gerekçeli kararda oranın yanlış hesaplanmış olup, ayıpsız bedelin ayıplı bedele oranı değil, ayıplı bedelin ayıpsız bedele oranı esas alınarak hatalı bir hesaplama sonucunda hüküm kurulduğunu, söz konusu aracın ayıpsız misli ile ayıplı misli arasındaki fark nispi tazminat metodu hesaplaması uyarınca 8.507,00 TL olduğunu, bu durumda müvekkilinin zararının 8.507,00+4.121,45=12.628,45 TL olarak hesaplanması gerekirken 6.052,00 TL'ye karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayıplı ifa nedeni ile müvekkilinin 12.628,45 TL zararı doğduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve talepleri gibi hesaplama yapılarak davalı hakkında bu bedel üzerinden tazminata karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, ayıplı mal satışı nedeniyle tazminat isteminden ve 13. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı bulunmasına göre kararın temyiz incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi'ne ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 12/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 06.11.2012 gün ve 2004/383-2012/456 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık ayıplı taşınmaz satışı nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili davalı şirket ile davacı arasında 10.09.2021 tarihinde akdedilen araç satış sözleşmesi ile müvekkil davalı şirketin bayisi olduğu araç firmasından davacıya araç satışı konusunda anlaşıldığını, ancak sözleşmenin ifası sırasında davacının kusuru nedeniyle devir işleminin gerçekleşmediğini, davacının da kötü niyetli olarak ayıplı hizmet nedeniyle tazminat talebi ile işbu istinafa konu davayı açtığını, yerel mahkemece eksik ve hatalı inceleme sonucunda karar verildiğini, sipariş teslimi süre zarfında meydana gelecek değişikliklerden müvekkili davalı şirketin kusurunun bulunmadığını, bu nedenle de sorumlu tutulması beklenemeyeceğini, sözleşme ile bu ihtimalin düzenlendiğini, bunun davacı tarafından da bilindiğini, aracın müvekkili davalı şirket tarafından sipariş edilmesinden sonra araçta meydana gelen ÖTV artışı nedeni ile aracın ÖTV'li araç diliminden çıktığını, davacıdan ÖTV yönünden gelen artışın farkının talep edildiğini, davacının...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal satışı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalıdan satın aldığı aracın ayıplı çıktığını ve tüm girişimlerine rağmen bu ayıbın giderilmediğini belirterek mağduriyetinin sona erdirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya tebliğat yapılmamıştır. Mahkemece, dava konusu aracın ticari araç olduğu ve yargılama görevinin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı yanca temyiz edilmiştir....
Eldeki dava ayıplı ifa nedeniyle tazminat davası olması nedeniyle mutlak ticari dava değildir.Davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için mutlak ticari dava olmaması nedeniyle nispi ticari dava olması gerekmektedir.--- yazılan müzekkere sonucunda --- vermiş olduğu cevapta davacı tarafın işletme defterine göre defter tuttuğu ve müzekkere ekinde sunulan kazanç miktarının da miktar itibariyle ---- sınırını aşmadığı görülmekle davacının tacir olmadığı,esnaf olduğu görülmüş ve görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmıştır.Her ne kadar yetkisizlik kararı veren mahkemece ilk itirazlardan önce dava şartları incelenerek görev hususunun irdelenmesi gerekiyorsa d davacının tacir olup olmadığına ilişkin araştırma mahkememizce yapıldığından görevsizlik kararı verilmiştir....
Mahkemece; "...Dava; ayıplı araç satışı sebebine dayalı araç ücretinden indirim ve araç için yapılan masrafların genel hükümlere göre tahsili talebine ilişkindir. 6098 sayılı TBK'nun taşınır satışı ile ilgili 219. maddesinde, satıcının, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olacağı, satıcının, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olduğu, aynı kanunun 223. Maddesinde ise; satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkamayacak bir ayıbın bulunduğunun sonradan anlaşılması halinde, ayıbın hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği, ayıbın bildirilmemesi halinde satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK'nun 227....
DEĞERLENDİRME-GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeni ile alacak talebidir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Dava dilekçesinin davalı Barış Canbaz'ın bizzat kendisine 20/06/2018 tarihinde ; diğer davalı Hüseyin Özyıldırım'nın eşi Melike Özyıldırım'a usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği görülmekle, bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde bulunmamıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık TBK'nun 219 vd. Maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Gönen 1. Noterliğinin 06.03.2018 tarih 2062 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi ile davacının davaya konu aracı 181.000 TL satış bedeli ile davalılardan Hüseyin Özyıldırım'dan satın aldığı, davalı Barış Otomotiv tarafından Sahibinden ....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle satış sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK.'nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Taraflar arasında; Kocaeli 7. Noterliği'nin 14.09.2017 tarih ve 26368 yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile 34 XX 887 plaka sayılı aracın satın alındığı ve satış bedeli olarak 38.750,00 TL'nin ödendiğinin, satıma konu aracın davacıya teslim edildiği çekişmesiz olduğu, uyuşmazlığın, satıma konu aracın satış sırasında pert niteliğinde ayıplı olup olmadığı, bu nitelikte ayıplı ise; bu ayıpların davalı tarafından bildirilip bildirilmediği, aracın ayıplı olması halinde davalının ileri sürülen taleplerden sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davanın yasal dayanağı TBK.'...
Talebe konu senetlerin araç alım satımı için satım bedeli kapsamında birbirini takip eden taksitler tutarında düzenlendiği ve satıma konu aracın hukuki ayıplı olması nedeniyle el konulduğu ve bedelsiz kaldığı bedelsiz kalan senetlerinin takibe konu edilmemesi ve protestosunun ... Bankası’na bildirilmemesi için ihtiyati tedbir talebinin reddine dair, ilk derece mahkemesi kararına karşı, senetleri tanzim eden borçlu tarafından talep edilen tedbir talebinin yaklaşık ispat edilemediği gerekçesiyle yerinde olmadığından reddedilmiştir. Talebe konu uyuşmazlık; araç satışı için senetlerin düzenlendiği, aracında hukuki ayıplı olması nedeniyle el konulduğu ve senetlerin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı senetler ile ilgili ihtiyati tedbir talebinin şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir....