Bu doğrultuda manevi tazminata hükmedilebilmesi için, borca aykırı davranışın alacaklının kişilik haklarını ihlal ederek manevi zarara yol açmış olması gerekir. Ancak her borca aykırılık hali kişilik haklarını zedeleyici nitelikte kabul edilemez.Somut olayda ise davalı-karşı davacının üstlendiği işin gecikmesine başlı başına ayıplı camlar neden olmadığı gibi, davalı-karşı davacının işin gecikmesi nedeniyle ticari itibar kaybına uğradığı hususu da kanıtlanamadığından, karşı davada manevi tazminat koşulları oluşmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi -K A R A R- Dava, trafik kazası sonucu yakınını kaybeden davacıların aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, yargı yeri belirlenmesi koşulları oluşmamıştır. Hüküm Tüketici Mahkemesince verilmekle, temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun kararı uyarınca Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 30.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi -K A R A R- Dava, trafik kazası sonucu yakınını kaybeden davacıların aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, yargı yeri belirlenmesi koşulları oluşmamıştır. Hüküm Tüketici Mahkemesince verilmekle, temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun kararı uyarınca Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 30.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre, maddi tazminat talebinin reddine ilişkin hükmün, ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığı, maddi tazminat yönünden ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu, dolayısıyla istinaf edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK'nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince reddine karar verilmesi gerekir. Manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede;Haciz isteminin dayanağının bir hak veya alacak olması ve haciz tarihinde mevcut bulunması gerekir. Aksi halde, haksız bir haciz ve buna bağlı olarak da sorumluluk söz konusudur. Haksız icra takibi veya hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.'nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK'nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür....
davalı tarafından servis formunun sonradan tek taraflı düzenleme çabası içine girildiğini bunun da ürünün ayıplı olduğunu gösterdiğini, ayıplı ürünün iade alınması ve ayıplı maldan doğan zararlann tazmin edilmesi için davalıya Ankara 63.Noterliği'nin 09/11/2016 tarihli ve .... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 3 iş günü sure verildiğini, davalının söz konusu ürünün ayıplı olduğunu kabul ederek ihtarnamede belirtilen süre içerisinde ürünü iade aldığını, ürünün iade alınmasına müteakip davalı tarafından iade alınan ürünün bedeli de düşülmek suretiyle yapılan cari hesap sonucunda davalı yanın müvekkiline 126.945,78 TL borçlu durumda kaldığını ve bu bedele ilişkin müvekkiline çek ile ödeme yaptığını ancak davalının müvekkilinin ayıplı ürün sebebiyle doğan maddi ve manevi zararlarını karşılamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan 15/11/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile...
Mahkemece, davacının ticari sayılan bir iş yürütmekte olduğu ve dava konusu ticari aracı bu işte kullandığı, buna göre tüketici sıfatının bulunmadığı, dava konusu araçta üretimden kaynaklı açık veya gizli ayıp bulunmadığı, aracın onarım için servise tesliminden sonra makul süre içinde tamirin tamamlanmadığı, ayıplı hizmetin bulunduğu ve bundan davalı ... ... AŞ 'nin sorumlu tutulamayacağı, davacının onarım süresi içinde ticari faaliyetini sürdürmesi için başka bir araç kullanmak zorunda kaldığı, kiralama nedeniyle maddi zararının oluştuğu, dava konusu ayıplı hizmetin davacının kişilik haklarına zarar verici nitelikte olmadığı, manevi tazminat talebinin şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine ilişkin talebin reddine, tamir süresinin uzadığı iddiasına dayalı talep yönünden ... AŞ hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, 2.000 TL maddi tazminatın davalı ... ......
Mahkemece; tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporları, içeriğine göre; davalı tarafından davacının siparişinin gereği gibi yerine getirilmediği, kumaşlarla ilgili ayıp ihbarının ayıbın gizli ayıp olması nedeniyle makul sürede yapılmış olduğu, davacının bilirkişi incelemesi nedeniyle zararının 92.874,62 TL olarak tespit edildiği, birleşen dosya davacısının talebinde malın ayıplı olduğunun tespiti nedeniyle haksız olduğu, davacının diğer talepleri ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 92.874,62 TL. maddi tazminatın 10/08/2016 tarihinden itibaren başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebinin ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında; manevi tazminat verilmesi gerektiğini, yasal şartların oluştuğunu kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Davalı-karşı davacı vekili; yetki itirazında bulunmuş, müvekkilinin aldığı mobilyaların bedelinin ödendiğini, ürünlerin ise ayıplı olduğunu savunmuş; karşı davada malın ayıbının giderilmesi gerektiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesinde genel yetkili mahkemenin davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, 10. maddesinde ise sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu hükmünün yer aldığı gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Asıl dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin olup; karşı dava, davalı tarafından satın alınan mobilyaların ayıplı olduğu iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, 6100 sayılı HMK'nın 6. ve 10. maddesi uyarınca ......
Davacı dava dilekçesinin talepleri maddi ve manevi tazminat talebi istemlerine yöneliktir. Ancak her iki talep yönünden davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verildiğine göre reddedilen manevi tazminat talebi yönünden de ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca Mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle, A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Kayseri 2....
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalıların satıcısı ve ithalatçısı olduğu otomobil lasitklerinin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak açılmış olan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder....