcıya iade edilmediği anlaşıldığından faiz başlangıcının ayıplı ürünün iade tarihinden başlaması gerekir. Aksi düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olur. Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek aracın iadesi tarihinden itibaren avans faizine hükmetmesi gerekirken dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7. maddesi gereğidir....

                UYAP Entegrasyonu