Somut olayda aracın gizli ayıplı olduğu, davacının seçimini bedel iadesi yönünden kullandığı açıktır.Yeni alınan bir araçta bu denli çok arızanın meydana gelmesinin araçtan beklenilen faydayı ve sürekli kullanımı engeller nitelikte bulunduğu, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olduğu, Mahkemece de bu ilkeler dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarının yapıldığı, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kabul kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, bu suretle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....
Ayıba karşı tekeffül koşullarının gerçekleşmesi ve yasada öngörülen yükümlülük yerine getirilmiş olması durumunda alıcıya yukarıda belirtilen BK.m.202 ve 203 ile seçimlik haklar tanımıştır. Yani alıcı davacı dilerse sözleşmeden dönebilir, dilerse satım parasının indirilmesini isteyebilir. Davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunduğuna göre, kaza tarihinde davaya konu aracın davalının mülkiyetinde bulunmaması, davalıyı sorumluluktan kurtarmaz. Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle davacının hangi seçimlik hakları kullandığı (sözleşmeden dönme mi, bedel indirimi mi) sorularak, davacı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istediği takdirde araçta daha sonradan, davacı elindeyken meydana gelen kazalar sebebiyle oluşan değer düşüklüğünün hesaplanarak alacaktan mahsubuna karar verilmeli, bedel indirimi istediği takdirde ise Borçlar Kanunu'nun 202. maddesi gereği nispi metod uygulanarak davacının alacağı belirlenmeli ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir....
Davacı tarafın onarım bedeli ve araç mahrumiyet bedelinin de ayıp sebebiyle bedelde indirim miktarı ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusuna ilişkin yapılan değerlendirme de; Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesiyle, sözleşmeden dönme, bedel iadesi ile birlikte ikame araç bedelinin tahsili talep edilmiş, yargılama esnasında sunulan 28/09/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle özetle, davanın talep kısmında yer alan sözleşmeden dönme haklarını ıslah yoluyla satış bedelinde indirim istemeye dönüştürdüklerini belirterek, sonuç olarak ayıp sebebiyle bedelde indirim ve araç mahrumiyet bedelinin davalılardan tahsili ıslah yoluyla talep edilmiş olup, ıslah dilekçesi içeriğine göre onarım bedelinin davalılardan tahsiline yönelik herhangi bir talebin bulunmaması karşısında, yerel mahkemece talep konusu edilmeyen onarım bedeline yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmamış olmasında herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı, davacı vekilinin onarım...
Davacının sözleşmeden dönme talebinin kabulü ile aracın davacı tarafından davalıya teslimine ve davacının ödediği bedelin davalı tarafça iadesine hükmedilmiştir. TBK'nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; "satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak belirlenmiştir. TBK 228.maddesinde; "Alıcıya ayıplı olarak devredilmiş olan satılanın ayıptan, beklenmedik hâlden veya mücbir sebepten dolayı yok olması veya ağır biçimde zarara uğraması, alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasını engellemez. Bu durumda alıcı, satılandan elinde ne kalmışsa onu geri vermekle yükümlüdür....
Tüketici Mahkemesi'nin 25/12/2019 Tarih - 2019/40- 2019/630 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Dosyanın incelemesinde; davacının, davalıdan aldığı mobilyaların eksik ve ayıplı teslim edildiğini belirterek ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep ettiği, davalının teslimin tam yapıldığı, malların ayıplı olmadığı, varsa ayıbın süresinde ihbar edilmediği ve bedel iadesinin orantısız olduğu gerekçesi ile davanın reddini istediği, mahkemece mobilyacı bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Maddesi uyarınca sözleşmeden dönme suretiyle bedel iadesi ve ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi talebinin reddine, 2-Davacının sözleşmeden dönme suretiyle bedel iadesi talebinin TBK'nun 227/4....
Noterliğince düzenlenen 04/11/2019 tarihli 26920 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile 34 XX 884 plakalı aracı 48.000,00- TL bedel ile Fehmi Tunç'tan satın aldığını, araç ilanında ve yapılan yüz yüze görüşmelerde aracın 222.000 km olduğunun belirtildiği, satıştan sonra davacının aracı kontrol amaçla aracı servise götürdüğü zaman aracın km düşürülmüş olduğunu 23/07/2018 tarihinde 240.826 km olduğunu muayene raporlarından anladığını belirterek km düşürülmek suretiyle davacıya ayıplı şekilde 34 XX 884 plakalı araçtan dolayı müvekkilinin uğramış olduğu manevi zararların telafisi için 7.000,00- TL ve ayıplı aracın geri alınarak araç bedeli olarak 48.000,00- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanacak en yükse faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-TL'ye satın aldığını, parasının tümünü ödediğini, fırının randımanlı çalışmamasından dolayı 4 kez servis çağrıldığını fakat arızanın giderilemediğini, arızanın imalattan kaynaklı giderilemeyecek bir arıza olduğuna kanaat getirerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep hakkını kullandıklarını, davalının talebi karşılamadığını, yapılan ödemenin, ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetkiye ve göreve itiraz etmiş, davanın davalının ikametgahı mahkemesinin yetkili bulunduğunu, tarafların tüketici olmayıp tacir olduğunu, uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, esas yönden ise bu malın ayıplı olması halinde süresinde ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, ürünün davacıya teslim tarihinin faturadan da önce olup faturaya göre dahi talebin zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
, davacı firma tarafından --- tarihinde satın alınmış olup teslim tarihinde cihaz ayıplı olduğu, dava konusu --- tarihinde davalı satıcı firmaya gönderilmiş olup bu tarihten itibaren 9 ay geçmesine rağmen cihazda hiçbir işlem yapılmadığı, kanun hükmünden de görüleceği üzere malın ayıplı olması halinde alıcı satılanı geri vererek sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanabileceği, davacı şirket dava konusu cihazı satıcı şirkete göndererek ayıplı malı geri vermiş olup sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullandığı, cihazın mevzuat gereğince---- cihaz 9 aydır davalı firmada olup cihazın bedel iadesi veya ayıpsız misli ile değişimi yapılmadığı açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise; alıcı ancak, sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir." Yasal düzenleme açıklanan şekilde olup dosya kapsamına göre, davacının seçimlik hakkını aracın tamiri yönünde kullanarak aracı davalıya bıraktığı, aracın dava tarihinden önce tamiri yapılarak onarıldığı ve davacıya davadan önce teslim edildiği sabittir. Seçimlik haklar yenilik doğurucu haklardan olup bir kez kullanılmakla tükenen ve geri alınamayan haklardandır. Davacının ihtilafa konu olan ayıplı motosikletin onarımını seçerek ücretsiz onarım hakkını kullandığı ve seçimlik hakkını tükettiği, dava tarihinde devam eden bir arızanın/ayıbın bulunmadığı, bu nedenle sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanılamayacağı sonuç ve kanaatine varılmakla davacının sözleşmeden dönme ve ücret iadesi talebinin reddine karar verilmiştir....