nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali dava dilekçesinde de, maddi zararın 230.224,66 TL olduğunu, sigorta tarafından yapılan 30.000,00 TL'lik ödemenin düşülmesinden sonra bakiye 200.224,66 TL maddi zarar yönünden takip yapıldığı, yaşanan olay nedeniyle duyulan manevi üzüntüden kaynaklı olarak da 20.000,00 TL manevi zararın bulunduğunun açıkça belirtildiği anlaşılmıştır. Mahkemece kurulan hükümde ise, " ... Her ne kadar davacı vekilince 18/12/2017 tarihli beyan dilekçesinin açıklamasında ve 07/05/2019 tarihinde manevi tazminat talebinde bulunulduğu belirtilmiş olsa da bu yönde usulüne göre yapılmış bir talep veya verilmiş bir ıslah dilekçesi bulunmaması, beyan dilekçesinin talep kısmında da bu hususun belirtilmemiş olması nedeniyle manevi tazminat yönünden hüküm kurulmadığı..." gerekçesiyle manevi tazminat yönünden hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Oysa ki incelenen icra dosyası ve dava dilekçesinin içeriğine göre açıkça davacının manevi tazminat talebinin bulunduğu sabittir....
İlk derece mahkemesi tarafından; "davacıya ayıplı hizmet verildiği kanaatine varılamadığı, maddi ve manevi tazminat davasının kabulü için, hizmetin ayıplı olmasının tek başına yeterli olmadığı, kusur ve doğan zarar ile bu ikisi arasındaki illiyet bağının da ispatlanması gerektiği, maddi tazminata konu zararının somut olarak ne olduğu ve dayanaklarının sunulmadığı ve maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığı " gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Mahkemece, manevi tazminat talebinin reddine, davacının uğradığı zarar olan 2468,10 YTL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının manevi tazminat istemi ile ilgili temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava konusu araçtaki boya atmaları ve paslanmaların üretim hatasından kaynaklandığı ve aracın gizli ayıplı olduğu, yargılama sırasında da alınan bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Davacı süresi içinde davalılara ayıp ihbarında bulunarak, aracın yenisiyle değiştirilmesini istemiş, sonuç alamayınca ... bu davayı açmıştır....
nın 47. maddesindeki şartların da somut uyuşmazlıkta bulunmadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklanan 17.746,01 TL alacağının temerrüt tarihi olan 03/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ayıplı ürün satışı nedeniyle tazminat, kar kaybı ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Buna göre gezi programı için tanıtımı yapılan ve sözleşmede yazılanın dışında eksik ve ayıplı hizmet verilmiştir. Ancak bu ayıplı hizmete rağmen davacılar davalıların gösterdiği otelde konakladıkları ve geziyi de tamamladıklarına göre davalının sözleşme ve tanıtımla vaat ettiği hizmet ile verilen hizmet arasındaki bedel farkının ve davacıların ayıplı hizmet nedeniyle ayrıca yapmak zorunda kaldıkları masrafların davacılara ödenmesi gerekirken yazılı şekilde tüm tur bedelinin tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Davacılar yararına manevi tazminata hükmedilmiş ise de BK.49.madde hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi için davacıların şahsiyet haklarının hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğraması lazımdır. Dava konusu olayda manevi tazminat koşulları oluşmadığından bu kalem istek hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazalı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Anılan hükme göre davalı şirketin bayi olan ... tarafından davacıya sağlanan ayıplı mal ve hizmet nedeniyle sağlayıcı(imalatçı) durumunda bulunan davalı şirket de diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu olup, bu husus gözardı edilerek mahkemece kusurlu olmadığından bahisle adı geçen davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirir. 3-Davacılar, davalı ... A.Ş’nin bayii olan diğer davalı tarafından verilen ayıplı hizmet nedeniyle çıkan yangın sonucu ev ve müştemilatının yandığını, olay sebebi ile manevi yıkım ve üzüntü yaşadığını ileri sürerek maddi tazminatın yanında manevi tazminat isteminde de bulunmuşlardır. Borçlar Kanununun 49. maddesine göre kişilik hakları haksız saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat isteyebilir. Aynı Kanunun 98. maddesi delaletiyle sözleşmeye aykırılık halinde de 49. maddenin uygulanacağı tartışmasızdır....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ayıplı hizmet iddiasına dayalı maddi-manevi tazminat taleplerine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermek için yeterli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu kapsamda; Davacı tarafından davada maddi tazminat talebinde de bulunulmuş olup mahkemece bu talep yönünden toplam alacak miktarının belirlenmesi yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan tahkikatın sonlandırılması doğru değildir....
Dava, ayıplı hizmet nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir.4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın 4/A. maddesinde; Sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilânlarında veya standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak belirtilmiştir. Aynı maddede 4. maddede belirtilen şartlar çerçevesinde, tüketicinin ayıplı hizmetin neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde tazminat isteme hakkına sahip olduğu hususu da düzenlenmiştir. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacıların çocuğu...'...
Mahkemece, manevi tazminat isteminin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine 50,00 YTL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalı şirketin ürettiği set üstü ocağın diğer davalı yetkili servis tarafından yanlış montaj edilmesi sonucu oluşan doğalgaz kaçağı sonucu manevi yönden zarar gördüğü gerekçesiyle manevi tazminat isteminde bulumuştur. Davacının dava dilekçesinde maddi tazminata yönelik bir talebi olmadığı gibi usulüne uygun verilmiş bir ıslah dilekçeside bulunmamaktadır. Öte yandan davacı temyiz dilekçesinde de maddi tazminata ilişkin bir talebinin olmadığını bildirmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı hizmet iddiasına dayalı (annesi ile birlikte davacı küçük T1, davalı mağazada alışveriş yapmak isterken yürüyen merdivenin etrafında olay tarihinde korkuluk olmaması sebebiyle 04/09/2006 tarihinde zemin kattan bodrum kata düştüğü, ağır yaralandığı ve zarara uğradığı iddiasına dayalı) maddi ve manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın zamanaşımı nedeniyle maddi ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacıların, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k maddesinde düzenlenen tüketici konumunda, davalının ise, aynı kanunun 3/i maddesinde düzenlenen satıcı konumunda olduğu anlaşılmaktadır....