Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bankaya karşı dava açmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davacının müvekkili bankadan manevi tazminat talep etmesinin de mümkün olmadığını, davacı şirketin ne şekilde manevi zarara uğradığını da anlayamadıklarını, davacı tarafın tamamen kötü niyetli hareket ederek haksız zenginleşme çabası içerisinde olduğunu, manevi tazminat şartları oluşmadığından davacının gerek maddi gerekse manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmeksizin dava dilekçesinde zararın meydana geldiği tarihten itibaren ticari avans faizi talep edilmişse de talep edilebilecek faizin yasal ve dava tarihinden itibaren istenmesi gerektiğini belirterek, haksız ve yersiz olarak açılan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

    Davada, okul müdürü olan davalının, görev ve yetkisi dışına çıkarak, haksız eylemi neticesinde zarar verdiği iddia olunarak; manevi tazminat istenilmektedir. Borcun sebebi; kamu görevinin yerine getirilmesinden doğan bir zarar olmayıp, okul müdürünün salt kişisel kusuru (haksız fiili) nedeniyle zarara uğradığı iddiasına dayalı bulunmaktadır. O halde, mahkemece; davanın, Adli Yargıda bakılması gereken, BK.nun 41 ve devamı maddelerine göre açılmış bir tazminat davası olduğu gözetilerek, esası hakkında inceleme ve araştırma yapılıp, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekmektedir. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden bahisle, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddi cihetine gidilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      Davacı vekili 19/07/2019 uyap tarihli dilekçesinde : davalarında manevi tazminat taleplerinin bulunmadığını, belirsiz alacak davasında asgari dava değerinin 8.485,00 TL olarak belirttiğini, ayıplı hizmete ilişkin bedelin tespiti ile davalılardan satın alınan ayıplı tur hizmetine ödenen 18.617,06 TL bedelin ayıplı hizmet oranında indirilmesine ve temerrüt tarihi itibariyle ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesini beyan etmiştir....

      Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 52.000,00 TL davalıya iade edilen ürünlerin bedeli ve 38.331,50 TL menfi zarar toplamı olan 90.331,50 TL’nin 09.09.2011 temerrüt tarihinden, ayrıca ....000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı taraf, yüklenicinin ayıplı imalatı nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş ise de, 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 360. maddesi hükmünde belirtilen ayıplı imalâttan kaynaklanan zararın varlığı kanıtlanamadığı gibi, davacının dosyaya sunduğu belgelerdeki masrafların da ayıplı imalâtla bağlantısı bulunmadığından, mahkemece menfi zarar isteminin kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Yine aynı Kanunun 49. madde hükmü uyarınca, manevi tazminat istemi için davacının kişilik haklarının hukuka aykırı şekilde ihlal edilmesi gerekir. Davacı bu hususu da kanıtlayamamıştır....

        Manevi tazminat talep etmiş olup, mahkemesince manevi tazminatın reddine karar verilmiş olmasına rağmen, red edilen manevi tazminat yönünden davalılar vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın istinaf isteminin reddi ile davalı tarafların istinaf isteminin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılarak (Düzeltilerek) ve toplanan delillere göre yeniden yargılama yapılmasına gerek görülmediğinden yeniden esas hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1- b(2) maddesi gereğince aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1- b(1) maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B) Davalı vekillerinin istinaf başvurularının vekalet ücreti yönünden KISMEN KABULÜ İLE; Mersin 2....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Davacı tarafından dava dilekçesi ile davalının satmış olduğu konutun ayıplı olması nedeniyle onarım bedeli ve manevi tazminat istemli dava açılmış olup, mahkemece yargılama sırasında 29/09/2020 tarihli duruşmada manevi tazminat davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilerek işbu dava dosyası üzerinden manevi tazminat davasının yargılanmasına devam edilmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre dava dilekçesinde anlatılan olayların davacının kişilik haklarını zedeleyecek yönünün bulunmadığı, vücut bütünlüğüne zarar verici nitelikte olmadığı, manevi tazminatın yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir....

        Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde 2020/72 D.İş sayılı dosyası ile ayıpların tespit ettirildiğini, eksik ve ayıplı işler nedeniyle davalı hakkında İstanbul 24.İcra Müdürlüğünün 2020/20493 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddi karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, 6502 sayılı yasadan kaynaklanan ayıplı hizmet iddiasına dayalı tazminat isteğine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....

        Sayılı) kararında, dava dışı şirket adına kayıtlı olan araç ile ilgili uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiş olmakla, dava konusu uyuşmazlığın niteliğinin, ticari satım sözleşmesine konu aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Hukuk Dairesinin aktarım kararıyla Dairemize gönderilen dava dosyası üzerinde 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, tacirler arası araç satım sözleşmesinden kaynaklanan, aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar dava dosyası Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin aktarım kararıyla Dairemize gönderilmiş ise de, dava konusu uyuşmazlığın, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca, Dairemizin görevleri arasında sayılan (ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinden Dairemize devredilen) işlerden olmadığı anlaşılmakla, gerekli inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne iadesine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 4....

            "Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacı ... için takdiren 2.750,00 TL, davacı ... için takdiren 2.500,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 21.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir." 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, ayıplı mal ve hizmet nedeniyle oluşan zarardan dolayı manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece manevi tazminat yönünden istemin kısmen kabulüne karar verilmişse de; 22.6.1966 tarihli 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, manevi tazminat tutarını etkileyen özel hal ve şartlar belirtilmiş olup, manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, amacı, mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanması da değildir....

              UYAP Entegrasyonu