Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk ile 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, apartmandaki ayıplı imalattan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın 12.01.2007 tarihinde 31.400.00.-YTL değer gösterilerek asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, davacıların apartmanda kat maliki oldukları, uyuşmazlığın kat mülkiyeti ile ilgisi bulunmadığı, ayıplı imalattan kaynaklandığı ve görevin tesbitinde değerin esas alınması gerektiği anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8/1. maddesi gözetilerek dava tarihi ve değeri esas alındığında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2....

    Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının davacıya sattığı kiremitlerin ayıplı olduğu, beş yıllık süreç içerisinde kiremitlerin bozulmaması gerektiği davalının yeni kiremit vermesinin ayıbı kabul ettiğini gösterdiği, ayıplı üründen dolayı davacı tarafın ayrıca zarara uğradığı, kiremitlerin değiştirilmesinin tüm zararı ortadan kaldırmadığı, eski kiremitlerin yerine yenisinin döşenmesi için gerekli masrafın 12.390,00 TL olduğu ve davalının sattığı ayıplı malın neden olduğu bu zararı gidermesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı tarafından ayıplı mal yerine verilen kiremit ve mahyaların ayıplı olanlarla değiştirilmesi için gerekli olan işçilik ücretinin ayıplı malın neden olduğu zarar olarak tazminini istemiş ise de dosya içerinde işçilik ücretinin davacı yanca ödendiğine, bu suretle davacı nezdinde zararın vuku bulduğuna ilişkin belgeye rastlanılmamıştır...

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesindeki iddialarını ve rapora itirazlarını tekrarla, ''özellikle belirtmek isteriz ki, davalı tarafın kusurlu eylemi, yani "ayıplı mal üretmesi", müvekkilimin olası eylemi ile sonuç arasındaki illiyet bağını kopartmaktadır. Çok net olarak belirtmek isteriz ki, söz konusu ürün, ayıplı değil de sağlam üretilmiş olsa idi, müvekkilim velev ki, farzı muhal dikkatsiz de olsa böyle bir olay meydana gelmeyecekti. Olayda, müvekkilime hafif kusur dahi izafe edilemez. Davalı tarafın ise ayıplı mal üretmekle ağır kusurlu olduğu ve üstelik bu ayıplı malların bir kısmının şu anda piyasada satıldığı ve kullanıldığı Sayın Hakimlerin hassas dikkatlerinden kaçmamalıdır....

      Davacı taraf, yüklenicinin ayıplı imalatı nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş ise de, 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 360. maddesi hükmünde belirtilen ayıplı imalâttan kaynaklanan zararın varlığı kanıtlanamadığı gibi, davacının dosyaya sunduğu belgelerdeki masrafların da ayıplı imalâtla bağlantısı bulunmadığından, mahkemece menfi zarar isteminin kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Yine aynı Kanunun 49. madde hükmü uyarınca, manevi tazminat istemi için davacının kişilik haklarının hukuka aykırı şekilde ihlal edilmesi gerekir. Davacı bu hususu da kanıtlayamamıştır. Mahkemece sözleşme ilişkisinin ifa ile sonuçlanmamış olması gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....

        -KARAR- Davacı-birleşen dosya davalısı vekili, müvekkilinin çeşitli evsafta plastik boru ve bağlantı parçaları üretim işi yaptığını, davalıdan satın aldığı PP (polipropilen) esaslı beyaz renklendirici katkı maddesi (masterbatch-MB) ile boru ürettiğini, satın alınan bu ürünle üretilen borularda zamanla kırılmalar meydana geldiğini, satılan malın gizli ayıplı olduğunun davacı müşterilerinden gelen şikayetlerle anlaşıldığını, ayıplı mal nedeniyle maddi zarara uğranıldığı gibi piyasadaki ticari itibarın da zedelendiğini, ayıbın davalıya şifaen ve 01.07.2008 günü keşide edilen ihtarname ile bildirildiği halde davalının zararı tazmin etmediğini belirterek, fazlaya ilişkin maddi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi zararın ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, ayıplı mal satışından kaynaklı sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal-tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 1.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Davada; davacı, zilyetliğe dayanmadığına, taraflar arasındaki uyuşmazlık hata, hileye ve ayıplı mal olduğu iddiasına dayanarak vukuu bulan temliki tasarrufun iptali ile taşınmazın tesciline ve tazminat isteğine ilişkin bulunduğuna göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" Dava, ayıplı mal satımı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, verilen hükmün temyiz inceleme görevi 6110 sayılı Kanunla değişik Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi hükmüne göre Başkanlar Kurulu tarafından hazırlanan ve Büyük Genel Kurul'ca kabul edilerek yürürlüğe giren işbölümü kararına göre yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay Yüksek (19). Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına SUNULMASINA, 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Davalı vekili, süresinde ayıplı ihbarında bulunulmadığını, ayıp ihbarı için gereken sürenin dolduğunu, aracın davacı tarafından görerek ve bilerek satın alındığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Dava, ayıplı mal nedeniyle tazminat talebine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu