Yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. c-Davacı tarafın, davaya konu araca servis hizmetinin eksik ve ayıplı verilmesi hukuksal nedenine dayalı talebinin incelenmesinde; 6502 sayılı yasanın 11. Maddesi gereğince, hizmetin eksik ve ayıplı verilmesi halinde hizmet sağlayıcının tüketiciye karşı sorumluluğu düzenlenmiş olup, yine aynı kanunun 58. Maddesi ve bu madde gereğince çıkartılan Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği'nin 14. Maddesi gereğince servis hizmetinin eksik ve ayıplı verilmesi halinde üretici, ithalatçı ve yetkili servis istasyonlarının tüketiciye karşı müteselsilen sorumluluğu düzenlenmiştir. Somut olayda; davalı T3 A.Ş.'...
Uyuşmazlık; davacı tarafından ifa edilen işin ayıplı olup olmadığı, ayıp var ise ayıbın kabule icbar edilebilecek nitelikte olup olmadığı, davacının ücrete hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmıştır, Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, uyuşmazlık konusunda bilirkişi raporu alınmıştır. 22.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin lehine delil vasfı taşıdığını, davacı şirketin kayıtlarına göre davalı şirkete toplam 70.947.50 TL tutarlı (2) adet hizmet faturası kesildiği, davacının faturalar karşılığı davalıdan 40.947.50 TL tahsil ettiği, davacının, davalıdan bakiye, (70.947.50 - 40.947.50) = 30.000.00 TL alacağın gözüktüğü, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davalının ayıp ihbarı yaptığı konusunda dosyada her hangi bir belgenin bulunmadığı belirtilmiştir....
Bunlar eserin kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde onarımı isteme ya da onarım bedellerini talep etme hakkıdır....
Her ne kadar, kredi sözleşmesinde malın teslim alındığına ilişkin tüketici imzası bulunduğundan bahisle dava reddedilmiş ise de, adı geçen sözleşme kredi sağlayan kuruluş tarafından ürünün tesliminden önce matbu olarak hazırlanıp, tüketiciye imzalattırıldığı açıktır. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un ayıplı mal ile ilgili 4. maddesinin 3. fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı 2011/6195-14088 malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz....
Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz." ayrıca aynı kanunun 10. maddesinin 5. fıkrasında, “Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda satılan malın veya hizmetin hiç veya zamanında teslim edilmemesi halinde kredi veren tüketiciye karşı satıcı veya sağlayıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olur." hükümleri kredi verenin sorumluluğunu düzenlemiştir....
Mahkemece aldırılan Bilirkişi raporunda, şarj soketi anakarta göre çok basit ve değişebilen bir parça olduğu halde yetkili teknik servis " anakart değişimi ile arızanın giderilebileceğini" beyan ederek ayıplı bir hizmet yaptığı, tüketiciyi yanıltarak dava açmasına neden olduğu şeklinde görüş bildirmiştir. Yetkili servis tarafından verilen ayıplı hizmetten dolayı davacının bu model cep telefonundan yararlanamamasının süreklilik kazandığı mevcut dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, az yukarıda açıklanan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda öngörülen şartların gerçekleştiğinin kabulü ile davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddine dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir....
olduğundan bahsedilemeyeceği, taraflara malın ayıplı olup olmadığı konusunda azami yükümlülük yükleyen bu sözleşme hükmü çerçevesinde gerekli muayene, kalite kontrol işlemleri yapılan bir ürün veya hizmet alıcıya tesliminden itibaren bir yıllık garanti süresi de dolduktan sonraki bir aşamada ayıplı olduğunun ileri sürülerek malın iadesi ile birlikte ödenen sözleşme bedelinin iadesi isteminin yerinde olmadığı ayrıca davacının terditli ayıp oranında indirim isteminin de yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir....
HUMK’nun 76.maddesi hükmü uyarınca iddia ve delilleri bildirmek taraflara, hukuki tavsifi yapmak ise hakime ait olup, davacının gerek dava dilekçesi ve gerekse yargılama sırasındaki dilekçelerinden taşınmazın hukuki ayıplı hale gelmesi nedeniyle taşınmazın raiç değerini tazminat olarak istediği duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık ve belirgindir. Davacı talep ettiği tazminat miktarını açıklarken taşınmazın ayıplı değerini tenzil etmemiştir. Yani davacı B.K.’nun 202.maddesi gereği fesih hakkını kullanmıştır. Zapta karşı tekeffül veya hukuki ayıba dayalı sözleşmeden cayma iradesi ile acılan davalarda davacının mahkemeden elindeki ayıplı malı karşı tarafa iade talebinde bulunması koşulu aranmamakta, feshin şartları gerçekleşti ise hakimin resen ayıplı malı satıcıya iadesine karar vermelidir. Tüm Yargıtay daireleri ve Dairemizin istikrarlı inançları da bu yöndedir....
Davalı vekili, malların ayıplı olmadığını, ayıp ihbarının yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
K A R A R Davacılar, müteahhit olan davalıların yaptığı inşaattan daire satın aldıklarını, satın aldıkları daireler ve ortak kullanım alanlarında eksik ve ayıplı işler bulunduğunu, yaptırdıkları tespite göre toplam 32.125TL eksik ve ayıplı ... bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, fazlası saklı kalmak üzere hisseleri oranında 32.125TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemişlerdir....