Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı, davalı .....'dan BMW marka bir adet araç satın aldığını, daha sonra aracı satmak için yapılan ekspertiz incelemesinde araçta değişen ve boyanın mevcut olduğunun belirlendiğini, davalılara bu konuda ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir cevap verilmediğini, davacının elinde bu şekilde bir hasarın oluşmadığını, aracın teslim edilirken bu haliyle ayıplı olarak teslim edildiğini iddia etmiştir. Davalılardan .. ... A.Ş davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin genel yetki kuralı uyarınca Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüştür. Yetki itirazı ilk itiraz olup ön inceleme duruşmasında öncelikli olarak yetki ilk itirazı değerlendirilerek yargılamaya devam olunmalıdır. Dava konusu sözleşme satım sözleşmesidir. Davacı sözleşmenin feshini ve bedel iadesini istemektedir....

    Mahkemece; dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair İtirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, satılan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmeden cayma ile satım bedelinin iadesine ayrıca maddi ve manevi tazminata ilişkin olup, husumet aktin tarafı olan Performans Makine San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile, malın üretici olan Singer Türkiye dikiş Makineleri Ticaret A.Ş.ne yöneltilmiştir. Davalı Performans Ltd. Şti. yetki itirazında bulunmuş diğer davalı ise davanın esastan reddini istemiştir. Her ne kadar mahkemece, performans Ltd....

      Eğer eser ... sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. (YHGK'nın 02.02.1979 gün 1977/...-393 E. 1979/80 K. sayılı ve Dairemizin ....01.2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında bu ilke ve esaslar ayrıntıları ile açıklanmıştır.) Bu durumda mahkemece öncelikle, tazminat konusu yapılan kalemler tek tek değerlendirilerek, bunların ayıplı ... mi, yoksa eksik ... mi, ayıplı işlerin ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu belirlenmelidir. Daha sonra açık ayıplarla ilgili teslimden sonra yükleniciye BK'nın 359. (TBK'nın 474.) maddesinde öngörüldüğü şekilde süresinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin BK'nın 362....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasında ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 2. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davalı doktor tarafından gerçekleştirilen ameliyatın hatalı olduğu iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, davacının tüketici davalının ise hizmet sunucusu olduğu, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Tüketici Mahkemesi ise, davanın genel mahkemelerde çözümleneceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, yanlış ameliyat sonucu çeşitli sağlık sorunların yaşadığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır....

          Somut uyuşmazlıkta; davacıya ayıplı mal verilmesi söz konusu değildir, ancak; davacının aracına davalı T8 çalışanı tarafından yanlış yakıt konulması şeklinde gerçekleşen olayda, davalı T8.nin diğer davalı BP Petrolleri A.Ş'nin bayisi olarak satış yaptığı ve hizmet verdiği hususunda bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır.Buna göre olayda sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarda tespit edilen yararlanma amacı bakımından tüketicinin beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi eksiklikler içeren hizmet ve dolayısıyla anılan kanunun ‘Ayıplı Hizmet’ başlıklı 13. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ayıplı hizmet sözkonusudur. 6502 sayılı yasanın ‘Ayıplı Hizmetten Sorumluluk’ başlıklı 14.maddesi gereğince sağlayıcı, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür....

          Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2021/467 E., 2022/326 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, kamu görevlisi olan davacı hekim ile davalılar arasında görülen hizmet kusuruna dayalı (hatalı tedaviden kaynaklanan) tazminat davasında hükmedilen bedelin haksız tahsil edildiği iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü: K A R A R Dava, (ölüm ve cismani zararlar sebebiyle açılan) maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hizmet akdinden ve iş ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla); uyuşmazlığın hizmet akdinden kaynaklanmadığı ve haksız fiil iddiasına dayalı davanın Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirileceğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 4857 sayılı İş Kanununun 1/II. maddesinde “Bu Kanun, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir....

              K A R A R Dava, davalı yüklenici tarafından inşa edilen apartmanın ortak alanlarındaki ve bağımsız bölümlerindeki ayıplı ve eksik imalat bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. İlk derece mahkemesince, davalı yüklenicinin yaptığı inşaatın eksik ve ayıplı olduğu iddiasına dayalı eksik ve ayıplı iş bedellerinin tahsili istemiyle apartman yöneticiliği tarafından açılan davada apartman yönetiminin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine, karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                Davalılardan Ziraat Bankası AŞ; Borçlar Yasası'nın 198. maddesi uyarınca davacının satılanı kabul etmiş sayılacağını, açık ayıp söz konusu olup süresinden sonra ihtar çekildiğini, davacının teslim sırasında çekince (ihtirazı kayıt) ileri sürmediğini, manevi tazminat isteminin koşullarının gerçekleşmediğini, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa'nın değil Borçlar Yasası'nın uygulanması gerektiğini, davaya bakmaya asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürerek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalı ... ise; satılanın ayıplı olduğuna ilişkin iddianın satın alma tarihinden itibaren 30 gün içinde ileri sürülmesi gerektiğini, olayda ağır hizmet kusuru bulunmadığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, tüketici mahkemesinin görevli olmadığını, icra müdürü ile bilirkişinin kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir....

                  Açıklanan gerekçeler ile davacının talepleri ve davanın niteliği göz önüne alındığında, ayıp iddiasına dayalı olarak talepte bulunan davacının öncelikle usulüne uygun ihbar yükümlülüğünde bulunması esas olup, yasanın aradığı şekilde davalı tarafa yasal süre içinde ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşılmakla, davalıdan ödenen bedel iadesi ve ayıp dolayısıyla uğranılan zararların tazminine ilişkin talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu