Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Bozdoğan Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 24.9.2007 gün, 11093-10684 sayılı, 15.Hukuk Dairesinin 26.10.2007 gün 6446-6656 sayılı 3.Hukuk Dairesinin 4.12.2007 gün 18912-18490 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava; satılanın ayıplı olduğu iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalılardan Ziraat Bankası AŞ; Borçlar Yasası'nın 198. maddesi uyarınca davacının satılanı kabul etmiş sayılacağını, açık ayıp söz konusu olup süresinden sonra ihtar çekildiğini, davacının teslim sırasında çekince (ihtirazı kayıt) ileri sürmediğini, manevi tazminat isteminin koşullarının gerçekleşmediğini, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa'nın değil Borçlar Yasası'nın uygulanması gerektiğini, davaya bakmaya asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürerek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalı ... ise; satılanın ayıplı olduğuna ilişkin iddianın satın alma tarihinden itibaren 30 gün içinde ileri sürülmesi gerektiğini, olayda ağır hizmet kusuru bulunmadığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, tüketici mahkemesinin görevli olmadığını, icra müdürü ile bilirkişinin kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir....

      ve gereği gibi hizmet alamamaları nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan ticari faizi ile tahsilini istemişler; bilahare maddi tazminat taleplerini ıslah sureti ile arttırmışlardır....

        -K. sayılı ilamı ile asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozmaya uyularak, davacı tarafın satış konusu malı 31.05.2010 tarihinde teslim almasına rağmen TTK'nun 23. maddesinde belirtilen sürede ayıp ihbarında bulunmaması nedeniyle ayıplı malı kabul etmiş sayılacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava ayıplı mal satışı iddiasına dayandığı halde birleşen dava süresinde mal teslim edilmemesi nedeniyle başka yerden mal temin edilmek zorunda kalındığı ve bundan dolayı zarara uğranıldığı iddiasına dayalı olup birleşen davanın ayıp iddiası ile ilgili olmadığı açıktır....

          Tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, satın alınan mutfak tüpünün ayıplı olduğu iddiasıyla, meydana gelen zarardan dolayı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar....

            Bu yasal düzenleme doğrultusunda uygulamada açık ayıpların derhal gizli ayıpların ise dava zaman aşımı süresi içerisinde öğrenildiği tarihten itibaren makul bir süre içerisinde satıcı, hizmet veren veya sağlayıcıya bildirilmesi gerektiği hususu artık yerleşmiştir. Ayıplı mal satışındaki durum bu olduğu gibi ayıplı hizmet durumunda da bu uygulama aynen geçerlidir. Yani ayıplı hizmet satın alan kişi bu ayıp açık ise derhal, gizli ise öğrendiği tarihten itibaren makul bir sürede bunu hizmet verene bildirmelidir. Öte yandan ayıp ihbarının yapılmadığı iddiası bir defi olup cevap dilekçesinde bunun ileri sürülmesi gerekir. Hizmet veren davada cevap dilekçesiyle bunu ileri sürmüş ve tüketici de ayıp ihbarını yaptığını ispat edememişse artık 6502 sayılı yasanın 15. Maddesinde kendisine tanınan hakları kullanamayacaktır. Şüphesiz manevi tazminat davalarında da bu durum aynen geçerlidir. Çünkü buradaki iddia hizmetin ayıplı verildiğine dairdir....

            Alışveriş Merkezi Dış Cephe Aydınlatma Projesi kapsamında kullanılmak üzere müvekkili şirketten 'Saha Montaj Adaptörü IP96' almış ve bu ürünleri bir proje kapmasında alışveriş merkezi cephesine montaj için kullandığını iddia ettiğini, davacı satın aldığı ürünlerin ayıplı olduğu iddiasını e -posta göndererek müvekkiline bildirdiğini, müvekkili bu bildirim neticesinde herhangi bir tespit veya rapora gerek görmeksizin sırf taraflar arası devam eden ticari ilişkinin zarar görmemesi ve devam edebilmesi için ürünün ayıplı olup olmadığını kontrol dahi etmeksizin ve ayıba dair davacı yandan herhangi bir rapor dahi istemeksizin, salt davacının ayıplı iddiasına istinaden, davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünleri yenileriyle değiştirdiğini, ancak mahkemece davacının zararını hesaplarken ürünün ayıplı olmadığı değerlendirmemiş ürünün ayıplı olduğunu baştan kabul ederek karar tesis edildiğini, söz konusu kararın eksik ve hatalı incelemeler sonucunda oluştuğundan taraflarınca kabulünün mümkün...

              DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ticari satım ilişkisinden kaynaklı ayıplı ifa iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekilinin kanuni süresi içerisinde ibraz ettiği saptanan cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunması üzerine işbu itiraz HMK'nın 117. maddesi uyarınca dava şartlarından sonra inceleme konusu yapılmıştır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirme sonucunda; huzurdaki davada ticari satım ilişkisinden kaynaklı ayıplı ifa iddiasına dayalı tazminat isteminde bulunulduğu, yanların tacir olmakla Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, tacir olan taraflar arasında yetki şartını haiz yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davalı tarafça yetki ilk itirazında HMK'nın 6 ve 19. maddeleri uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirtildiği görülmüştür....

                DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ticari satım ilişkisinden kaynaklı ayıplı ifa iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekilinin kanuni süresi içerisinde ibraz ettiği saptanan cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunması üzerine işbu itiraz HMK'nın 117. maddesi uyarınca dava şartlarından sonra inceleme konusu yapılmıştır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirme sonucunda; huzurdaki davada ticari satım ilişkisinden kaynaklı ayıplı ifa iddiasına dayalı tazminat isteminde bulunulduğu, yanların tacir olmakla Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, tacir olan taraflar arasında yetki şartını haiz yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davalı tarafça yetki ilk itirazında HMK'nın 6 ve 19. maddeleri uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirtildiği görülmüştür....

                  Davalı vekili, davacıya teslim edilen makinanın ayıplı olmadığını, meydana gelen arızaların kullanımdan kaynaklandığını, davalının servis hizmetini kusursuz yerine getiridiğini savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, dava konusu fotokopi makinasının 25.02.2011’de satın alındığı, ayıpla ilgili ilk ihtarnamenin 20.10.2014 tarihinde gönderildiği, bu süreç içinde davacının rutin bakımlar dışında malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı herhangi bir servis hizmeti almadığı, yaklaşık dört yılın sonunda meydana gelen arızaların kaynağının ayıplı üretim olmayıp makinanın kullanım ömrü ile ilgili olduğu, makinanın ayıplı olduğu iddiasının ispatlanamadığı, taraflar arasındaki sözleşmede makinanın kullanım ömrünün dolmasıyla ilgili olarak yeni veya indirimli makine verileceğine dair bir hüküm de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu