Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacının ayıplı iplik sattığını, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını bildirerek davanın reddini istemiş, karşı dava yolu ile toplam 5.328.44.-YTL.nin mütekabil davacıdan faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Asıl dava, satıştan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine karşı dava ise satılan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre satılan ipliklerin ayıplı olmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kısmen kabulüne, itirazın iptali ile 13.254.72.-YTL. asıl alacağa takip tarihi olan 29.3.2006 tarihinden itibaren işleyecek değişen ve değişecek oranlarda reeskont faizi ile birlikte takibin devamına, hükmolunan miktarın % 40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi İstanbul 4.Tüketici Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 25.2.2011 gün, 2725-2819 sayılı, 4.Hukuk Dairesinin 4.2.2011 gün 1461-1165 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 24.1.2011 gün 1069-784 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava,ayıplı mal iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, 13.Hukuk Dairesinin bozma ilamı üzerine kurulan hüküm temyiz edilmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine 18.07.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesince; talebin arsa sahibinden alınan dairenin ayıplı inşa edildiği iddiasına dayalı olduğu, Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Tüketici Mahkemesi ise; dava konusu taşınmazın dükkan olduğu, davacının bu yeri ticari amaçla işyeri olarak kullandığı, davacının tüketici olmadığı gibi taraflar arasındaki ilişkinin de tüketici ilişkisi olmadığı uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, 1 inci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir....

        A.Ş.’nin ithalatçısı diğer davalıların satıcısı olduğu lastiklerin ayıplı olmasının sebep olduğunu, yaşanan bu hadise nedeniyle davacıların maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek ve fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle 4.000,00.-TL maddi tazminat, 1.000,00.-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve toplamda 80.000,00.-TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan tazminine hükmedilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddinin gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalıların satıcısı ve ithalatçısı olduğu otomobil lasitklerinin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak açılmış olan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

          Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde 2020/72 D.İş sayılı dosyası ile ayıpların tespit ettirildiğini, eksik ve ayıplı işler nedeniyle davalı hakkında İstanbul 24.İcra Müdürlüğünün 2020/20493 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddi karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, 6502 sayılı yasadan kaynaklanan ayıplı hizmet iddiasına dayalı tazminat isteğine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....

          Davalı vekili, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, davacı aleyhine dava dışı şahıs tarafından açılan ve görülen davanında müvekkiline ihbar edilmediğini, malın ayıplı olmadığını, bandın tekstil ambalajında kullanılacağının müvekkiline bildirilmediğini, davacını kusurunun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, ayıp iddiasına dayalı olarak açılan davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığı, süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            A.Ş. tarafından yapılan işlerin bir kısmı sözleşmeye uygun olmayıp ayıplı/gizli ayıplı ifa edildiğinin ortaya çıktığını davalı firmanın sözleşmesel edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini, davalı firmanın gizli ayıplı imalatı sebebi ile müvekkil firmanın uzun süre çalışamadığını, pazardaki satış payını kaybettiğini, ihracat yapan bir fabrika olarak ihracatlarını yapamadığını ve bu sebeple yaklaşık 90 gün boyunca 540.000 Ton klinkerini üretemeyip satamadığını, bugün uluslararası piyasada klinkerın 44 $ + KDV/TON' olduğunu, yani 28.000.000 $ değerinde ürünü fabrikalarında üretemeyip, satışını yapamadığını, harcanan yeniden inşaa yıkım gibi masraflara ek olarak bu boyutta bir üretim/kazanç kaybının oluştuğunu, çöken yapının temizlenip taşınması ve yeniden yapılması için yüklü harcamalar yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek bilirkişi incelemesi ile müvekkilinin zararının belirlenmesi akabinde; fazlaya ilişkin hakları saklık kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak açtıkları...

              - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu çeke dayalı olarak davalı ... AŞ tarafından icra takibi yapıldığını, ancak çekin satım sözleşmesi nedeniyle dava dışı şirkete verildiğini ve satım konusu malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasında alınan tedbir kararına rağmen ciro edildiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... AŞ vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı ...AŞ vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini bildirmiştir. Davalı ... davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, İİK'nın 72. maddesine dayalı menfi tespit isteminin icra takibinin yapıldığı ya da davalının yerleşim mahkemelerinde açılabileceği, bu nedenle ... Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Bu alacak sahiplerinden herbiri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca da isteyebilirler. Takas savunmasında bulunan taraf hem kendi alacağı, hem de kendi alacaklısının alacağını ortadan kaldırmakla, her iki alacak üzerinde de etkin olur. Bu niteliği ile takas bir inşai haktır. Mahsup ise bir inşai hak ya da def'i olmayıp, bir itirazdır. (HGK 24.05.1950 gün ve 74 E, 31 K sayılı ilamı) Örnek vermek gerekir ise, bir alacak davasında, davalı kendisinin de bir başka ilişkiden dolayı alacaklı olduğunu savunuyorsa bu bir takas savunmasıdır. Buna karşın, haksız mal edinme iddiasına dayalı bir geri alma davasında, davalı indirimi gerekli bir kısım giderleri olduğunu, ya da TBK'nın 227/2. ve 475/2. maddelerinde olduğu gibi, bir indirim yapılması gereğini savunursa, yapılması gereken iş mahsuptur....

                  karşın bilirkişi tarafından bu hususun ayıplı hizmet olup olmadığı hususu da rapora yansımadığını, yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu iddiaların temeli olan Cavit Ersoy servisinde yapılan bakım ve onarım işlerinin ayıplı ifa edilmesi neticesinde Ferit Fil servisinde yeniden bakım ve onarıma sebep olduğu iddiasına ilişkin "her iki serviste yapılan işlerin farklı olduğu ve traktörün tamirinde ayıplı malzeme veya ayıplı işçilik bulunmadığı" değerlendirilmesi yapıldığını, bilirkişi raporlarındaki çelişkiler giderilmeden, eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak hükme gidilmesi, davalı serviste yapılan tamir, bakım işlerin hatalı olmasının ve kullanılan parçaların orjinal olmamasının sonucu olarak ikinci kez tamir işlemi yapılmasına neden olduğuna dair iddiamız ise son tamir yaptırdığı yer olan Same Deutz Ferit Fil Yetkili Servisinden detaylı tamir raporu alınmayarak iş bu hatalı hüküm kurulduğunu, kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak...

                  UYAP Entegrasyonu