Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacının...Tüketici Mahkemesinin 2010/547 E.sayılı dosyası ile aynı iddialarla açtığı davada, somut olay Tüketicinin Korunması Kanunu’nun kapsamına girmediği için görevsizlik kararı verildiğini, müvekkilinin davalıya 15 aylık bir garanti taahhüdünün bulunmadığını, ticari satış hükümlerinin olaya uygulanması gerektiğini, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacıya ayıplı mal satmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, görev itirazının yerinde olmadığı, garanti kapsamı içerisinde makinanın arızalanmasından sonra müracaatta bulunulduğundan davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, satım konusu makinanın gizli ayıplı olduğu için davacının 23.735.70 TL.fatura bedelini davalıdan talep edebileceği, maddi ve manevi tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

    İnceleme konusu karar, işçilik haklarından kaynaklı ücret ve tazminat istemi ile meydana gelen terör saldırısının iş kazası olduğu iddiasına dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkin olup, belirgin şekilde Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı gereği Dairemizin inceleme kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay (21.)Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı dava dosyasının Yargıtay 21.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır. Davalı eş ile ilişkide olan 3. kişinin durumuna gelince; boşanma davasıyla eşinden manevi tazminat alan davacı manevi tazminatın "tekliği ve bölünmezliği" ilkesi gereğince 3. kişiden tazminat isteyemeyeceği gibi bu tazminatı "sadakat" yükümlülüğü olan eşinden istemeyen, istemeyi ihmal eden davacı elbetteki 3. kişiye yönelemez....

        İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ayıplı hizmet iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. HSK'nın 564 ve 586 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18,19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair, HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 29/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, davalı çalışanı olan davacının, yine davalı idaresindeki araçta iş kazası geçirdiği iddiasına dayalı bedensel zarar nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. ... şirketinin davada taraf olmamasına göre, temyiz inceleme görevi Başkanlar Kurulu kararı ve 2797 Sayılı ... Yasası’nın 14. maddesi uyarınca ... 21. Hukuk Dairesi’ne aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 30.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Bozmaya uygun yapılan yargılama neticesinde, mahkemece davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, bağışlanan eşyalara yönelik talepler hakkında harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle; Dairemizin 15.01.2019 gün 2016/5225 E. 2019/82 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davacılar vekili bu kez kararın düzeltilmesi istenilmiştir. 1.Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirine uygun olmayan aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme istemi reddedilmelidir. 2.Diğer karar düzeltme istemine gelince: Dava, evlilik birliği devam ederken, üçüncü kişi ile birlikte olma iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat ile araç ve takıların aynen iadesi olmadığı takdirde nakden tazmini istemine ilişkindir....

            Taraflar arasındaki ayıplı malın bedilini iadesi, manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı ... ayıplı olduğunu, birçok kez servise götürdüğü halde arızanın giderilemediğini öne sürerek, ödediği bedel olan 1.960 YTL ile 2.000 YTL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davalıdan satın aldığı ... bir çok kez arızalandığını ve bu arızanın giderilemediğini, ... ayıplı olduğunu belirterek, ödediği bedel ile manevi tazminatin tahsili için bu davayı açmıştır. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda aracın incelenemediği, bu nedenle ayıplı olup olmadığının tespit edilemediği, belirtilmiştir....

              Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava, davalı şirketin eylemlerinin TTK'nın 55. maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği iddiasına dayalı haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsilini istemlerine ilişkin olup, mahkemece, hizmet yeri yeterlilik belgesi düzenleme hakkının sadece davacıya ait olduğu, davalının böyle bir belge düzenleme yetkisi olmadığı halde 8 adet belge düzenlediği ve davalı eylemlerinin haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "Taraf iddia savunmaları, bilirkişi raporları ve dosya bir bütün olarak incelendiğinde taraflar arasındaki sözleşmeye göre 2/4/2003 tarihinde 36 ay kiralama ve sonucunda satın alma işlemi ile davacı şirket cihazın maliki olduğu , taraflar arasında düzenlenen 24/6/2013 tarihli sulh ve ibra protokolünde taraflar ayıplı mal veya ayıplı hizmet dahil tüm alacaklarından ve taleplerinden karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettikleri sulhe ibranın protokolünün çok geniş kapsamlı olduğunu, bu ibranını tarafları bağlayacağı kuşkusuz olduğundan maddi ve manevi tazminatın reddine, Maddi tazminat talepleri yabancı para cinsinde olduğundan yabancı paranın dava tarihindeki Türk Parası değeri üzerinden vekalet ücreti takdir edilmiş" şeklinde karar verildiği görülmüştür....

                Ltd Şti’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ..Ltd Şti tarafından temyiz edilmiştir. 2009/8060-14644 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ..Ltd Şti’nin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, ayıplı mal nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 4822 Sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK.nun 4. maddesi 3.fıkrası gereğince imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı… ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Öyle olunca, satıcı-davalı ...A.Ş’nin de ayıplı mal nedeniyle diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                  UYAP Entegrasyonu