Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın ayıba karşı tekeffül iddiasına dayalı alacak davası olduğu, bilirkişilerin dava konusu kord makinesinin zamanla ayıplı hale gelmesinde her iki tarafın eşit oranda kusurlu kanaati rapora işlendiği, kord makinesinin üretim ve tasarımında dikkate değer bir ayıp tespit edilemediği, baştan itibaren ayıplı ve hatalı olduğunun net bir şekilde ortaya konmadığı, sonuç itibariyle istenen verimlilikte çalışmadığı, mahkemece varılan kanaate göre hakkaniyeti en uygun çözümün aparatın satış bedeli üzerinde indirim yapılması gerektiği, satış bedelinden %14 civarı bir indirime tekabül eden 20.000 TL indirim hakkaniyete uygun olacağı, makinenin üretim kaybı yaşamasından davacının kendi kusurunun da bulunduğu, öte yandan davacının aldığı üründen memnun kalmaması ve bu başka kullanıcılarla paylaşmasının tek başına maddi ve manevi tazminata esas teşkil etmeyeceği gerekçeleriyle davacı tarafın şartları oluşmayan sözleşme feshine ilişkin talebin...
Davacı, üyesi olduğu paket programının HD decoder ile değiştirilmesinin teklif edilmesi sonucu kabul ettiğini ancak eski paketindeki kanalları dahi izleyemediğini, müşteri hizmetlerine uzun süre ulaşamadığını ve ayıplı hizmet nedeniyle üyeliği sonlandırdığında adına yersiz fatura düzenlenerek borç çıkarıldığını ileri sürerek 298,89 TL fatura bedeli yönünden borçlu olmadığının tespitine, ayıplı hizmet nedeniyle ödenen 206,10 TL ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının davacıya 160,95 TL abonelik borcunun olmadığının tespitine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 500,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiş ise de; davacının tüm taleplerini karşılar şekilde hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır....
Davacıların ifadeleri takriben hiçbir şikayette bulunmamaları açıkça ayıplı hizmet teşkil edecek bir durumun var olmadığını ve kendilerinin böyle bir duruma şahit olmadığını göstermektedir. Tüketici Kanunu’nun açıkça ortaya koyduğu üzere alınan hizmet, tanıtımında, yapılan ilan ve reklamlarda var olduğu söylenen özellikleri taşımıyorsa, bu durum kusur oluşturuyorsa ayıp olarak adlandırılmaktadır. Müvekkil tarafından aracılığı yapılan mavi tur hizmetinde ise böyle bir ayıp bulunmamaktadır. Dolayısı ile yaşanan bu durum, kusurlu hizmet olarak kabul edilemez. Ayrıca manevi tazminat miktarına karar verilirken esas olan tarafların birinin değil, tümünün gelir durumlarını dikkate almaktır. Oysa verilen ilk mahkeme kararı ile belirlenmiş olan tazminat miktarı, toplamda, Müvekkilin kazancının misliyle fazlasını teşkil etmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi Taraflar arasında görülen manevi tazminat davasında ... Asliye Hukuk ve ... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, servis taşıma hizmeti veren servis şoförünün hakareti nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın ayıplı hizmet sayılacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Tüketici Mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın hizmet alımı ile ilgili olmadığı, kişilik haklarına saldırı nedeniyle dava açıldığı gerekçesiyle davaya genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiği bildirilerek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Bu maddeye göre manevi tazminat talep edebilmek için bir kişinin kişilik hakkına hukuka aykırı olarak tecavüz edilmeli, manevi zarar doğmalı, manevi zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmalı ve davalının sorumlu olmasını gerektiren bir kusuru bulunmalıdır. Somut olayda davacı ayıplı ifa nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini ve manevi tazminat borcu doğduğunu ispat edemediği gibi, manevi tazminat koşulları da gerçekleşmediğinden manevi tazminat isteminin tamamen reddi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda .... bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, .... bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, yerel mahkeme tarafından davacının manevi tazminat talebinin reddine yönelik verilen karar hukuka, yargıtay içtihatlarına ve doktrine uygun olmakla birlikte davacının manevi tazminat talebi gerçekçi olmayan fahiş bir tutar olduğunu, katılma yoluyla istinaf taleplerinin kabulüne, yerel Mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
na karşı hizmet kusuru iddiasına dayalı olarak değil; kazayı yapan resmi plakalı aracın işletenin davalı Bakanlık olduğu iddiasına dayandırılarak açılmıştır. Bu nedenle dava, davalı kuruma karşı hizmet kusuru iddiasına dayananılarak açılmadığından davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
, davacının dava konusu aracı ticari ve mesleki bir amaçla edinmediği, aracın hususi otomobil olduğu davalılar tarafından distribütörlüğü yapılan ve kiralanan aracın ayıplı olaması nedeniyle geçirdiği trafik kazasında yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....
Mahkemece, manevi tazminat talebinin reddine, davacının uğradığı zarar olan 2468,10 YTL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının manevi tazminat istemi ile ilgili temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava konusu araçtaki boya atmaları ve paslanmaların üretim hatasından kaynaklandığı ve aracın gizli ayıplı olduğu, yargılama sırasında da alınan bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Davacı süresi içinde davalılara ayıp ihbarında bulunarak, aracın yenisiyle değiştirilmesini istemiş, sonuç alamayınca ... bu davayı açmıştır....
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava ayıplı onarım işinine dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacı taraf davalının imal ettiği MR cihazını Leasing yoluyla satın almış bu satın almayı Finans Finansal kiralama A.ş ile gerçekleştirmiştir. Davalı taraf her ne kadar davalının bu sözleşmeye taraf olmadığını ileri sürmüş ise de dava konusu alacak istemi finansal kiralama sözleşmesine dayalı olmayıp, bu sözleşme ile alınan makinenin süreç içerisinde arızalanan parçanın davalıdan temin edilmesine yönelik olarak alınan parçada ayıp çıkmasına dayalı açılan tazminat davadır. Burada iki akdi ilişki söz konusudur. Davacı taraf istemini davalı ile olan hukuksal ilişkisine dayalı olarak açmıştır. Bu akdi ilişkinin tarafı davalı olduğundan davalının husumet ehliyeti bulunmaktadır. Davacı taraf onarım ve tamir işlemlerini davalının arızalı parça göndermesi nedeniyle hastanede 33 gün boyunca MR çekilemediği iddiasına dayalı olarak zararın tazmin talebinde bulunmuştur....