Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı yanın ayıba dayalı olarak talepte bulunabilmesi için malın ayıplı olması yeterli olmayıp aynı zamanda süresinde ve usulüne uygun olarak Yasa'da öngörülen süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunmuş olması gereklidir. Yasa'da düzenlenen ayıp ihbar süreleri hak düşürücü süreler olup, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulmalıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi uyarınca; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK'nın 223/2.maddesi uygulanır....

    Tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, satın alınan mutfak tüpünün ayıplı olduğu iddiasıyla, meydana gelen zarardan dolayı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar....

      Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacıya, davalı firmanın tedarik ettiği camların dava dışı Alman firmasına ait inşaatta kullanıldığı, bu camların TPS bağlantı desteklerinin yeterli olmaması nedeni ile ayıplı olduğu, ayıbın kullanım sırasında ortaya çıkmasından dolayı gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, dava dışı Alman firmasının yüklenici konumunda olan davacıya karşı Almanya'da açtığı davayı kazandığı, verilen karar sonucu davacının Alman firmasına 441.860,20 Euro tazminat bedeli ödediği, davalının tedarik ettiği ayıplı camlar nedeni ile davacının ödediği bu bedeli davalıdan rücuen tazmin edebileceği, davacının ıslah dilekçesi ile 8 adet camın onarım bedeli ve Almanya'da yapılan yargılama giderleri olarak ayrıca 95.525,76 Euro talep ettiği, dosyaya sunulan belgelere göre Alman firmasına davacının yaptığı ödeme toplamının 537.385,96 Euro tuttuğu, ayıplı mal bedelinin 441.860,20 Euro'ya karşılık geldiği, kalan bedelin Almanya'daki mahkeme masraflarına ilişkin olduğu...

        UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Maddi tazminat (Tüketiciye satılan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı satış bedelinden indirim) istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davalı tarafça istinaf edilmiştir....

        Vekili, davacı tarafın ilk davasında maddi ve manevi tazminat taleplerini atiye terk etmek suretiyle saklı tutmadığını, bu durumda davanın zamanaşımına uğradığını, kullanıma engel bulunmayan bir aracın davacının kendi isteği ile 13.06.2007 tarihinde yetkili servise bırakılmasından dolayı iş bu davaya konu tazminat taleplerinin hakkın kötüye kullanımını oluşturduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Davalı ... Otomotiv AŞ vekili, davacının ilk davada maddi ve manevi tazminat taleplerini atiye terk ettiğinden dava bu talepler yönünden hiç açılmamış sayılacağından bu durumda zamanaşımı süresinin kesilmeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığnı, davacının maddi tazminat talebine esas kalemlerini açıklaması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen 2. bilirkişi kök ve ek raporlarına göre; taraflar hakkında kesinleşen ... 3....

          Hukuk Dairesi Davacı site yönetimi, davalı tarafından imal edilip kat maliklerine satışı yapılan dava konusu sitenin ortak alanlarında bulunan asansörlerde gizli ayıplı imalat bulunduğunu, ayıp iddiasına dayalı olarak davalı hakkında ... Batı 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/1311 Esas sayılı dosyası ile açılan dava nedeni ile yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ile kusur ve ayıplar nedeniyle oluşan zararların tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 16.000,21 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

            - K A R A R - Dava, satın alınan biçerdöverin ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı vekili tarafından süresinde zamanaşımı definin ileri sürülmediği, ancak davacı vekilinin savunmanın genişletilmesine itirazda bulunmadığı, dava zamanaşımın da geçtiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizce onanmış olup, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

              Alışveriş Merkezi Dış Cephe Aydınlatma Projesi kapsamında kullanılmak üzere müvekkili şirketten 'Saha Montaj Adaptörü IP96' almış ve bu ürünleri bir proje kapmasında alışveriş merkezi cephesine montaj için kullandığını iddia ettiğini, davacı satın aldığı ürünlerin ayıplı olduğu iddiasını e -posta göndererek müvekkiline bildirdiğini, müvekkili bu bildirim neticesinde herhangi bir tespit veya rapora gerek görmeksizin sırf taraflar arası devam eden ticari ilişkinin zarar görmemesi ve devam edebilmesi için ürünün ayıplı olup olmadığını kontrol dahi etmeksizin ve ayıba dair davacı yandan herhangi bir rapor dahi istemeksizin, salt davacının ayıplı iddiasına istinaden, davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünleri yenileriyle değiştirdiğini, ancak mahkemece davacının zararını hesaplarken ürünün ayıplı olmadığı değerlendirmemiş ürünün ayıplı olduğunu baştan kabul ederek karar tesis edildiğini, söz konusu kararın eksik ve hatalı incelemeler sonucunda oluştuğundan taraflarınca kabulünün mümkün...

                Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalının kayıtlarının davacının kayıtları ile örtüştüğü, davacının davalı şirket nezdinde 09.12.2010 tarih itibari ile 8.406,06 TL tutarında alacaklı bulunduğu, bu miktarın 31.12.2010 dönem sonu itibari ile davacının alacağı olarak beklediği, davalının, davacının göndermiş bulunduğu bir kısım ürünlerin ayıplı bulunması nedeni ile 01.01.2011 tarih 48027 Nolu ve 4.114.30 TL tutarında iade faturası düzenleyerek davacıya gönderdiği, sözkonusu faturanın mahsubundan sonra davacının davalı nezdindeki cari hesap alacak bakiyesinin 4.291,73 TL tutarında kaldığı ve iş bu miktarın halen davacının alacağı olarak beklediği, tarafların her ikisinin de cari hesap hareketleri birbirini teyit ettiği, ancak ihtilafa konu olan davalının iddiasına konu ayıplı ürünler ile ilgili fatura davalının kayıtlarında yer alırken davacının kayıtlarında yer almadığı, temel borç ilişkisine esas teşkil eden faturanın tek başına bir alacağın varlığını...

                  Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava konusu araç ile yaptığı tek taraflı kaza sonucunda araçtaki arızaların meydana geldiği, arızalar ayıplı hizmet nedeniyle giderilmemiş ise de daha sonra arızaların onarılarak giderildiği, davacıya verilen servis hizmetinin 6502 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi gereğince ayıplı olduğu ve davacının ayıplı olduğu anlaşılan hizmete ilişkin olarak 6502 sayılı Kanun'un 15 inci maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını servis hizmeti veren sağlayıcıya karşı kullanabileceği, ancak aracın üretimden kaynaklı bir ayıbının bulunmadığının sabit olduğu ve ayıplı hizmetin davalılarca verilen servis hizmetinden kaynaklanmadığı gerekçesiyle, davalıların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

                    UYAP Entegrasyonu