Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kasko sigortalı aracın tamirinden (eser sözleşmesinden) kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesince, davacı tarafın tacir veya tüketici olmadığı, uyuşmazlığın kasko sigortalı araçla ilgili eser sözleşmesinden kaynaklandığı, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince, eser sözleşmesi bulunduğu, uyuşmazlığın davalıların ticari ve mesleki faaliyetinden kaynaklandığı ve eksik ve ayıplı tamirat sözkonusu olduğu gerekçesiyle tüketici mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir. ... 1....

    Mahkemece, ürünün ayıplı mal niteliğinde olduğu benimsenerek, davanın kabulüne, itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve ayrıca asıl alacağın yüzde kırkı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davanın ayıplı mal nedeni ile bedelin iadesi için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmaktadır....

      Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacıya satılan aracın gizli ayıp nedeniyle ayıplı mal niteliğinde olduğu, davacının 4077 sayılı yasa kapsamında aracın bedelini talep etmeye hakkı bulunduğu, imalatçı, satıcı, ithalatçının ayıplı mal nedeniyle tüketicinin seçimlik haklarından müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne ve fatura bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un değişik 3/e maddesinde “tüketici, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır....

        - KARAR - Davacı-karşı davalı vekili, davalı şirketten 4 adet fatura karşılığı kare çelik malzeme alındığını, 1 adet faturaya konu ürünlerin davalıya iade edildiğini, kalan ürünlerin işlenmesi esnasında ayıplı olduklarının görüldüğünü, buna ilişkin yaptırdıkları tespit neticesinde 43.056,55 TL zararın olduğunun belirlendiğini, ayıplı mallar nedeniyle alıcılara geç mal teslim etmek zorunda kaldıklarını, itibar kaybına uğradıklarını belirterek uğranılan zarara ilişkin 43.056,55 TL, tespit masrafı olarak 540,00 TL, kar kaybına ilişkin olarak 10.000 TL ile ticari itibar kaybı nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini istemiştir....

          Davalı idare kesin kabulü yapılan kömürün kalorisinin yetersiz olması gerekçesi ile sözleşmenin ..., bakım ve onarıma ilişkin 41.maddesi ile şartnamenin 54.maddesi hükmü uyarınca ayıplı emval yerine sözleşmeye uygun mal teslimi talep etmiş, teslim edilmemesi üzerine teminatın irat kaydı ile ihalelerden men yasağı getirilmiştir. Bilahare emvalin sözleşmeye uygun olduğuna ilişkin muayene raporu üzerine 2008/10104-2009/822 idare tasarrufundan dönerek teminatı iade ederek ihaleden men kararını da kaldırmıştır. Açıklandığı üzere davalı sözleşme ve şartname hükümleri çerçevesinde talepte bulunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve ihale şartnamesinin uygulanmasından kaynaklanan tazminat talebi özel hukuk ilişkisinden kaynaklanmakta olup davada adli yargı görevlidir. Mahkemece davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

            AŞ'nin garanti belgesi kapsamında imalatçının sorumluluğu hükümlerine göre sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konubu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde İİK'nun 24. maddesinin uygulanmasına, ayıplı aracın davalılara iadesine, karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar tacir olup uyuşmazlık ticari satışa konu aracın ayıplı olduğu ve misli ile değiştirilmesi gerektiği iddiasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla somut olayda 6102 sayılı TTK'nun 23. maddesindeki ayıplı mal satışına ilişkin özel hükümlerin uygulanması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda TBK'nun ayıplı mal satışına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki görüş bu nedenle isabetli değildir. 6102 sayılı TTK'nun 23/1-c maddesine göre; "malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....

              Mahkemece, davacının konutu 1997 yılında teslim aldığı, mevcut ayıpları ve eksik işleri süresi içinda yazılı ve sözlü olarak satıcılara ihbar etmediği ve manevi tazminatın koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalıdan satın aldığı konutta eksik ve ayıplı işler bulunduğundan tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece eksik ve ayıplı işler için yasal sürede sözle veya yazılı ihbarda bulunmadığı için davanın reddi kararı verilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4/2 maddesindeki ayıp ihbarına ilişkin düzenleme malın teslimi anındaki ayıplı ifaya ilişkindir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ayıplı mal iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemenin 27.12.2012 tarih ve 2011/502 E- 2012/381 K sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 13.06.2013 tarih ve 2013/7921-11113 E-K sayılı ilamıyla "...Davacı, 28.04.2011 tarihli ihtarname sunmuştur. Bu ihtarnamede ürünlerde yüzey bozukluğu ve renk tonu farklılığı bulunduğu bildirilerek kapakların değiştirilmesi talep edilmiştir....

                  Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı şirket arasında 01.06.2015 ve 20.08.2015 tarihlerinde yapılan sözleşmelerin mevcut olduğunu, davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirilmemesi nedeniyle tazminat davası açıldığını, buna rağmen davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddedilmesinin kanuna ve usule aykırı olduğunu, görülmekte olan tazminat davasının ayıplı malın ifasından kaynaklanmadığını, sözleşmenin yerine getirilmemesinden kaynaklandığını, 2 yıllık değil 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekirken, aksi yönde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı tarafça istinaf başvuru dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır....

                  Davacı satışa konu malların davalının Posof'taki şantiyesinde teslim edildiğini iddia etmiş, davalı vekili de cevap dilekçesindeki açıklamaları ile davacının belirtilen yere mal getirdiğini, ancak ilk zamanlar iyi mal getirildiği halde daha sonra ayıplı mal getirildiğinden söz ederek malların Posof'taki şantiye de teslim edildiği yolundaki iddiayı kabullenmiştir. Bu durumda sözleşmenin ifa yerinin Posof olduğunun ve İİK.nun 50.maddesi yollaması ile HUMK.nun 10.maddesi uyarınca Posof İcra Daireleri ve Mahkemelerinin de yetkili olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.11 .2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu